ONURLU DIŞ POLİTİKA: İnönü’den öğrenecekleri çok şey var…

ONURLU DIŞ POLİTİKA:
İnönü’den öğrenecekleri çok şey var…

Dr. Alev Coşkun
Cumhuriyet, 7 Temmuz 2019

Geçen hafta Japonya’da dünya liderleri G20 Zirvesi’nde buluştu. Bu toplantıda ABD Başkanı Trump, Türk heyetini Hollywood setindeki oyunculara benzetti. Trump’ın Türk heyetine: “Ne kadar güzel insanlar. Bunlarla anlaşmak çok kolay. Hiçbir Hollywood setinde bu kadar güzel insanı bir arada bulamazsınız.” diye seslenmesi ve Türk heyetinin “çuval” kadar incitici bu ifadeye gülümsemesi aslında acıdır. Nitekim Trump, “güzel insanlarla” kolay anlaşmasına örnek bile verdi: “Erdoğan çetin biri ama ben kendisiyle iyi anlaşıyorum. PYD’yi vuracaktı, yapmamasını istedim, bunu yapmadı.”
Trump’ın bu sözleri inciticiydi. Bu sözlere ve benzetmeye karşı özellikle sosyal medyadaki eleştiriler ve tepkiler karşısında AKP cephesinden. “Ne yapacaktık, diplomasiye ters gelen bir tavır takınarak cevap vermek doğru olmaz.” diye yanıt geldi.

SÖMÜRGE DİPLOMASİSİ
Sömürge zihniyeti taşıyan süper güçler, kendilerine bağlı ve ekonomileri zayıf olan devletlere daima yüksekten bakarlar. Onların, onurlarını zedeleyici sözler söylemekten çekinmezler. ABD’nin Kuzey Irak’ta Süleymaniye’de Türk askerlerine karşı gerçekleştirdiği çuval olayı da böylesi bir davranıştı. (AS: 04 Temmuz 2003 ve RTE Başbakandı!)
Emperyalist ülkelerin diplomasi nezaketine uymayan bu tavırlarına onurlu, dik duruşlu yanıt verildiğinin de örnekleri vardır.
En çarpıcı örnekler 17 gün sonra 96. yıldönümünü yaşayacağımız Lozan Konferansı’nda görülmüştür. TBMM hükümetinin başdelegesi İsmet İnönü, onurlu davranışların örneklerini Lozan Konferansı’nda ortaya koymuştu. En çarpıcı örnek İnönü’nün konferansın açılış günündeki tavrıdır. İnönü’ye olur olmaz zamanlarda laf söyleyenler, her vesile ile Lozan’a saldıranların İnönü’nün davranışlarından öğrenecekleri çok ders vardır. İşte bir örnek:
Lozan Barış Konferansı’nın açılış töreni için program belli olmuştu. Konferans İsviçre’nin Lozan kentinde yapılıyordu. Konferansın açılış törenine birçok başbakan, dışişleri bakanı ve delege (AS: “delegasyon” olmalı..) başkanları katılıyordu. İsviçre Cumhurbaşkanı bir konuşma yapacak, konferansa katılanlara ev sahibi olarak “hoş geldiniz” diyecekti. Konferansa katılan tüm delegeler adına da İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon teşekkür edecekti. Birinci günü konferansın açılışı gerçekleşecekti.

[Haber görseli]

EZBER BOZAN ÇIKIŞ

Program belli olunca, TBMM’yi temsil eden delegasyon başkanı İsmet İnönü açılış töreninde, “Ben de konuşacağım” dedi. İnönü’ye, “Böyle bir gelenek yok, ancak bir kişi diplomatik olarak karşılık verecek” dediler. İnönü ısrarla, “Ben de diplomatik olarak, teşekkür edeceğim” dedi. İnönü’yü ikna etmek için Fransa Başbakanı Poincare dil döktü. İnönü tüm gerekçeleri dinleyerek anlaşmış gibi yaptı. Törenin başladığı gün önce İsviçre Cumhurbaşkanı “Hoş geldiniz” konuşması ve ardından Lord Curzon “teşekkür” konuşması yaptılar. Herkes konferansın son bulacağını düşünürken, İnönü yerinden kalkıp ağır ağır adımlarla kürsüye yürüdü. Cebinden notlarını çıkardı ve konuşmasını Fransızca olarak okumaya başladı.
İnönü ilk önce İsviçre Cumhurbaşkanı’na teşekkür etti. Daha sonra Lozan’a barış arzusuyla geldiğini, Türklerin çok haksızlık gördüğünü, işgale uğradıklarını açıkça belirtti. Barış düşüncesinin bütün konferansa egemen olması, adaletli bir barış yapılması dileğiyle sözünü tamamladı, yerine geçti, oturdu.

SİMGESEL ANLAM
Bu karşı çıkışıyla İsmet İnönü Türkiye’nin konferansa katılan tüm devletlerle eşit olduğunu göstermek ve vurgulamak istiyordu. Bu hareket aslında simgesel bir anlam taşıyordu. İnönü, bu konferansa eşit koşullar altında katılıyoruz demek istiyordu. İnönü konuyla ilgili olarak anılarında şöyle diyor:

  • “Ben nutkumu okuyup bitirdikten sonra konferansta ortalık bir karıştı. Bazı delegeler etrafımı sardılar. Bir aralık Mösyö Bompard (İtalyan Başdelegesi) yanıma gelmişti. ‘Anlaşılıyor, çekeceğimiz var’ dedi. ‘Venizelos da konuşacaktı, güç halde tuttum’ diye sözlerini tamamladı. Ben kendisine sordum: ‘Niçin tuttunuz?’ dedim. ‘Konuşacaktı’ cevabını verdi. ‘Ben de tekrar cevap verirdim’ diye yanıtladım.”

Bu tavır Türkiye’nin uluslararası toplumda eşitlik ilkesinin uygulanması düşüncesine önemli bir örnektir. Kuşkusuz onurlu dış politika konusunda çok önemli bir tavırdır.
Türk delegesi olarak bulunduğu Lozan’da İnönü, bunun gibi ulusal çıkarlara dayalı başka dik duruşlu örnekler de sergilemiştir. 24 Temmuz 2019 Lozan Barış Konferansı’nın 96. yıldönümüdür. O gün yayımlanacak olan “Diplomat İnönü- Lozan” adını taşıyan yeni kitabımızda bu örnekleri ibret olması için vereceğiz ve Türk milletinin can suyu, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu Lozan’ı analiz edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir