Türkiye Barolar Birliği’nden
Anıtkabir Ziyareti ve Basına Açıklama
04 Nisan 2014, TBB Anıtkabir’de…
Ankara 03.04.2015 | |
BARO BAŞKANLIĞI | |
DUYURU NO:2015/35 |
Konu : Adliyelerde, hakim, savcı ve adliye personelinin duyarlı kapı taramasından,
her türlü gıda ve tüketim malzemesinin ise X-Ray aygıtlarından geçirilmemesinin yarattığı güvenlik zaafları hakkında yapılacak saptama ve bunu izleyerek gerçekleştirilecek
suç duyuruları hakkında.
31 Mart’ta İstanbul Çağlayan’daki Adliyede yaşanan ve avukatlarla uzaktan yakından ilgisi olmayan terör saldırısı bahane edilerek avukatlara meslek itibarımızı zedeleyecek biçimde davranılan adliyelerde;
1. Hakimlerin, savcıların ve adliye personelinin duyarlı kapılardan geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;
2. Bu kişilerin çantalarının X-Ray aygıtlarından geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;
3. Adliyelere giren her türlü koli, dosya vs. gibi malzemelerin X-Ray aygıtından geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;
4. Güvenlik zaafı yaratan uygulamaların, sorumluluğu görülen idareciler ve güvenlik çalışanları hakkında Baro Başkanlığınızla birlikte yapacağımız suç duyurularına esas olmak üzere Birlik Başkanlığımıza bildirilmesi konusunda gereğini bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla. 03.04.2015
(http://www.barobirlik.org.tr/Detay61405.tbb)
Avukat Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı
=========================================
Dostlar,
“Biz, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ışıklı yolundan giden Cumhuriyet Avukatlarıyız..”
diyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
ve ülkemizin aydınlık avukatlarını saygı ile selamlıyoruz..
Kendilerine uygulanan tüm hukuk dışılıkları kınıyoruz.
Hele Çağlayan adliyesinde avukatlara şiddet uygulayan polisin tutumunu ve
bu yönde buyruk veren yetkili ve sorumluları esefle kınıyoruz.
Dünyanın en büyük Barosunun başkanı, 30 bine yaklaşan avukatın seçilmiş temsilcisi,
saygın bir Ceza Hukuku öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Ümi Kocasakal‘ı da içeren
kaba kuvvet uygulaması mide bulandırıcıdır ve yasalar önünde suçtur.
Çağlayan Adliyesinde avukatların da binaya girişte üst aramasını emir buyuran Başsavcının Avukatlık Yasasının ilgili maddesinden haberli olmadığı düşünülebilir mi??
Avukatlık Yasası’nın ilgili maddesini anımsayalım, anımsatalım :
(Yayımlandığı R. Gazete tarihi 7/4/1969 sayı 13168)
Made 58 : “…Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı
suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz…”
Bu durumda 2 seçenek var :
1. Ya gerçekten en temel mevzuat bilgisinden Başsavcı bile yoksundur,
dahası kritik bir karar verecekken bile mevzuat taraması yapılmamıştır ??
2. Bile bile hukuk çiğnenmekte, bırakın hukuk devletini yasalar bile pervasızca çiğnenebilmektedir.
Her 2’si de ülkemiz için son derece sakıncalı ve zararlıdır.
Yargı önünde hesabı er ya da geç sorulur, yapanların yanına kalmaz..
Acaba, avukatların adliye girişinde üst araması talimatını veren yetkili başsavcı,
12. CB Bay RTE‘nin örtük buyruğundan mı etkilenmiştir? Hazret, “Avukat da bal gibi aranır..” buyurarak her alanda olduğu gibi bu alanda da “tartışılmaz” (!?) uzmanlığını, göklere ulaşan kibirini bir kez daha sergilemiştir. Ve ne hazindir ki, kıdemli bir hukuk adamı olan Başsavcı apaçık hukuku çiğneyebilmiştir.. Erdoğan’ın yanılgılı demeci ürküntü vericidir..
Savcıyı rehin alan 2 kişinin “..avukat cübbeleri giymek suretiyle..” diye başlayan kritik ve hedef saptırıcı tümcesi içerik olarak doğrulanmamıştır. 2 eylemciden birinin kolunda avukat cübbesi varken, öbürü sivil giysilidir. Bunca önemli kamera görüntüsü bilgisi bile incelenmeden Devletin başındaki kişi yanıl(tıl)mıştır. Bu durum kabul edilemez ve sürdürülemez..
Bireyin özel yaşamın gizliliği ve korunmasının ihlali anlamına gelen önleme ve adli arama tedbirinin hukuksal dayanağı, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) 8/2 ve Anayasanın 20/2 ve 21. maddeleridir. Asıl olan bireyin üstünün, otomobilinin, bürosunun
veya konutunun aranmaması ve izlenMEmesidir. Bunun ayrığı (istisnası), suçun önlenmesi
ve işlendiği savlanan suçun kanıtları ile faillerinin ortaya çıkarılıp elde edilmesi amacı olarak gösterilebilir… (Avukat, Hakim ve Savcıların Aranması, Prof. Dr. Ersan ŞEN, İÜ – SBF, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2013-2/2013-2-12.pdf).
Tüm gerçek ve tüzel kişiliklerin, geçelim hukuku, yazılı hukuk kurallarına uymasında Türkiye’miz açısından saymakla bitmez yararlar vardır. Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere..
12. CB Bay RTE’nin hukuka – yasalara saygısız tutum ve eylemlerine derhal son vermesi gerekmektedir. Başbakan Davutoğlu‘nun kimi gazeteleri engelleme talimatı da apaçık
hukuk dışıdır ve örneğin Cumhuriyet Gazetesi Başbakan aleyhinde sava açmaktadır.
Bir kez daha uyaralım; AKP ülkeyi bilerek terör ve gerilime sürüklüyor.
Masum insanlar ölüyor, öldürülüyor, kan akıyor.. AKP’nin elleri habire kana bulanıyor.
Bu strateji ile oylarını korumayı, artırmayı hedefliyor yerli – yabancı AKP akıldaneleri..
Yine de 7 Haziran 2015’e yakın kamuoyu yoklamaları umut verici çıkmazsa,
SEÇİMLERİ ERTELEYECEK (Anayasa md. 78) çok tehlikeli serüvenleri de gündemde tuttuklarından çoook endişe diyoruz. Sağduyulu çevrelerin, başta AKP içindeki yetkililerin,
bu akıl dışı gidişi ivedilikle durdurması çağrımızdır..
Yarın çoook geç olmadan..
Sevgi ve saygı ile.
05 Nisan 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com