OHAL’de seçime hayır!

SİYASET02.03.2023, BİRGÜN

 

8 Şubat 2023’te TBMM’de, 3 ay süre ile OHAL ilanına ilişkin kararın 1 aya indirilmesine ilişkin önergeyi TBMM başkanı oya sundu:

AKP’lilerin de oylarıyla kabul edildi.

Uğultular başladı ve -genellikle olduğu üzere oylama sırasında salona akın eden- AKP’lilerin, neye oy verdiklerinin ayırdında olmadıkları anlaşılır anlaşılmaz oylama, İçtüzük çiğnenerek yinelendi ve AKP oylarının rengi birkaç saniyede değişti. Böylece, 2023 seçimlerine de OHAL gölgesinde gitme riski doğdu.

“SEÇİMLER, 18 HAZİRAN’DA YAPILACAK”

Seçimler, “beş yılda bir yapılır” (Anayasa md.77) gereği, seçim tarihi 18 Haziran 2023.

Buna karşılık, madde 116 çerçevesinde erken seçim CHP, HDP ve İyi Parti gibi özellikle TBMM’de temsil edilen demokratik muhalefet partilerince sürekli istendi.

AKP ve MHP Genel Başkanlarının, erken seçim isteklerini geri çevirmek için “seçimler 18 Haziran’da yapılacak” yanıtı, otomatik bir söyleme dönüştü.

Beş yıllık “18 Haziran’da yapılacak” nakaratı, seçimlere beş ay kala terkedildi ve “14 Mayıs” dillendirilmeye başlandı.

14 MAYIS’A ALINABİLİR Mİ?

TBMM’ye ve Cumhurbaşkanı’na seçimleri yenileme yetkisini tanıyan madde 116 gerekçesi, “sistem tıkanıklıklarının milli iradeye müracaatla çözümü”, yasama ve yürütme arasında “kriz oluşması halinde halkın hakemliğine başvurma” neden ve amacına dayanır. Bu çerçevede, seçimlerin 1 ay 4 gün öne alınmasını haklı kılacak hiçbir neden yok.

Anayasal dayanaktan yoksun bulunması ötesinde, ortam ve koşullar bakımından; seçim takviminin 3 aylık OHAL süresi ile örtüşmesi nedeniyle sakıncalı olduğu gibi, enkazlar altındaki binlerce depremzedeye henüz ulaşamamışken, kurtarılanların barınma sorunları giderilememişken seçim mühendisliği yapmak, yaşamını yitiren yurttaşlarımıza ve yakınlarına saygısızlıktır.

DEPREM “FIRSATI”!

OHAL ilanına karşı şu iki soru öne çıkmıştı:

-Neden ilk 6 saat değil de 36 saat sonra?

– Hangi yasal hükümler hızlı ve etkili önlemlere engel?

Bu vb. sorular yanıtsız kaldı; ama OHAL ilan edildi. Ne var ki, yine etkili ve hızlı önlemler alınmadığı için eleştirilere karşı, önce “namussuz” vb. sözlerle muhalefet partilerine hakaret Cumhurbaşkanı, acı gerçekler karşısında ise, “helallik” istendi. Oysa aslolan, yargı önünde hesap vermektir. Siyasal sorumluluktan bağışık tek kişili yürütme karşısında, “hükümet istifa” çağrısının hiçbir karşılığı yok.

Bu nedenle, planlama, imar ve yapı hukukunda düzenleme-denetleme ve yaptırım zincirini işletmeyen yetkili ve görevli makam ve kişilerin sorumluluğunu öne çıkarmak gerekiyor.

2017 kurgusunun sonucu kişi+parti+devlet birleşmesi, AFAD’dan KIZILAY’a kadar resmi kurumlar bütününü çürüttü. Deprem, sanal olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan tek kişi yönetiminin de aslında bir enkaz yığını olduğunu teşhir etti.

OHAL BİLE KURTARAMAZ

Uyarımız, deprem sırası ve sonrasında alınacak önlemler için afet bölgesi ilanının ve afet mevzuatının yeterli olduğu idi.

OHAL ilanı durumunda ise, OHAL Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri (CBK) yerine OHAL Kanunu’nun yeterli olacağı idi.

  • Mera ve ormanları talan riski yaratan OHAL CBK-126,
    Anayasa dışı ve keyfi düzenlemeye tipik örnek.

Görünen o ki, OHAL CBK dizisi, OHAL bölgesi ile sınırlı tutulmayacak; demokratik muhalefeti bastırmak amacıyla kullanılacak.

Zamanında seçim, OHAL’den (8 Şubat- 8 Mayıs) 40 gün sonra; buna karşılık, 14 Mayısa çekilirse seçim, OHAL’in sona ermesinden yalnızca 5 gün sonra yapılmış olacak.

Seçim, gün değil, süreçtir; bu nedenle 14 Mayıs’a hayır demek gerek.

Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya aykırı olarak parti genel başkanı olduğu için, siyasal partiler arasında eşit olmayan yarışma koşulları, OHAL uygulamalarıyla daha da bozulacak.

Bu nedenle, 18 Haziran olan resmi seçim tarihini 14 Mayıs’a çekmek, ne meşru ne de anayasal.

Son umut olarak yine OHAL’e sarılan Cumhur İttifakı’nın olası dayatmasına karşı, Millet İttifakı, “sizi OHAL bile kurtaramaz” tavrı yerine, daha kararlı bir biçimde karşı koyabilmeli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir