Etiket arşivi: 1 dolar = 4 TL

Türkiye’nin -ve Dünya’nın- ekonomik durumu

Türkiye’nin -ve Dünya’nın- ekonomik durumu

portresi, Gülümseyen

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 
Değerli arkadaşlar,

Doların yükselişi ile Milli Gelirimiz dolar ölçeğinde düşmüş oluyor. 400 milyar doları aşkın dış borcumuzu ödemek için daha fazla TL karşılığı emek vereceğiz demektir.
Dolar şimdi 2,90’larda 3 TL’ye doğru gidiyor; benim tahminim, bu gidişle 2016 sonunda
1 dolar = 4 TL olur. Bu arada komşumuz Rusya’da da paranın değeri oldukça düştü,
1 Dolar = 66 Ruble oldu. Paranın değerini izleme açısından yine de Altın en güvenilir ölçek olmaya devam ediyor. Dünya piyasalarında (22 ayar) Altının gramı 36 dolar dolayındadır.

2015’te (1,8 Trilyon TL) Milli Gelirimiz 600 milyar dolara, kişi başına ulusal gelirimiz de yaklaşık 7690 dolara düşmüş oluyor; Oysa 2 yıl önce 10 bin Dolar kadardı. Yurt dışından ithal malları satın alım gücümüz %23 zayıfladı demektir… Üretimimiz büyük ölçüde ithalata dayalı olduğundan, Yurt içi ürünlerde de satın alım gücümüz en az %10 zayıflamış olacaktır… %60 kadarı yoksulluk sınırında yaşayan toplumu (Orta halli ve dar gelirli kesimi) olumsuz etkileyecek bu ekonomik sıkıntı Kasımdaki seçimine nasıl yansıyacak, çok merak ediyorum..

Yuunnamed (4)rt dışından ithal ettiğimiz en önemli madde Petroldür. Türkiye yılda yaklaşık 250 milyon Varil  Petrol tüketiyor. Petrolün satın alım fiyatı 2015’te varil başına ortalama 60 Dolar oldu… (Şu anda petrolün varili 40 Dolara dek düşmüş durumda, 1 varil = 159 litre) Rafineri çıkış fiyatı 0,4 dolar olan Benzinin litresini 1,75 dolara (5 TL) satın alıyoruz. Yani Tüketici olarak yılda ödediğimiz 60 Milyar dolarlık Benzin parasının 15 milyar doları Petrol satın alımı için Yurt dışına giderken, kalan 45 milyar doların 30 Milyar doları Vergi olarak Devlete ve 15 milyar doları da Yurt içi ekonomik döngüye giriyor. Eskiden olduğu gibi Ham Petrol fiyatı yine 100-120 dolarlara tırmanırsa, Türkiye önümüzdeki dönemde oldukça zorluk çekecek demektir. Türkiye’deki satın alım gücüne göre Benzinin pahalılık oranını Almanya ve ABD ile kıyaslayalım :

Ülke     Milli Gelir     Benzin Fiyatı

         $/adam.yıl       $/galon         Orantı
ABD……..56400………3,00…………1,0
Almanya..42000………6,00…………2,7………1,0
Türkiye…..7690………6,60………..16,0………6,0
(1 Galon =3,785 litre)

ABD’ne kıyasla benzini tam 16  kez daha pahalı kullanan Türkiye, (AB ortalaması) Almanya’ya göre de 6 kez daha pahalı kullanıyor. Petrol fiyatları artarsa üretimde ulaşım ve enerji girdileri artacak, makas daha da açılacak ve şimdilik 45. sıradaki Türkiye’nin rekabet gücü, ucuzlatılmış emeğimize karşın, daha da zayıflayacak gibi görünüyor….
2015 yılında, Petroldeki fiyat düşüşü,

  • Çin’deki ekonomik gelişim hızının frenlenmesi, Yuan’ın devalüasyonu,
  • ABD Federal Bankasının (FED) faiz artırım olasılığı,
  • ABD-İran Atom antlaşmasının yarattığı tedirginlik,
  • Gelirinin önemli bir bölümünü Petrolden sağlayan Rusya’ya karşı Ukrayna sorunundan dolayı yaptırım uygulayan ABD’nin OPEC Ülkeleriyle giriştiği manüplasyonlar ve
  • ABD’nin “fracking” denen çevre sağlığı açısından tartışmalı bir yöntemle kaya yağı (Petrol) ve gaz üretimiyle pazara girişi vs. nedenlere bağlanıyor… Dünya borsalarını da günlerce sallayan bu süreç şimdilik biraz durulmuşa benziyor.

***

‘Serbest Piyasa ekonomisi’ dedikleri Kapitalist Kurgunun Finans sistemi
nasıl çalışıyor ?

  • sanal para üret, reel kâr yap!

Değerli arkadaşlar,

Bir ülkenin gelirini (g) kabaca;

  • Yurt içi üretiminin (p),
  • İhracat(x) ithalat(m) farkının ve
  • Borç(b) ve Borç tediyesi (t) farkının toplamı olarak gösterebiliriz.

Bu şekilde Dünyadaki tüm Ülkelerin toplamını alırsak, Dünya geneli için,

g1 = p1 + x1-m1 + b1-f1
g2 = p2 + x2-m2 + b2-f2


gn = pn + xn-mn + bn-fn    (n = 206;  BM üyesi 193)

G = P + (X-M) + (B-F)   
eşitliğini elde ederiz.

Dünya ülkelerinin toplam Geliri  G≈73 Trilyon dolar, Dünyadaki İhracat (ithalat) X ≈ M ≈ 18 trilyon $ ve Dünyadaki ülkelerin borçlarının toplamı B≈56 trilyon dolardır. Dünya Finans Kurumlarına yıllık ödenen borç taksitleri (Faiz) F≈3 Trilyon $
dolayındadır. Bu değerlerle,

73 = P + 18 – 18 + 56 – 3  eşitliğinden,  P ≈20 Trilyon dolar  bulunuyor.
Demek ki, Ülkelerin net yıllık üretimi  P+X ≈ 38 Trilyon dolar kadardır…
Bunu şöyle de ifade edebiliriz :

Gezegenimizde gerçek ekonominin büyüklüğü 35-40 Trilyon dolar kadardır.*

Öte yandan Dünyada tedavülde (AS: dolaşımda) olan tüm Paraların ($, Euro, Yuan, Ruble, Rupi, Real, Peso, TL…) toplam miktarı bunun dörtte biri kadar, 10 Trilyon dolar dolayında; demek ki, 2015’te ~ 60 Trilyon dolar ‘sanal para’ dönüyor Küresel Finans atmosferinde. Gerçek paranın ~6 katı !

Displaying image.png

Kredi Kurumları öz varlıklarının ortalama k=0,875 kadarını kredi olarak verirlerse ve
bu kredi işlemi bu oranda biteviye (AS: durmaksızın) devam ederse, toplam para miktarı başlangıç parasının 7 katına dek büyür; yani sanal para gerçek paranın 6 katına çıkmış olur.

0,875 + 0,8752 +0,8753 + 0,8754 +….. = 1/[(1/0,875)-1]= 7

Bu sanal balonun şişmesini denetleyecek ve birden patlamasını engelleyecek doğal bir
geri besleme mekanizması maalesef yoktur; o nedenle patlamayı engellemek için ara sıra küçük sübaplardan (Borsalarda) biraz ‘hava’ kaçırılır; bu hava kaçırmalar ekonomik durumu sağlam olmayan ülkelerde, finans yapısını yıkıma götüren fırtınalar şeklinde hissedilebilir. Sonuçta, Kredi kurumlarının öz varlıklarından %80-%90 oranında zincirlemesine yaratılmış (!) krediler (borçlar) Dünya emekçilerinin sırtından ~3 Trilyon dolar/yıl kazanç getiriyor Küresel Finans sisteminin kasasına.

İşte Kapitalist sistemin kurguladığı Küresel Finans sistemi böyle çalışıyor; Gerçek paranın 6 katı kadar sanal Para üretiyor ve bu sanal parayı satarak (ortalama %5/yıl) gerçek kâr ediyor.. Tabii  işin acıklı yanı, ülkeler böyle soyulurken, sömürü yükü insanların omuzlarına eşit dağılmış değil; Hemen her ülkede, çok küçük bir azınlık Dünya finans sisteminin getirisinden pay bile alırken, nüfusun yaklaşık % 60 kadarı yoksulluk / açlık sınırında yaşıyor; yani Dünya gelir dağılımında çok büyük bir adaletsizlik söz konusudur. Bugün Dünya toplam Üretiminin ~% 90’ı makineler, otomatlar ve robotlar aracılığı ile gerçekleşiyor ve bu üretim araçlarının mülkiyeti gitgide daha küçük bir kesimin eline geçiyor. Zengin daha zengin olurken, fakir daha da fakirleşiyor. Aşağıdaki grafikte Dünyada %10’luk 10 gelir dilimi arasında Küresel gelirin dağılımını görüyorsunuz.
Buna göre Gezegenimizin Gini-Katsayısı 0,63 gibi inanılmaz kötü bir değer gösteriyor..

image (2)Gelişmiş demokratik Ülkeler için Gini-Katsayısı 0,20-0,30 arasında iken orta halli gelişmekte olan Ülkelerde 0,30-0,40 arasında, gelişmemiş Ülkelerde (Çoğunlukla Orta doğu ve Afrika Ülkelerinde) 0,40-0,55 arasında bulunuyor… Ülkelerin nüfuslarına normalize Ortalama Gini-Katsayısı ise 0,50 dolayında. Demek ki ülkeler kendi sınırları içinde ulusal gelirin dağılımını görece
daha adil sağlıyor görünürken, Dünya 7,3 milyar nüfuslu tek bir Devlet biçiminde
ele alındığında gerçek felaket belirgin oluyor: Dünya genelinin Gini-Katsayısı,
ülkelerin Gini Katsayılarının nüfus ağırlıklı ortalamasından daha yüksek! 

image (3)

 

 

 

 

 

 

 

 

Değerli arkadaşlar,

Neresinden baksanız, Gezegenin bugünkü gidişi çok kötü. 2050’lerde bu nüfus artışı ile Dünya nüfusu 10 milyar sınırına dayanmış olacak. Beklenen Petrol krizi
(Petrolün eko-teknik anlamda bitişi)
başgösterdiğinde, Kapitalist sistemin ‘finans balonu’ elbet patlayacak ve insanlık büyük bir kaos (AS: karmaşa) yaşayacaktır… Üstüne üstlük
sosyal sorunların (terör, savaş ve göçler) daha yoğun duruma gelişi ve olumsuz
İklim değişikliğinin tetikleyeceği çevre ve sağlık sorunları (susuzluk, kuraklık, açlık
ve hastalıklar) savurgan yaşamın ve de Kapitalizmin sonunu getirecektir…

Karanlık bir tablo görünüyor, ama göz kamaştırıcı müthiş bir aydınlığın da habercisidir
bu karanlık tablo; o nedenle kestirimim o ki, İnsanlık 22. Yüzyıla belki büyük kıyımdan arta kalan 2-3 milyarlık bir nüfusla ve çok yıpranmış; ama büyük bir ders almış ve aydınlanmış olarak girecektir.

Sevgilerimle. æ
30.08.2015, Ankara
__________________________________
* 2015 değeriyle 40 Trilyon dolar. Gezegenimizdeki yıllık toplam üretim aslında Güneşten bir yılda alınan enerji sayesindedir… Bir başka ifade ile ‘Dünyanın maaşını Güneş veriyor’ diyebiliriz. Güneşten Dünyamıza akan termal enerji saniyede 1,76×1017 Joule’ dür. Bize besin ve enerji olarak yansıyan bu yaşam kaynağından gelen enerjinin yarısı tekrar Uzaya yansır… Biyo-sistemler aldıkları güneş enerjisinin yaklaşık %40 kadarını kullanıma elverişli hale dönüştürebilir (efficiency). Dünyada kararlı bir biyolojik dengenin devamı için de mevcut biyo-kaynakların yılda 1/40 kadarından fazlasını tüketemeyiz Bunun dışında Fosil yakıtlar milyonlarca yıllık güneş enerjisi birikimi olduğundan, yıllık fosil yakıt enerjisini de buna eklemek gerekir. Sonuçta şunu söyleyebiliriz : İnsanoğlunun her 1 dolarlık üretimi  aslında Güneşten aldığı 700 milyon Joule’lük enerji karşılığıdır kabaca; 1$ ≡ 700 MJ. 
===================================

Dostlar,

Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan hocamıza bu makalesi için ne demeli??
Bir nükleer fizikçinin ufku ve bilimsel bilgi açılımı (spektrumu) bu denli mi geniş olur?
Sn. Ercan, bir uluslararası finans – iktisat uzmanı gibi makro-ekonomik matematiksel irdelemeler yapıyor ve gerçekçi sonuçlar çıkarıyor.

Kapitalizm 5. yüzyılını dolduruyor.. Emperyalizm ise neresinden baksak 100 yaş dolayında. Son 30 – 40 yıldan bu yana ise küresel ölçek ve nitelikte bir finans – kapital kuşatması ile yüz yüzeyiz.

Emperyal sömürünün Küresel ölçekte ve giderek yenileri geliştirilen finansal araçlarla nasıl da acımasızca sürdürüldüğünü sayısal verilerle izliyoruz. Ancak bu parasal (moneter – aktüaryal) tablo kendi çelişkisini de bünyesinde taşıyor ve doğurduğu doğrudan ve türev sorunlarla kendi sonunu da hazırlıyor. Bu olguya, Dünya halklarının giderek aydınlanması ve yoksulluklarını sorgulaması, katlanılmaz çevre yıkımlarını gözleyerek direnmesi de… eklenmeli..

Keşke insanlık böylesine örseleyici (travmatize edici) yaşantı deneyimleri yerine
(deneme – yanılma ile somut öğrenme) bilimsel çıkarımlara (prediction, estimation) dayalı daha akılcı (rasyonel) yaşam düzenleri kurgulayabilse..

Barış içinde daha adil, özgür, gönençli bir dünya elbette olanaklıdır ve gelecek kuşaklar bizce böylesi bir düzeni başaracaklardır.

Yazının pdf biçimi : Turkiye’nin_ve_Dunya’nin_ekonomik_durumu

Sevgi ve saygı ile.
31.08.2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmailcom