Türkiye’nin yarınını neler belirleyecek…

Erol ManisalıErol Manisalı
erolmanisa@yahoo.com
Cumhuriyet 30.11.21

– İktisadi ve siyasi olarak Türkiye “olağanüstü” sorunlarla karşı karşıya.
– Büyük krizden çıkmak için siyasi ve iktisadi olarak “yapılması gerekenler” bellidir. Ülkede %70’lik toplumsal destek (ve istekli) gerekenler ana hatları ile ortaya konmuştur. Sorunların hangi yollarla (ve araçlarla) çözüleceği konusunda % 70’in temsilcileri, “asgari müştereklerde”, temel noktalarda, ortak bir görüşte şimdilik “fikren” de olsa birleşmişlerdir.
– Öte yandan, çözüm için gereken araçları ve değişiklikleri kabul etmeyen iktidar ortakları da bellidir: Bir yanda krizden kurtuluş için gereken önlemler belli iken öte yanda bunların yapılmasının yolunu kesenler de bellidir.
– Yarın nasıl bir Türkiye olacağını, bugün ülkede “mevcut olan iç siyasi ve iktisadi dinamikler üretecektir”“Veri” olan, mevcut alan, var olan faktörler (AS: etmenler) doğrultusunda yarının Türkiye’si şekillenecektir.
– Şunu da kabul etmek gerekir: fiilen mevcut olan, iç siyasal ve iktisadi faktörler

a) Bir yandan değişken faktörlerdir.
b) Öte yandan bu değişim süreçleri kendi dışsallıklarını (externalities) her iki yönde de “besleyerek” değiştirebilirler; Almanya’da Hitler faşizminin “kendi dışsallıklarını da üretebilmesi” gibi.

– Sözün kısası yarının Türkiye’sini, bugün iç siyasal ve ekonomik dinamikleri belirleyeceklerdir: Ya güçlü parlamenter sistem ve demokrasi yönünde yol değiştirme: Ya da tek adam rejimi ile ray değiştiren ülkenin demokrasi istasyonundan daha da uzaklaşarak siyasal İslam odaklı, tümüyle otoriter bir yapıya dönüşmesi.

Halkın %70 dolayındaki güçlü çoğunluğuna rağmen, aynı oranda güçlü bir muhalefet “etkinliği” bulunmuyor. Bu konuda, her bir muhalefet partisinin “kendi öncelikleri” ile ulusal boyutta bütünleşmiş muhalefet cephesi arasında farklar var.

%70 dolayındaki “halk muhalefetine” karşın muhalefet cephesindeki siyasal partiler aynı oranda, organize başarı gösteremiyorlar.

Buna karşın Erdoğan ve AKP’nin kemikleşmiş %25’inin iki ayağı bulunuyor:

a) Tek adam iktidarında tüm ekonomik ulusal kaynaklar denetimsiz olarak rejimin elinde bulunduğundan “iktidar cephesine” aktarılan olağanüstü ekonomik güç söz konusu: bu kesim, iktidar ile kader birliği içinde,
b) Siyasal İslamcı düzeni savunan dinci örgütler de iktidarın en büyük destekçileri. Bunlara zaman zaman de olsa katılan kimi yabancı devletleri de katmak gerekiyor.

Türkiye kader seçimlerine, bu iki cephe arasındaki mücadele (ve kavga) ile gidiyor. Ayrıca “haksız rekabet” koşullarının büyük ölçüde geçerli olduğu bir ortamda yapılacak. İktidar cephesinin, “kaybettiği andan itibaren katlanacağı olağanüstü bedel” de göz önüne alındığında, “iktidarın ölçüyü ne oranda kaçıracağı” en çok sorgulanan sorun.

Kavga özünde, demokrasi ve siyasal İslam arasındadır.

Muhalefet partileri bu gerçeği ne oranda özümseyip değerlendirecekler?

İşin ilginç yanı halen %70 oranındaki bölümü bu gerçeği görmüş ve eğilimini buna göre belirlemiştir. Halkın bu eğilimine karşın muhalefet partileri ellerini taşın altına koyma konusunda, “sokaktaki insan kadar kararlı gözükmüyorlar”. Tabandaki, “demokratik örgütlenme yetersizlikleri” bu çelişkinin en önemli nedenidir.

Yoksa, dincilerden uluslararası mafya ve emperyalizme “olağan şüpheliler” ortaklığı kasıp kavurur. Son aylarda Diyanet İşleri Başkanı’nı, Sedat Peker’leri ve Biden’ları konuşmuyor muyuz… Sahneyi işgal edenler bu “üç ayak”

Türkiye’nin yarınını neler belirleyecek…” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    Tamamen GÜNCEL VE SOMUT, derin BİLİMSEL, gerçek VATANSEVER, baştan sona MUHTEŞEM VE MÜKEMMEL teşhisler, saptamalar, irdelemeler, yorumlar, genellemeler, sonuçlar, teşhirler, kınamalar, öngörüler ve öneriler. Ünlü yazarı saygın, üstün ve duayyen iktisat bilimci sevgili hocamız Prof. MANİSALI başta olmak üzere çok değerli yayıncıları sevgili hocamız Prof. SALTIK’a ve sevgili CUMHURİYET GAZETESİ’ne en yürekten tebrikler, derin saygılar, yeni başarılar, en iyi dilekler ve konuya ilişkin özel bir adak :

    BU BOP’CU KLİK VE BU SÜPER GİZLİ KOL’CU BİRLİK

    Bu eski ve en yeni BOP’cu klik
    Ve bu süper gizli KOL’cu birlik,
    Yurdu derin bir iktisadi,mali,siyasi,sosyal,ahlaki krize götürdü
    Ve hala daha götürüyor.
    Bütün ulusu ise en iğrenç bir baskı ve zulüm yaparak sömürdü
    Ve her dem sömürüyor.

    Bu malum ve meşhur kliğe karşı başbaşa, elele,sırtsırta vererek,
    Bu birliği yenip cehennemin o çok derin ve dipsiz dibine itmek,
    En ivedi ilahi, insani, vatani,milli,hukuki,askeri,ahlaki görevdir,
    Bu yasamsal görevi yapmak
    Ve büyük utkuya ulaştırmak
    Tek ve en geniş bir bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi gerektirir.

    Bu yüce Cephe’yi kurup utkuya ulaştıracak erkekler ve melekler,
    Sonsuz bir sevgiye ve saygıya layık olarak kutlanıp öpülecekler.
    İşte o zaman, bu klik ve birlik, pılını prıtısın toplayıp kaçacaktır,
    Tüm ulus ise bekaya,barışa,işe,aşa,genliğe,gönence kavuşacaktır.
    Ve her kız, kızan,kadın, erkek gönlüne göre sevecek, sevilecektir
    Ve sevişecek, doyacak ve doğuracak, besleyecek ve büyütecektir.

    Gönül Pınar Atacı, 6.Aralık.2021

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir