Bu derin dip dalga nedir?
Hürriyet, 02.11.2015
Hiçbirimiz böyle bir sonucu beklemiyorduk… Konuştuğum AKP’liler de beklemiyordu.
Kamuoyu anketi yapanlar da beklemiyordu…
Demek ki bu sessizlik, toplumdaki derin bir dalganın kamuflajıymış…
* * *
-İKİ: Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük bir artış ne anlama geliyor?
Bence anlamak o kadar kolay değil…
Ne benim, ne de bizzat AKP’lilerin bu derin dalganın ne anlama geldiğini bugünden
çok sağlıklı tahlilini yapmalarının mümkün olmadığını düşünüyorum.
* * *
-ÜÇ: Ancak bu sonucun matematiksel ve apaçık bir gerçeği var.
AKP, kendisinden sonra gelen bütün partiler kadar oy aldı.
Kendisinde sonra gelen CHP’nin oyunu ise ikiye katladı.
CHP ise kendisinden sonra gelen iki partinin toplamından fazla oy aldı.
Bu tablonun matematiksel anlamı da şu:
Biri Türk, öteki Kürt milliyetçiliği temelinde siyaset yapan iki parti ciddi oy kaybetti.
Merkezde muhafazakâr siyaset yapan AKP oylarını 9 puan arttırdı, sosyal demokrat temelde siyaset yapan CHP ise az da olsa oyunu artırdı.
* * *
-DÖRT: Bu durumda önümüzdeki tablo şudur:
Türkiye siyaseti, 1990’lı yıllarda merkezini kaybetmişti.
Şimdi oyların %75 gibi çok geniş bir bölümü merkezde toplanıyor.
* * *
-BEŞ: İşte bu noktadan başlayarak Türkiye’nin önündeki en büyük soru şudur:
Acaba “merkez” denilen bu iki parti, kendini ne ölçüde merkez hissetmektedir.
* * *
-ALTI: İyimser yanım bana şunu söylüyor : Eğer iki parti de kendini merkez sorumluluğu içinde hissederse, başımıza bela olan bu kutuplaşmayı da aşabiliriz.
Mevlânâ türbesinde söylenenin sembolik bir anlamı var mı ?
BAŞBAKAN Davutoğlu, ilk mesajlarını Mevlânâ türbesinden verdi. Mevlânâ’nın hepimize verdiği evrensel mesaj bellidir. Sevgi, kardeşlik, hangi düşünceden olursan ol, birlikte olabilme duygusu… Başbakan’ın konuşmasını dinlerken kendi kendime bunu sordum. Bizleri şaşırtmasına karşın acaba bu seçim, böyle evrensel bir duygunun siyasete egemen olmasına vesile olabilir mi?
Bence en büyük görev iktidar ve ana muhalefet partilerinin…
17-25 stresi kalktı dediğim için Twitter’cılar bana çok kızdı
DÜN akşam hem Kanal D’de, hem CNN Türk’te şunu söyledimn : “Umarım %49 oy, AKP’ye bundan böyle çok daha özgüvenle davranma duygusu verir. Çünkü onlar açısından stres yaratan 17-25 Aralık gibi soruşturmaların Meclis’e gelme ihtimali fiilen ortadan kalktı.”
Daha program sırasında arkadaşlarım aradılar ve büyük tepki olduğunu söylediler.
İyi de niye tepki duyduklarını anlamadım. Meclis’in %60’ına sahipken bu konuyu gündeme getirmemişsin, şimdi hangi güçle getireceksin? Bana kızacağınıza, işin bu tarafına bakın.
Ayrıca halk, bu olayı ilk sıraya koymadığını da verdiği oyla gösterdi.
İki taraf da trollerine hâkim olabilecek mi ?
ÇOK yorulduk… Çok da acılı günler geçirdik. Stres ve korkular hepimizin içine küçük trolleri yerleştirdi. Mevzilerden durmadan ateş ettik. Peki bu kutuplaşma hep böyle devam edecek mi…
Bence iyi bir trol dezenfektesi yapma zamanı geldi. Huzurlu bir 4 yıl geçirmek, büyük sorunlarımızı barış içinde birlikte çözmek istiyorsak, her kesimin içindeki trollerden arınma zamanı geldi.
Karşı mahalleye konuşma kararım daha da kesinleşti
SEÇİM sonuçlarını değerlendirirken aldığım ilk kararlar şunlar:
-İçimdeki öfkeyi bastırmak için daha da çok çaba harcayacağım.
-Beyaz TV’ye çıktığımda çok eleştiri almıştım.
-O zaman dediğim gibi, karşı mahalleyle daha çok konuşmak için elimden geleni yapacağım.
–Bu sonuç hoşuma gitmese de samimi olarak içime sindirmek için elimden geleni yapacağım.
-Kendime dönüp, “Nerede yanlışım, nerede doğruyum?” değerlendirmesini yapıp,
doğru bildiğimde yürüyeceğim.
-Yaşadığım sürece, muhalefet etmenin de iktidar olmak kadar hak olduğunu
anlatmaya devam edeceğim.
-Elimden geldiğince, çevremdekilere, bunun yaşamın sonu olmadığını,
bildiğimiz yaşamı yaşamayı sürdüreceğimizi anlatmaya devam edeceğim.
===========================
Dostlar,
Ne diyelim, üstad gazeteci – yazar Ertuğru Özkök böyle düşünüyor..
Biz de “SÜKUNET HER ZAMAN İYİDİR…” diyoruz..
Başbakan Davutoğlu’nun Balkon konuşmasını çok dengeli ve ılımlı bulduk..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yazılı demecini de..
Ancak geçmişte de başlangıç demeçleri çoook sakin ve barışçı idi.. Sonra fırtına!
Bu kez gereğini yaparlarsa Türkiye de kendileri de biraz nefes alır, gerilimi düşürebiliriz.
En önemlisi toplumdaki tehlikeli boyutte etnik – dinsel kutuplaşma…
Bu eksenlerde gerilimi mutlaka ve hızla indirgemek zorundayız..
Bölücü örgüt terörünü anladığı dilden mücadele ile kararlılıkla tasfiye etmek zorunlu.
Sonra DEMOKRASİMİZİ HERKES İÇİN 1. SINIF KILMAK..
Sonra mutlaka ekonomik demokrasi... Bölgesel dengeli – hakça kalkınma
Batı’ya da “İÇİŞLERİMİZE KARIŞMA!” çıkışı..
Bölgede barışçı politika, kimsenin içişlerine karışmama, sınırlara saygı..
Sonra Kürt sorunu kalır mı? Kürtçülük yapmak isteyene izin vermezseniz elbette..
Haydi Türkiye, kolay gele…
Her yeni durumun sunabileceği – barındırabileceği fırsatları görmeli, çekip çıkarmalı.
Sevgi ve saygı ile.
02 Kasım 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com