Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm.
Mustafa Kemal’in kurtuluş savaşını başlatmak için Samsun’a çıkışının 105. yıldönümünü kutluyoruz.
Mustafa Kemal İstanbul’da
Mirliva Mustafa Kemal Suriye’de 7. Ordu komutanı iken, 30 Ekim 1918’de bir teslim anlaşması niteliğindeki Mondros Ateşkes Andlaşması’ndan sonra, 31 Ekim’de Suriye – Filistin cephesindeki Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını Mareşal Liman Von Sanders’ten teslim almıştır. İlk işi Mondros Ateşkesini (Mütareke) incelemek ve sakıncalarını hükümete bildirmek olmuştur. Anlaşmanın uygulanması konusunda işbirlikçi Padişah hükümeti ile görüş ayrılığı üzerine, görevinden çekilerek İtilaf donanmasının Mondros’tan yararlanarak kente girdiği gün (13 kasım 1918) İstanbul’a dönmüştür.
Mustafa Kemal, İstanbul’a geldiği “13 Kasım 1918’den, Samsun için yola çıktığı 16 Mayıs 1919″a dek İstanbul’da kaldığı altı ay içinde:
- Kurtuluş Savaşının düşünsel hazırlıklarını (dürtüm muhakemesini) yaparak
savaşa düşünsel düzeyde hazırlanmış,
- Birlikte çalışacağı komutanlar ile savaşın komuta yapısını oluşturmuş ve
- Anadolu’ya geçiş yollarını araştırmıştır.
Samsun’a çıkış
Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçmek için beklediği fırsat, 12 Nisan 1919’da İtilaf Devletlerinin Osmanlı hükümetine verdiği bir Nota ile çıkmıştır. Bu Notada Karadeniz bölgesinde Türklerin Rum köylerine saldırdıkları, güvenlik sağlanmazsa Mondros’a göre Karadeniz bölgesinin de
işgal edileceği bildirilmiştir.
Notayı alan Padişah ve hükümeti Karadeniz bölgesindeki olayları incelemek ve güvenliği sağlamak amacıyla bölgeye Mustafa Kemal’in gönderilmesine karar vermiştir. Mustafa Kemal öncelikle yazılı bir görev ve yetki belgesi istemiş ve bu belgeye kendi istediği yetkileri koydurmuştur. Daha sonra 19 kişilik karargahını oluşturmuş, veda ziyaretlerini yapmış,
16 Mayıs’ta Bandırma vapuru ile İstanbul’dan ayrılmıştır.
Padişah’a yaptığı ziyarette Vahdettin’in kendisine “Paşa, memleketi sen kurtarabilirsin” dediği Atatürk’ün anılarında anlatılmıştır. Atatürk karşıtları bu ifadeyi, ”Padişah Mustafa Kemal’i vatanı kurtartması için Anadolu’ya gönderdi” biçiminde yorumlamaktadır. Bu yanlıştır. Padişah için kurtarılması gereken vatan kendi tahtı, sarayı ve İstanbul’dur. Karadeniz bölgesindeki karışıklık ileri sürülerek burası da işgal edilirse, İstanbul daha da tehlikeye girecektir. ”Vatanı kurtarabilirsin” derken bunu söylemek istemiştir. Mustafa Kemal’in kurtarmak istediği vatan ise Misakı Milli sınırlarıdır.
Padişah Vahdettin Mustafa Kemal’i vatanı kurtarması için Samsun’a göndermiş olsaydı, kendisini geri çağırmaz, görevden almaz, idam kararını onaylamazdı.
- Padişah’ın Samsun’a giden Mustafa Kemal’e altın verdiği de yalandır.
Çünkü bu konuda belge yoktur. Büyük savaşa girerken Almanya’dan alınan borcun karşılığında, Osmanlı hazinesi Berlin’e taşınmıştır.
Hazırlıkların bitmesinden sonra Mustafa Kemal, İzmir’in Yunan ordusunca işgalinden bir gün sonra, 16 Mayıs’ta karargahı ile birlikte Bandırma vapuru ile Samsun’a hareket etmiştir. Bandırma vapuru Kızkulesi açıklarında İngilizler tarafından aranırken, “Biz silah ve cephane değil; ülkü, inanç dolu kafa götürüyoruz..” demiştir.
Bandırma, 41 yaşında Karadeniz için uygun olmayan küçük bir gemidir. Yola çıkarken uğurlamaya gelen Rauf Orbay, Mustafa Kemal’e bir İngiliz zırhlısının Bandırma’yı batırmak için izleyeceğini bildirince, büyük devrimci “İstanbul’da kalıp tutuklanmaktansa Karadeniz’de boğulmayı yeğlerim.” demiştir. Tehlikeli yolculuk, 19 Mayıs 1919 sabahı güvenle Samsun’da sona ermiştir.
Genel Durum
Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında İstanbul, Doğu Anadolu, Adana, Antep, Urfa, Maraş, Antalya, Konya işgal altındadır. Demiryolları işgalcilerin denetimindedir. Samsun’da İngiliz askerleri bulunmaktadır. Her yerde Mondros Ateşkes Andlaşması’nın uygulanmasını denetleyen yabancı resmi görevliler ve casuslar vardır.
Mustafa Kemal’in İstanbul’dan hareketinden bir gün önce, 15 Mayıs ‘ta Yunan ordusu İzmir’e çıkmış, Ege bölgesindeki işgal alanını genişletmektedir.
Ordu terhis edilmiş, silahları toplanmaktadır.
Ulus, büyük savaştan çok ağır yıpranmış olarak çıkmıştır, ekonomi olağanüstü zayıftır.
- Padişah ve hükümeti kendi tahtını korunak için düşmanla işbirliği yapmaktadır.
Bu olağanüstü güç koşullara karşın Samsun’a çıkarken Mustafa Kemal’in hedefi,
ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız yeni bir devlet kurmaktır.
Samsun’a Çıktıktan Sonra
Örgütçü Mustafa Kemal, önce yanında getirdiği Refet Bele’yi Samsun mutasarrıfı olarak atamış ve buyruğundaki kolordu komutanları Ali Fuat Cebesoy ve Kazım Karabekir ile bağlantı kurmuştur. Komutanlara ülkenin son durumunu anlatmış, “Millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdan vazifesini yakından, beraber çalışarak en iyi şekilde yerine getirme” kararlılığını bildirmiştir.
Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan üç gün sonra İstanbul’a gönderdiği telgrafta, bölgede Türklerin Rum köylerine saldırmadığını, tersine Rumların Türk köylerine saldırdığını,
Türklerin kendilerini koruduğunu bildirmiştir.
Samsun’daki İngiliz birliği ve casusları, Mustafa Kemal’in Rahat çalışmasını zorlaştırmaktadır.
28 Mayıs’ta Samsun’dan ayrılır, ilk durağı Havza’da ulusla doğrudan ilişki kurar ve 29 Mayıs’ta işgallerin yoğun protesto edilmesini isteyen Havza Bildirisini yayınlar.
Sonraki durak olan Amasya’da, 22 Haziran’da “ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararlılığı kurtaracaktır” diyen Amasya Bildirisi / Genelgesi ile padişah hükümetine açıkça meydan okur.
Samsun’dan başlayan yolun sonu, başlangıçta hedeflendiği gibi ulusal egemenliğe dayalı
tam bağımsız cumhuriyetin kurulmasıdır.
Değerlendirme ve Sonuç
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919, ulusal bağımsızlık savaşının başlangıcıdır.
Büyük devrimci, Samsun’a çıkmadan önce savaşın düşünsel ve örgütsel hazırlıklarını tamamlamıştır.
Samsun’a çıkar çıkmaz Padişahın verdiği görevi değil, kendi deyişiyle “ulusa ve ülkeye borçlu olduğu en son vicdan görevini” yapmaya başlamıştır.
Mustafa Kemal Samsun’dan sonra planlı ve örgütlü biçimde hem işgalci düşmana karşı verdiği askeri hem de Padişaha karşı verdiği siyasal savaşımın sonunda başlangıçtaki hedefi olan
ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız Cumhuriyet hedefini gerçekleştirmiştir.
Büyüyen Ulusal Savaşım
Karar veren ve yöneten : 1 kişi,
Amasya Bildirisini yayınlayan : 6 kişi,
Samsun’a çıkan : 19 kişi,
Sivas Kongresi: 41 kişi,
Kuvayı Milliye Kongreleri: 1396 kişi,
Büyük Taarruz’a katılan: 200 000 kişi,
Savaşı kazanan: 12 milyon kişi.
19 Mayıs, 1980’den beri Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. Oysa Atatürk’ü anma, 19 Mayıs’la sınırlandırılmayacak ölçüde büyük bir görevdir.
Bayramınız kutlu olsun!!! (19 Mayıs 2024)