Etiket arşivi: AKP hükümeti; ülkemizi bölünmeye götürecek ve “eyaletler yasası” diye anılan bütünşehir / büyükşehir yasasını TBMM gündemine getirmiş ve yasalaştırmıştır

Türk Tabipleri Birliği’ne İzmir Tabip Odası ve bizim çağrımız..

Dostlar,

Tümüyle paylaşarak, İzmir Tabip Odası’nın açlık grevleri ve TTB’nin (TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ) tutumu hakkıındaki açık mektubunu sizlerle paylaşmak istiyoruz.Bu konuda sitemizde “BDP ve Terör Örgütüne 10 Öneri” götürmüştük :

BDP ve Terör Örgütü PKK’ya 10 Maddelik Çağrımız..
(http://ahmetsaltik.net/licede-catisma-1-sehit/ .. tıklayarak okuyabilirsiniz..) 

Kaldı ki, bu istemler salamlama tekniği ile teker teker ve sürekli ileri taşınarak sürdürülmektedir.

Son istem bellidir; ülkemizden ayrılarak BOP kapsamında, gerçekte ise en az 100 yıllık bir proje olarak Sevr’den hatta daha öncesinden beri planlanan bölgesel kukla Kürt devleti (güncel boyutuyla İsrail’in büyütülmesi), bölge ülkelerinin (Türkiye, İran, Irak ve Suriye bölünerek güçsüzleştirilmesi ve itibarsızlaştırılması) ve başta petrol, bu bölge kaynaklarına el konulmasıdır.
Bu yolda her şey ama her şey, AÇLIK GREVLERİ DAHİL ağır duygu sömürüsü mübahtır.Devlet aklını ve toplumsal sağduyuyu bu yolla teslim almaya dönük tüm girişimler meşru ve ahlaki midir?
TTB yöneticileri olup bitenlerin ardalanını değerlendirememekte midir?
Burada olabildiğine siyasallaşan TTB; 19 Mayıslarda, 29 Ekimlerde ve
10 Kasımlarda nerededir?
Seyşel adalarında tatile mi çıkmışlardır?
Bu nasıl bir “YANSIZLIK” tır ???
Bu denli açık çifte standardı, doğrusu TTB Merkez Konseyi’nde yer alan,
dostluklarımızın olduğu (Konsey Başkanı sınıf arkadaşımızdır..), her biri ayrı ayrı
birer değer olan meslektaşlarımıza gerçekten yakıştıramıyoruz. Orada nasıl bir politik-manyetik alan var ki, bu yakından bildiğimiz, yurtseverliklerinden kuşku duymadığımız dostlarımız böylesine “farklı bir kollektif tutum” benimseyebilmektedirler, anlamakta çok ama çook zorlanıyoruz.
Daha çok uzatmadan -ve de olasılıkla sertleşmeden- İzmir Tabip Odası Başkanı kardeşim sevgili Suat gibi (Kaptaner) bağlayalım :
  • Hekimleri Tabip Odalarından da uzaklaştıran olumsuz tutumlarınızı
    tekrar değerlendirmenizi, hekimlerin büyük çoğunluğunun duyarlılıklarına
    ve görüşlerine de hürmet etmenizi diliyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
16.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

İZMİR TABİP ODASI

15.11.2012 Internet Haber Bülteni

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ’NE AÇIK MEKTUP

 Sayı    : 12-3597-01                                                                  İzmir, 15.11.2012
TTB Merkez Konseyi’nin Sayın Üyeleri,

Sizlerin BDP ve PKK’nın kullandığı deyişle  “tutsak” diye tanımladığınız,
ayrılıkçı örgüt üyeliği iddiasıyla mahkum olan veya tutuklanan kişilerce yürütülen ve
son olarak BDP milletvekillerinin de katıldığı açlık grevleri konusunda aldığınız tutumun, hekimleri odalarımızdan uzaklaştırdığı ve örgütümüze büyük zarar verdiği kanısındayız.

Hekimlik meslek ilkeleri ve insanlık evrensel değerleri zemininde açlık grevinde bulunan kişilerin sağlık sorunlarına eğilmek, sağlık ve yaşam hakkı zemininde üzerimize düşenleri yapmak görevimizdir. Hekimler olarak, açlık grevinde bulunan kişilerin dil, din, ırk veya sınıfına göre değerlendirme yapmamız da etik ilkelere aykırıdır.

Ancak, hekimlik meslek ilkeleri ve insanlık evrensel değerleri zemininde
açlık grevinde bulunan kişilerin sağlık sorunlarına eğilmek ile
açlık grevinde bulunan kişilerin taleplerine sahip çıkmak farklı konulardır. 

Talepler açıktır :

1. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin kaldırılması
2. Anadilde savunma hakkı ve
3. Anadilde eğitim hakkının tanınması.
Açıkça saptanmalıdır ki; bu talepler PKK’nın uzun süredir öne çıkardığı
siyasal talepleridir. Bunlar için yapılan açlık grevleri, ülkemizi ve ulusumuzu bölme siyasi faaliyetinin önemli bir ayağıdır ve bir üst düzeye çıkarılmasıdır.

Sizler ise taleplerin içeriğini, amaçlarını ve sonuçlarını adeta hiç değerlendirmeden, AKP hükümetine çağrıda bulunarak, açlık grevine gidenlerle “geç olmadan diyaloga geçme” çağrısında bulunuyorsunuz. Hatta İstanbul’da eylem yapıp bu taleplere
sahip çıkıyorsunuz.

Bu taleplere hekimler adına mı sahip çıkıyorsunuz?

Ayrıca iddia ettiğiniz gibi ortada bir diyalog eksikliği de yoktur. Tam tersine söylenilen bütün keskin sözlere ve atışmalara karşın,  ABD ve İngiltere gözetiminde başlatılan Oslo görüşmelerinden beri ciddi bir diyalog varlığı bizzat iktidar yöneticileri ile muhatapları tarafından basında dillendirilmektedir.

AKP hükümet sözcüsü de talepler konusunda duyarlı olduklarını ve samimiyetle çözmek istediklerini açıklamıştır.

AKP, “biz verdik”, PKK “biz verdirdik” çabası içindedir,
bir ön alma yarışı görülmektedir.

Dikkat edilmelidir ki, yaratılan toz duman ortamında AKP hükümeti,
ülkemizi bölünmeye götürecek ve “eyaletler yasası” diye anılan bütünşehir / büyükşehir yasasını TBMM gündemine getirmiş ve yasalaştırmıştır.

Hekimlik meslek ilkeleri ve insanlık evrensel değerleri zemininde yapılması gerekenler farklı bir konudur. Yapılmalıdır ve elden geldiğince yapılmaktadır.
Bu bizim yeminimizin gereğidir.

Ancak meslek örgütü yöneticilerinin görevi,  görünenin ötesini de görmek,
göstermek ve buna göre bir tutum almaktır.

“Yansız” gibi görünmek ve açık tutum almamak da, aslında bir tutum almaktır.
Bu olumsuz bir tutumdur ve sonuç olarak yanlışa hizmet etmektedir.

Ne yazık ki 19 Mayıs, 29 Ekim ve son olarak 10 Kasım’da aldığınız sözüm ona “yansız” tutum da böyledir.

Ulusal konularda duyarsız kalıp, web sayfalarınızda bir satır olsun yer vermezken; günlerdir en üst düzeyde sürdürdüğünüz açlık grevleri konusundaki “duyarlılığınız”
ve “eylemleriniz”in hekim topluluğu tarafından nasıl algılandığını değerlendirmenizi öneriyoruz.

Size bu mektupla açık bir çağrıda bulunuyoruz :

Meslek örgütümüz yöneticileri olarak bu tutumunuzu devam ettirdikçe, meslek örgütü güçsüzleşmeye ve geniş hekim topluluğundan uzaklaşmaya devam edecektir.

Sizlerin bu yaklaşımı yalnızca TTB Merkez Konseyi’ne değil, tüm Odalara
mal edilmektedir. Hekimleri Tabip Odalarından da uzaklaştırmaktadır.
  • Hekimleri Tabip Odalarından da uzaklaştıran olumsuz tutumlarınızı
    tekrar değerlendirmenizi, hekimlerin büyük çoğunluğunun duyarlılıklarına
    ve görüşlerine de hürmet etmenizi diliyoruz.

İZMİR TABİP ODASI 
YÖNETİM KURULU