SÖKE SÖKE

Suay Karaman 

15 Aralık 2020’de t TBMM’de konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Erozan’ın “Bütçeyi iktisatlı kullanın. Yılın ikinci yarısı alacağız.” sözlerine yanıt verirken;

  • Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz.

demişti. Bu söylemde muhalefetin seçim kazanamayacağını şimdiden bilmek anlamı mı vardır ya da muhalefet seçimi kazansa bile, AKP’nin iktidarı bırakmayacağı mı bildirilmektedir? 

26 Mayıs 2021 Çarşamba günü AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan parti grubunda yaptığı konuşmada, İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in Rize’nin İkizdere ilçesinde yaptığı esnaf ziyaretinde yaşananları anımsatarak, “Yine dua et ki gelin hanıma çok ileriye gitmeden ders verdiler. İkizdere yetmedi, Çayeli’ne gittin. Orada da gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler…” ifadelerini kullandı. Bu söylem ülkenin içinde bulunduğu durumun daha da kötüye gideceğinin ve iç karışıklıklar çıkartılacağının habercisidir. 

24 Haziran 2021 Perşembe günü partisinin 57 milletvekiliyle bir araya gelen AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, milletvekillerinin iller hakkında anlattığı sorunları dinledi. Bir milletvekilinin, “eskiden, çocuklar çobanlık yapıyordu. Şimdi eğitim zorunlu olduğu için kimse çobanlık yapmıyor. Liseden sonra ben okudum, ‘çobanlık mı yapacağım’ diyorlar” sözlerine Tayyip Erdoğan şöyle yanıt verdi;

  • “Çobanlık kötü bir meslek mi? Bütün peygamberler çobandı. Hepiniz çobansınız, hepiniz sürünüzden mesulsünüz.”

Her şeyin birbirine karıştırıldığı bu ortamda AKP genel başkanına anımsatmak gerekir:

  • Seçmen sürü değildir, milletvekili çoban değildir, kendisi de sürü sahibi değildir.

Yapılacak seçimlerde seçmen, sürü olmadığını kanıtlamalıdır ve çoban yerine de kendisini gerçek anlamda temsil edecek milletvekilini seçmelidir. 

26 Haziran 2021 Cumartesi günü AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul adını verdikleri ucubenin açılışı olduğu belirtilen Sazlıdere Köprüsü’nün temel atma töreninde yaptığı konuşmada dikkat çeken açıklamalarda bulundu:

“Ülkemizin gelişmesi yolunda atılan adımlara bir yenisini ekliyoruz. Bu gün Türkiye’nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Kanal İstanbul‘a acaba bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bu gün bu temeli nasıl atıyoruz? Bu ülkede sizler şu ana kadar Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, bu gün Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız orada da öyle çıldırdınız. Marmaray’ı yaptık, yine aynı şekilde önümüzü kesmeye çalıştınız. Çılgınlar gibi, ama yaptık. Avrasya Tüneli’ni yaptık. Onun da önünü kesmek istediniz. Osmangazi’yi, İstanbul-İzmir yolunu yaptık, onların da önünü kesmeye çalıştınız. Bu hususlarda en küçük bir eksiklik, usulsüzlük olsaydı çoktan ortaya çıkardı. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. ‘Biz geliyoruz, geldiğimizde size ödeme yapmayacağız, bu yatırımları elinizden alacağız.’ Bankaları tehdit ediyorlar, hızlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir! Devletlerde devamlılık esastır, bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Sizler nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya? Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları da öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Devlet yönetimi nedir haberleri yok. Bankalara ödeme yapmazmış… “ (AS: AKP Gn. Bşk. RT Erdoğan kimin sözcüsü? Türkiye’nin mi uluslararası sermayenin mi??!)

Uluslararası Tahkim Yasası 21 Haziran 2001 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve 5 Temmuz 2001 tarihinde 24453 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

  • Tahkim Yasası; ulusal varlıkları yağmalamanın uluslararası yeni bir boyutudur.
  • Tahkim; yabancı sermaye ile ortaklık yapmak isteyen yerli sermayenin,
    Türk hukukunu devre dışı bırakma oyunudur.
  • Tahkim, enayi yöneticiler açısından; yabancı sermayeyi çekmek için,
    cumhuriyet hukukuna saplanan bir hançerdir.

Günü geldiğinde bu yasaya öncülük edenler de, çıkartanlar da yargıdan kaçamayacaklardır. Birilerine peş keş çekmek için, rant sağlamak için

AKP iktidarının ucube projesi olan Kanal İstanbul ekonomik, şehircilik, ekolojik, askeri ve stratejik yönleri ile yanlıştır, çevre ve doğa düşmanıdır, tüm bölgenin ekosistemini yok edeceği gibi Marmara Denizi’ni de bitirecek olan bir
ihanet projesidir.

Bu projeye destek verenler bu işin hukuksal ve siyasal sonuçlarına katlanmayı da bileceklerdir. Tayyip Erdoğan’ın “söke söke uluslararası tahkimle alırlar” söylemi, Kanal İstanbul ihalesi üzerinden, sonrasında yapılacak ödemeleri düşündüğünü göstermektedir. Belli ki seçimle iktidardan gideceklerini artık kendileri de yavaş yavaş kabul etmektedirler. Devlette devamlılık esastır ama alınan komisyonların da gereği yapılır. 

19 yıldır ülkemizin getirildiği durum ortadadır.

Ekonomik kriz toplumu delmiş, açlık, işsizlik, yoksulluk yurttaşların belini bükmüş, tarım, hayvancılık, sanayi çökmüş, üretim bitmiş, laik ve bilimsel eğitime son verilmiş, hukuksuzluk alıp başını gitmiş, demokrasi dışı tutum ve davranışlar büyük boyutlara ulaşmış, mühürsüz oylarla rejim değiştirilmiştir.

Bu gerçekler açıkça ülkemizin çok kötü yönetildiğinin kanıtıdır. Bunların yanında

Ege adalarımız işgal edilmiş,

ülkemizin saygınlığına gölge düşürülmüş, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz peş keş çekilmiş, ulusal değerlerimiz de özelleştirme adıyla yok edilmektedir. Ancak ne olursa olsun bunları yapanların, onay verenlerin çok iyi bilmesi gerekir ki, bütün bu yapılanların hesabı er ya da geç yargıda “söke söke” görülecektir.    

Azim ve Karar, 28 Haziran 2021.
=================================
Not :

Uluslararası Tahkim ve Bazı Gerçekler – Prof. Dr. Ahmet SALTIK 

başlıklı yazımıza da bakılması dileğiyle..

Dr. A. Saltık, 29.6.21 (12:43)

SÖKE SÖKE” hakkında bir yorum

  1. Geri izleme: Uluslararası Tahkim ve Bazı Gerçekler – Prof. Dr. Ahmet SALTIK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir