Etiket arşivi: 2015 Kimya Nobel Ödülü’nü bir Türk Doktoru kazandı!

2015 Kimya Nobel Ödülü’nü bir Türk Doktoru kazandı!

2015 Kimya Nobel Ödülü’nü
bir Türk Doktoru kazandı! 

Kimya Nobel Ödülü’nü bir Türk kazandı!

2015 Nobel Kimya Ödülü’nü “DNA onarımı” hakkındaki bilimsel çalışmasıyla Prof. Aziz Sancar kazandı. Sancar kanser konusundaki çalışmaları ve “ritmik saat” buluşu ile tanınıyor.

Sancar ödülünü aynı dalda İngiliz bilim insanı Tomas Lindahl ve ABD’li meslektaşı
Paul Modrich ile paylaşıyor. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi,
Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından verilen Nobel ödülleri açıklandı. Geçen yıl kimya dalındaki ödülü Almanya’dan Stefan Hell ve Amerika’dan Eric Betzig ve William Moerner mikroskop alanındaki çalışmalarıyla kazanmıştı.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç
Nobel Komitesi tarafından verilen Nobel ödülleri açıklandı. 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü

“DNA onarımı” hakkındaki bilimsel çalışmasıyla Prof. Aziz Sancar kazandı.
Sancar ödülünü aynı dalda Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile paylaştı.
Sancar, Orhan Pamuk’tan sonra Nobel alan 2. Türk oldu.

İsveç Kraliyet Bilim Akademisi, düzenlediği basın toplantısında, Lindahl, Modrich ve Sancar’ın “hücrelerin hasar gören DNA’yı nasıl onardığını ve genetik bilgiyi nasıl koruma altına aldığını” ortaya çıkardıkları için Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldüklerini bildirdi.

Açıklamada, “Üç bilim adamının çalışmaları, hücrelerin nasıl işlediğine yönelik son derece önemli bilgi sağlayarak yeni kanser tedavilerinin geliştirilmesine yol açtı” ifadesi kullanıldı.

İnsan DNA’sının her gün ultraviyole ışınlar, serbest radikaller ve diğer kanserojen maddeler nedeniyle zarar gördüğüne işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ancak bu tür dış saldırılar olmadan da DNA molekülleri, kalıtımsal olarak değişken bir yapıya sahiptir. Hücrenin genomunda her gün çok sayıda değişiklik meydana gelir. Daha da ötesi insan vücudundaki hücreler her gün milyonlarca kez bölünür ve bu esnada DNA kopyalanır. DNA’nın kopyalanması sırasında bazı bozukluklar ortaya çıkar. Genetik materyalin tam bir kimyasal kaosa düşmemesinin nedeni, hiç durmadan DNA’yı izleyen ve meydana gelen hasarları onaran moleküler sistemler barındırmasıdır. 2015 Nobel Kimya Ödülü, bu onarım sistemlerinin nasıl işlediğini moleküler düzeyde gözler önüne seren çalışmalarıyla alanlarında çığır açan
üç bilim adamına verilmiştir.”

Kraliyet Akademisi, ödüle yaraşır (layık görülen 3 bilim adamını şöyle tanıttı:

“1970’lerin başlarında bilim adamları, DNA’nın son derece istikrarlı bir molekül olduğuna inanıyordu ancak Lindahl, DNA’nın aslında yeryüzünde yaşamın gelişimini olanaksız kılacak
bir yavaşlıkta bozulduğunu ortaya çıkardı. Öngörüsü, Lindahl’ın DNA’nın çökmesine sürekli engel olan moleküler bir makineyi keşfetmesini sağladı. Aziz Sancar, hücrelerin ultraviyole ışınlarının DNA’da neden olduğu hasarı tamir etmek için kullandığı nükleotid eksizyon onarım mekanizmasının haritasını çıkardı. Paul Modrich de hücrelerin, hücre bölünmesi esnasında DNA’nın kopyalanmasında ortaya çıkan hataları nasıl düzelttiğini buldu.”

‘RİTMİK SAAT’

Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser tedavisinde ‘ritmik saat’ buluşunu yaparak dünya çapında üne kavuşmuştu.

2014 yılı Nobel Kimya Ödülü ‘nano dünyaya kapı aralayan’, ‘süper çözünürlüklü floresan mikroskobu’ geliştiren çalışmaları nedeniyle ABD’li kimyagerler Eric Betzig ve William E Moerner ile Alman kimyager Stefan W. Hell’e verilmişti.

Dün açıklanan Nobel Fizik Ödülü Japon bilim insanı Takaai Kajita ve Kanadalı fizikçi Arthur B. McDonald’e verilmişti.

Önceki gün açıklanan Nobel Tıp Ödülü ise parazitler ve sıtma konusunda araştırma yapan İrlandalı bilim insanı William Campbell ve Japon bilim insanları Satoshi Omura ve Youyou Tu’ya layık görülmüştü.

Bu yılın başarılı isimleri Nobel Ödülü’nü Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta teslim alacak.

Aziz Sancar kimdir?

Prof. Dr. Aziz Sancar 1946’da Mardin Savur’da 8 kardeşin yedincisi olarak dünyaya geldi.

“Annemin ve babamın okuması yazması yoktu” diye konuşan Sancar, “Ancak eğitimin önemini biliyorlardı ve çocuklarının tümünün eğitim alması için ellerinden geleni yaptılar.” diyor.
Okulda hep başarılı bir öğrenciydi ama aynı zamanda futbola yeteneği vardı. Lise futbol takımında kalecilik yaparken, Genç Milli Futbol takımı denemelerine çağrıldı. Diyor ki:
“Bu benim en büyük rüyamdı; hep milli takımda oynamak istemişimdir. Ancak bir süre sonra iyi bir kaleci olmak için boyumun yeterince uzun olmadığına karar verdim ve derslerime daha fazla eğildim.”

1963 yılında girdiği İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1971 yılında bitirdi. Okuldayken temel bilimler hocalarının bilimsel buluşlar karşındaki heyecanını şöyle dile getiriyor “Kaynaklarımızın yetersizliğini gayret ve heyecanımız ile kapatıyorduk.” 6 yıllık tıp eğitiminin ikinci yılında aldığı biyokimya dersinden etkilenen Sancar, biyokimya araştırmacısı olmaya karar verdi. Biyokimya dalında lisansüstü çalışmalar yapma isteğini biyokimya hocasına açtığı zaman, hocası en azından bir süre için doktorluk yapmasını tavsiye etti. “Tıbbiyeden mezun olan herkesin, temel bilimlerle ilgilenmeden önce birkaç yıl doktorluk yapmasında büyük fayda görüyorum” diyen Sancar hocasının tavsiyesine uyup, doğduğu yer olan Savur’a yakın bir bölgede kendisi için çok yararlı olduğuna inandığı iki yıllık bir doktorluk deneyimi geçirdi.

Nobel kazanan Aziz Sancar’dan ilk açıklama

[Haber görseli]

1997 yılından bugüne Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill’de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapan Prof. Sancar’ın, 415 bilimsel makalesi var ve bu makalelere çok yüksek atıflar aldı.  31.330. Başarılı bilim adamları h-endeksine göre değerlendirmede de h-99 gibi yüksek bir
nota ulaşmıştı.

Sancar, bilimde başarıya ulaşmak için çok çalışma, kararlılık ve azmin ne denli önemli olduğunun canlı kanıtıdır. Aldığı ödüller arasında Ulusal Bilim Vakfı’nın Başkanlık Genç Araştırmacılar Ödülü (1984), Amerikan Fotobiyolojı Birliği’nin en büyük ödülü (1990) ve Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TUBITAK) (1995) ödülü sayılabilir.
Sancar, ayrıca ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin ilk Türk Amerikan üyesidir.

Prof. Sancar,  Biyokimya Profesörü olan Gwen Boles Sancar ile evlidir. Gwen sancar
North Carolina-Chapel Hill’de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

Sancar, 2008 yılında bilimsel nitelikleri ve insan sağlığına yapmış olduğu üst düzey katkıları nedeniyle Vehbi Koç Ödülü‘nü kazandı.

Eşi Prof. Gwen ile birlikte senelerdir bir Türk Evi* inşa etmek isteyen Sancar, Vehbi Koç ödülünden aldığı 100 bin dolarlık ödülünün tamamını ise Türkiye tanıtımına harcadı.
“Ödülden kazandığım para olmasaydı, bu hayalimi gerçekleştiremeyecektim” diyen Sancar, şunları söylüyor:

“Bu para gelince, hayattayken bu hayalimizi gerçekleştirelim istedik. 100 bin dolar da
kendi cebimizden koyduk ve evi 660 bin dolara aldık. 19 Mayıs 2008 yılında Türk Evini açtık. 2 katlı bir ev. 18 öğrencinin kalabileceği odalar var. Büyük bir salonu ve mutfağı var.
Türk hanımları, mutfağımızda yemek pişiriyor. Türk öğrencilere ve ABD’lilere Türk yemekleri veriyoruz. Salonu ise kültürel faaliyetler için kullanıyoruz. Düzenlediğimiz etkinlikler, ABD’liler tarafından çok ilgi gördü.”

*Türk evi ile ilgili detaylı bilgi için adresler

The Aziz & Gwen Sancar Foundation
Carolina Türk Evi – Turkish House,
743 East Franklin Street,
Chapel Hill, North Carolina
http://agsfoundation.karolayna.com/index.htm
================================

Dostlar,

Çooooooooooook keyifli ve gururluyuz..

Prof. Aziz Sancar Hoca ile aynı Fakülteden mezunuz üstelik..

O 1971’de mezun olmş, biz o yıl tıp eğitimine başlamışız..

Nobel ödüllü Sancar hoca bir Türk ve Mustafa Kemal ATATÜRK hayranı!..

Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan 69 yaşındaki Aziz Sancar,
ödülün özellikle Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Sancar,

İsveç Kraliyet Bilim Akademisi tarafından Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, “Ödülü kazanmaktan büyük onur duyduğunu” söyledi.

Akademi’den gelen telefonu, eşinin açtığını ve kendisini uyandırdığını belirten
69 yaşındaki Sancar, “Hiç beklemiyordum, çok şaşırdım. Hala da çok şaşkınım” dedi.

Nobel Medya Merkezi’nden Adam Smith’in sorularını yanıtlayan Sancar,
ödülü kazanan ilk Türk bilim adamı olduğu hatırlatıldığında “Bilim adamı olarak evet.
Ama Orhan Pamuk, 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü’n kazanmıştı” dedi.

Smith’in, Türkiye’de de büyük kutlamalar olacağını belirtmesi üzerine Sancar,
“Evet sanırım olacak. ‘Nobel ödülünü ne zaman alacaksın?’ diye yıllardır sorup duruyorlardı. Ülkem adına da gurur duyuyorum” ifadesini kullandı.

Hasar gören DNA’nın onarımıyla ilgili mekanizmaları ortaya çıkaran çalışmasıyla ödüle yaraşır görülen Sancar, “Şimdi neler olacak?” sorusuna “Derslerim ay sonunda başlıyor ve
aralık sonuna dek sürecek. Dersleri aksatmamak için elimden geleni yapacağım ama sanırım kimi aksaklıklar olacak.” diye konuştu.

Ailesine, ana vatanı Türkiye’ye ve çalışmalarını sürdürdüğü ABD’ye müteşekkir olduğunu kaydeden Prof. Sancar,

“Bu ödülü ülkemin gençlerine adıyorum.
Hikayem, inanıp da başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığıdır.
Hem kendim hem de ülkem için sevindim.
Beni bu noktaya getiren, ülkemde aldığım eğitimdir.
Bu ödül özellikle Türkiye için çok önemli.”

dedi.

Sevgi ve saygı ile.
08 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com