ANKARA’DA HAKİMLER VAR!..

ANKARA’DA HAKİMLER VAR!..

Prof. Dr. Süleyman Çelik
scelik44@gmail.com

Arapça bir sözcük olan “hakim”, “hikmet sahibi” (bilge), “her şeyi sonsuz bir bilgelikle kusursuz eden”, Allah” anlamına gelir.

Zaten Allah’ın 99 isminden (AS: sıfatından) biri de hakimdir.

Bu nedenle hakimler, mitolojideki tanrılar gibi insanüstü görülür; herkesten yüksekte olan bir kürsüde oturur ve bireysel kişiliğini arka plana itip, mesleğini öne çıkaran özel bir cübbe giyer; kimi ülkelerde özel peruk da takarlar…

Türkçe karşılık olarak, “yargıç” sözcüğü kullanılır.

Yargılama kökeninden türemiş olan “yargıç” sözcüğü, hakimi tam olarak ifade etmemektedir…

Hakimiyet sözcüğünün karşılığı egemenlik olduğuna göre “hakim” sözcüğünün karşılığı da “egemen” olmalıdır…
* * *
Anayasamıza göre, egemenlik milletindir ve millet bunu üç erk aracılığı ile kullanır: Yasama, Yürütme ve Yargı

Yargı erki öbür ikisinin üzerindedir; çünkü gerektiğinde hakimler, öbür erk mensuplarını da yargılayıp cezalandırabilir… (AY Başlangıç, parg. 4: üstünlük değil medeni bir işbirliği demekte.)

Hukuktan / hukukun üstünlüğünden haberi olmayan çağ dışı cahiller, millet egemenliğini sandıkla / sandıktan çıkmakla özdeşleştirir…

Seçilmişler ve atanmışlar kavramı oluşturmuş olan bunlara göre yalnızca seçilmişler milleti temsil eder.

Bunlar, hakimleri de atanmışlar sınıfına koyarlar…
* * *
Anayasamıza göre Türk milleti adına” karar veren hakimler atanmışlar sınıfına sokulamaz; çünkü hakimler atanmaz; atanıyorlarsa sistemde bir yanlışlık var demektir…

Dört yıllık hukuk eğitimini tamamlayan, 22 yaşındaki bir gencin, elenmenin söz konusu olmadığı kısa bir stajın (AS: 1 yıl!) ardından hakim olarak atanması yanlıştır…

Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ülkelerde, on yıldan daha uzun süre, hukuk alanında başka mesleklerde (fakat kesinlikle siyasal parti örgütlerinde değil) görev yaparak seçkin bir kişilik kazananlar, ancak hakim olabilir…

Zaten yüksek hakimlerin, gerektiğinde yargılayacağı siyasiler tarafından atanması, eşyanın doğasına aykırıdır; kararları ile meslektaşları arasında seçkinleşenler yüksek hakim olmalıdır…
* * *
Hakim sözcüğünün hikmetini bilen yoksul bir Alman köylü, “Berlin’de hakimler var” diyerek, değirmenini yıkmak isteyen Avrupa’nın en güçlü Kralına, taaa 18. yüzyılda karşı gelmiştir…

O zamandan bu yana köprülerin altından çok sular aktı; muktedirlerin ağzından çıkanların yasa olduğu dönem sona erdi; kral, şah, padişah gibi muktedirler yok oldu; “yasa devleti” dönemi bile bitti; “hukukun üstünlüğü” kavramı gelişti ve “hukuk devleti(AS: meşruluk kavramı) ortaya çıktı…

YSK Başkan ve üyesi “Yüksek Hakimler”!..

Dünyanın gözü üzerinizde; öyle -adil- bir karar verin ki; dünya “Ankara’da da hakimler varmış” desin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir