Akademisyenlere güvenlik soruşturması!
Eğitim Sen‘in açıklaması şöyle:
“Sendikamıza gelen bilgilere göre Ankara Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi gibi kimi üniversitelerde görev süresi uzatımı yapılacak akademisyenlerle ilgili olarak “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması formunu” doldurulmasının istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Zaten ilgili akademisyenlerin özlük dosyalarında yer alan bilgilerin yeniden istendiği söz konusu formda, akademisyenlerden “ilginç” bir bilgi de istenmekte, haklarında “halen devam eden ceza davası bulunup bulunmadığı” konusunda bilgi talep edilmektedir.
Belirtmek isteriz ki, hukukun en temel kavramlarından birisi masumiyet karinesidir. Dolayısıyla hakkında mahkeme kararlarıyla ceza hükmü kesinleşmemiş kişiler suçlu olarak görülemez ve suçlu muamelesine tabii tutulamazlar.
Ancak hukuk bilmedikleri için hukukun en temel öğelerine dahi saygı duymayan üniversite yönetimleri, belli ki kendi meşreplerince birilerini suçlu ilan etmenin ve görev sürelerini uzatmamanın derdindedir.
Kaldı ki, hakkında hiçbir hukuksal ve somut delil ileri sürülmeden ihraç edilen emekçilerin, Ankara Üniversitesinde olduğu gibi kamu hizmetinden yararlanma hakkının dahi yok sayıldığı hatırda tutulduğunda, hukukiliğe duyduğumuz ihtiyaç kolaylıkla görülebilecektir.
Eğitim Sen olarak, üniversitelerde yaşanan hukuksuz uygulamaların sayısındaki ciddi artış karşısında tüm yetkilileri bir kez daha uyarıyor, idarenin her türlü eylem ve işleminin hukuka uygun olması gerektiği, aksi halde suç işlendiğinin bilinmesini istiyoruz.”
================================
Dostlar,
PROF. MUSTAFA AKAYDIN’ın
15 TEMMUZ SENARYOSU!
OHAL giderek olağanlaştırılıyor, halka unutturulmak ve olabildiğince kalıcılaştırmak isteniyor. Bu artık açık bir olgu.. ”15 Temmuz darbe girişimi” nin hemen ardından Erdoğan, ‘
- ‘Bu bizim için Allah’ın büyük bir lütfu..” buyurmuştu ve o lütufla (!) 13 aydır tepe tepe, hatta Anayasa dahi pervasızca çiğnenerek rejim değiştiriliyor AKP = RTE tarafından!
İnsan düşünmeden edemiyor; ”15 Temmuz darbe girişimi” başarılı olsaydı başımıza bundan daha beter ne gelebilirdi??
- AKP = RTE 20 Temmuz 2016’dan bu yana Türkiye’de yarattıkları muazzam altüst oluşu yapabilirler miydi, ne ölçüde cesaret edebilirlerdi ve kaç onyılda başarabilirlerdi örn. TSK’yı darmadağın etmelerini???!!
Erdoğan, ’15 Temmuz darbe girişimi” nin ardından olayı haber alışına ilişkin değişik yer ve zamanlarda 5 ayrı zaman verdi.. Hangisi doğru? Bir devlet başkanı aynı konuda 5 farklı açıklama yapar mı, niçin? Hangisine inanmalı?
Stratejide kuraldır; bir eylem – girişim en çok kime yarıyorsa özneyi aramaya oradan başlamak gerekir.. OHAL altında inletilen Türkiye’de son 13 ayın en kazançlısı kim? Açıkça AKP – RTE!
Bu bağlamda, CHP Antalya Milletvekili meslektaşımız Prof. Dr. Mustafa Akaydın 15 Temmuz için ”.. bu bir senaryo..” deyince AKP’nin bam teline basılmış gibi zıpladığını izliyoruz. Yarası olan gocunuyor sanki.. Hemen ardından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya geçmesi ve terör örgütü FETÖ’nün propagandasını yapmaktan suçlama girişimi.. Hazır dokunulmazlık engeli de yokken oh ne ala..
Erdoğan, B. Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Bekir Bozdağ…. başta olmak üzere FG ile yakın ilişkiler, övgüler, özlemler, Tükiye’ye çağrılar, FETÖ’nün devleti kuşattığı uyarısına ”.. buna kargalar bile güler…” diyen AKP’li Bakan Çelik, FETÖ’yü 16 Temmuz sabahı kavrayabildiğini ileri sürerek halkla dalga geçen Arınç’lar… video kayıtları sosyal medyada dolaşıyor, arşivlerde duruyor.. Erdoğan, Davutoğlu, Arınç, Hüseyin Çelik, Bekir Bozdağ, Sadullah Ergin… FETÖ hayranlığı kanıtı videoyu izlemek için tıklayınız..
https://www.facebook.com/TurkiyeNoktaNet/videos/525890534278818/
Cumhuriyetin savcıları, özelikle Yargıtay C. Başsavcısı bunları görmüyor ve duymuyor da bir milletvekili ”15 Temmuz darbe girişimi” hakkında pek çok yerli – yabancı kişi ve kurumun paylaştığı kanıyı – kuşkuyu dile getirince neden politik ve adli linç başlatılıyor hemen??
Türk yargısı – adaleti majestelerinin yargısı – adaletine dönüştürüldü de biz mi habersiz kaldık??
Herkese net bir dilbilgisi anımsatması yapalım :
- 15 Temmuz her durumda, niteliği gereği bir senaryodur!..
Bir kez darbecilerin önce bu işin bir senaryosunu yazmaları gerek.. Diyelim ki önceden haber alındı ama önlemler sağlanıp birkaç saat oynanmasına izin verildi (Perde 1) ve bastırıldı (Perde 2) ve o birkaç saatlik ”action”, sonrası için yaman bir gerekçe yapıldı (Perde 3)… Görüldüğü gibi yapanın da, bir süreliğine seyredenin de, ardından karşı koyup bastıranın da ayrı ayrı ”senaryo” ları var.. Gördünüz mü, üstelik tek bir senaryo da değil.. Prof. Akaydın ”senaryo” diye tekil kullandı. Bir de çoğul kullansaydı maazallah, herhalde birkaç kez müebbet hapsi istenirdi..
Türkiye ne günlere kaldı! 12 Eylül döneminin karabasan (kâbus) gibi güvenlik soruşturmaları gene gündemde..
Ahmet ŞIK’ın ”İMAMIN ORDULARI” adlı kitabının yeni baskısını bir kez daha okumanın tam zamanı.. İlk 80 sayfa sıkı bir ”15 Temmuz senaryoları” irdelemesine ayrılmış..
Gerçekleri öğrenmemizin çok gecikmeyeceğini düşünüyoruz..
AKP = RTE‘yi milyonuncu kez ”teenni”ye çağırıyoruz. 15 Temmuz’a herkes sizin gibi bakmak zorunda değil.. Eğer siz de gerçekleri öğrenmek istiyorsanız, farklı seslere kulak vereceksiniz, ”dava emri” değil!
Sevgi ve saygı ile. 16 Ağustos 2017, Tekirdağ
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com