Rıza Zelyut’un “Osmanlı’da Oğlancılık” kitabına ‘muzır neşriyat’ kararı

Osmanlı’da Oğlancılık” kitabımıza
‘muzır neşriyat’ kararı

(AS : Bizim çok kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

BASIN AÇIKLAMASI

Kitapları değil, taciz ve tecavüzü önleyin!
“Evliya Çelebi Seyahatnamesi” muzır neşriyat mı?
Tarih araştırması, “muzır yayın” gibi gösterilip poşete konulacak!

Çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olayları artarken, araştırmacı-yazar Rıza Zelyut’un iki yıl önce çıkan kitabı “Osmanlı’da Oğlancılık”, muzır neşriyat ilan edildi. 

Basın-yayın dünyasına yönelik baskı ve sansür girişimleri uzun süredir Türkiye’nin gündemindeyken, yaşanan son gelişme tabloyu daha da vahim hale getirdi. Araştırmacı-yazar Rıza Zelyut’un Kasım 2016’da Kaynak Yayınları’nca okurlara sunulan “Osmanlı’da Oğlancılık” adlı kitabı, T.C. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun 25.01.2018 tarihli ve 2018/2 kararıyla muzır neşriyat kapsamına alındı.

Hiçbir somut delil, gerekçe ve belgeye dayanmayan, önyargılı ifadelerle dolu kararda “… doğruluğu şüpheli olan, yazarın kendine göre seçtiği çeşitli kaynaklardan alıntılar yaparak adeta Osmanlı toplumunun tümüne şamil bir yaşam biçimi gibi ortaya koyduğu müşahede edilmektedir.”denilmektedir.

Kaynakça bölümünde de açıkça belirtildiği üzere “Osmanlı’da Oğlancılık” adlı kitap, Osmanlı dönemi yazar ve şairlerinin eserlerinden yararlanılarak kaleme alınmıştır. Kitapta alıntılanan klasikleşmiş Osmanlı eserleri, halen kütüphanelerimizde koruma altındadır.

Osmanlı padişahlarınınkiler de dahil çeşitli şairlerin divanları, şehrengizler, başta “Evliya Çelebi Seyahatnamesi” ve Gelibolulu Ali’nin “Ziyafet Sofraları” olmak üzere Osmanlı kültür ürünlerinin incelenmesiyle hazırlanan “Osmanlı’da Oğlancılık” kitabının “muzır neşriyat” ilan edilmesi, T.C. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nunher şeyden önce Osmanlı kültüründen habersiz olduğunu göstermektedir.

Kitapta yer verilen son dönem kaynakları ise otorite oldukları herkesçe kabul edilen İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Necdet Sakaoğlu, Halil İnalcık, Abdülbaki Gölpınarlı gibi isimlere aittir. Bunları “şüpheli kaynak” veya “zararlı kaynak” olarak göstermek, söz konusu kurulun sınırlarını aştığını gösteren başka bir örnektir.

Eserin son bölümü “Cumhuriyete Aktarılan” incelendiğinde ise araştırmacı-yazar Rıza Zelyut’un “oğlancılık” şeklinde tanımlanan ilişki biçimini net biçimde eleştirdiği görülmektedir.

Çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olaylarına dair haberlerin ne yazık ki arttığı son dönemde, söz konusu kitap küçüklere zarar vermek veya onların manevi yapılarını olumsuz etkilemeyi değil, tam aksine o yapıyı deşifre ederek çocuklarımızı bu eğilimden korumayı amaçlamıştır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ruhuna tümüyle uygun düştüğüne inandığımız kitabımızın muzır neşriyat ilan edilmesi ve poşet içinde satılması gerektiğine dair bu tasarrufla ilgili her türlü yasal hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Tunca Arslan
Kaynak Yayınları Genel Yayın Yönetmeni

İlgili haberler                      :

Osmanlı’da Oğlancılık
Stok Kodu : 9786051820422
Boyut : 14 x 23 cm
Sayfa Sayısı : 272
Basım Tarihi : Kasım 2016
Kapak Türü : Karton
Kağıt Türü : 3. Hamur
24,00 TL 18,00 TL

 

Osmanlı’da Oğlancılık adlı bu kitap, Osmanlı tarihinde şimdiye kadar gizlenen, esircilik ve devşirmecilik üzerinde yükselen cinsel sapmayı gündeme getiriyor. Araştırmacı yazar Rıza Zelyut, oğlancılık (gulamparelik/Lutîlik) konusunu yeni arşiv belgeleri ışığında bütün yönleriyle ele alıyor.

– Oğlancılığın tarihi ve kültürel kökenleri nelerdir? Kutsal kitapların oğlancılığa yaklaşımı nasıldır?
– Osmanlı’yı yönetenler, oğlancılığı nasıl meşrulaştırdı?
– Oğlancılık ile kadının değersizleştirilmesi arasındaki ilişki nedir?
– Hangi Osmanlı padişahları oğlanlar için şiirler yazdı? Büyük Osmanlı şairleri, oğlanları hangi niyetle övdüler? Gulamparelik, sokaklara nasıl indi, şarkılara nasıl girdi?
– Batılı yazarların Osmanlı’da oğlancılıkla ilgili düşünceleri nelerdir?
– Oğlancılık konusu akademisyenler tarafından nasıl çarpıtıldı? Oğlancılığın günümüzdeki varisleri kimlerdir? Oğlancılık kimler arasında yaygındı ve oğlanlar nasıl kullanılıyordu?
– Acemi oğlanlar, içoğlanları, hamam oğlanları, tavşan oğlanlar, oğlancılığın çeşitleri, oğlancıların mekânları ve daha fazlası ilk kez açık olarak bu kitapta.

*********
Dostlar,

Kaynak yayınlarına ve dostumuz Sayın Rıza Zelyut‘a hem teşekkür ediyor hem de dayanışma duygu – düşüncelerinizi iletiyoruz..
Yasaklayıcıların bu çağ dışı kararını görüp gerekçelerini de okuyunca, nedense gözümüzün önünden devekuşları bir türlü gitmiyor…

Osmanlıda böylesi bir utanç verici “sorun” olduğuna ilişkin öylesine çok kanıt ve belge var ki…
02 Nisan 2016 günü, Karaman’daki öğrenci yurdu yangını faciası nedeniyle bu sitede yayınladığımız kapsamlı yazıdan alıntılar sunalım “Osmanlıda Oğlancılık” üzerine..

Kimi dinci memleketin, kimi dinci çocukların ırzına geçiyor…”

başlıklı yazımız.. Tümünü okumak için lütfen tıklayın:
http://ahmetsaltik.net/2016/04/02/kimi-dinci-memleketin-kimi-dinci-cocuklarin-irzina-geciyor/
*****

Osmanlı döneminde sapık cinsel tercihlere ilişkin haremde, sarayda çok sayıda örnekler vardır. Yıllar önce (1999) çook kapsamlı yazmıştık, alıntılar sunalım :

  • Reşat Ekrem KoçuOsmanlı Padişahları adlı yapıtında Hanedan’ın tüm pisliklerini sergilemektedir. İşte 2 örnek :
  • “.. 4. Murat’ın da böyle bir yaşamı olduğunu, (oğlancılık) tarihler yazarlar.
    Annesi Kösem Sultan, oğlunu sürekli güzel oğlanlarla ilişkiye yöneltmişti.
    İlk gözdesi Ermeni dönmesi Musa Melek Çelebi’ydi…” (Koçu, syf. 207-21)
  • “.. Fatih, Rahip Lukas Notaras’tan 14 yaşındaki yakışıklı oğlunu kendisine istemiş,
    vermeyince de rahibi öldürtmüştür. ” (syf. 207-21)
    Fatih’in sapık cinsel seçimini Osmanlı Tarihi adlı yapıtında Lord Kinross da dile getirmektedir :“… bir akşam, cinsel zevklerinin çok yönlü olduğu söylenen Padişah (Fatih) yemekte adeti üzerine bol şarap içtikten sonra Lukoş’un evine hizmetçilerinden birini gönderip 14 yaşındaki yakışıklı oğlunu kendisine yollamasını istedi. Red yanıtı alınca da derhal Lukoş’un başının uçurulmasını buyurdu. Oğlunun ve damadının da idamlarını emretti. Bir süre sonra 3 kelle şölen sofrasında önüne getirildi. Daha sonra öbür Rum ileri gelenleri de öldürttü…” (syf. 230)
  • Yine Fatih’in, Galata’da bir genç rahibe Avni takma adıyla yazdığı şiir son derece açıktır:

    “.. gittiği kiliseyi görenler mescide varmazlar
    Şansın iyi gitti, o sevgili bu gece yatağına geldi..”
    (Eş-Şekaikun Numaniye, Mecdi çevirisi, syf. 81)[1]

  • Haremde padişahın oğlancılığı konusunda Hans Dernschwams İstanbul ve Anadolu’da Seyahat Günlüğü adlı yapıtında son derece çarpıcı örnekler sunuyor. “Genç oğlanlar için Padişah İstanbul’da, Galata’da, Edirne’de ve Bursa’da hatta bizzat kendi sarayında
    özel köşkler yaptırırdı.” diyor (syf. 190). Bu kitapta yüz kızartıcı pek çok örneğe yer veriliyor.
  • Osmanlı Tarihi adlı yapıtında Alphonse de Lamartine, şunları yazıyor :
    “.. Saraylar yalnız savaş ganimeti olan güzel kızlarla değil, aynı zamanda bir bölümü
    hadım edilen ötekileri ise doğaya ters düşen cinsel ilişkiler için kullanılan güzel oğlan çocukları ile doluydu. Kadınca güzellikleriyle tanınan oğlanlardan bazıları harem güzellerinin en büyük rakipleri oluyorlardı…” (Cilt I, syf. 114).
  • Yavuz, “.. ‘altın, kadın ve oğlan’ tutkusuyla giriştiği İran savaşına giderken, yüzbinlerce Türk’ün can ve kan verdiği (1514) Çaldıran dolayında bir köyde gördüğü bir Acem oğlan karşısında
    uzun uzun durup tutkusunu şu 2 dize ile dile getirmekten kendini alamadı :
  • ”“ Şirler (aslanlar) pençe-i kahrımdan olurken lerzan
    Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek!
     ”
    (A.K. Meram, Padişah Anaları ve 600 yıl bizi yöneten devşirmeler, Toplumsal Dönüşüm yay.,
    5. Bs., İst. 1997, syf. 185-6)

[1] SHOW TV Ceviz Kabuğu Programı’nda Murat Bardakçı, 30/31 Temmuz 1999 gecesi telefonda bu şiirin tümünü okumuştur. Ahmet Akgündüz şiirde rumuz olduğunu ileri sürmüş fakat İlber Ortaylı “… şiirin anlamının çok açık olduğunu, rumuz olmadığını.” belirtmiştir.. Bardakçı ayrıca, Şeyhülislam Yahya Efendi’nin Divanı’nda daha da ileri giden şiirler olduğunu, RTÜK nedeniyle okumak istemediğini belirtmiştir. Yine Bardakçı, A. Cevdet Paşa Tarihi’nde “İstanbul’da delikanlı sevgililerimiz vardı. Tanzimat erkek yerine kadını koydu” dendiğini de aktarmıştır.
********
Bu konuyu / sorunu oldukça ayrıntılı olarak yazmış (1999) ve web sitemizde yayımlamıştık (28.10.2015), bakılmasını ve ibret-i alem için okunmasını – okutulmasını dileriz..
31 sayfalık bu kapsamlı çalışmamızı indirmek için aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklayabilirsiniz..

  • “YENİ OSMANLICILIK HASTALIĞI’nın Yeniden Servis Edilmesi Nedeniyle Osmanlı Devletinin Kuruluşunun Yılını Kutlamanın Abesliği ve ATATÜRK’ün Osmanlılar Hakkında Görüşleri”
    (http://ahmetsaltik.net/arsiv/2012/05/Neo_Osmanliclilik_ve_Ataturkun_Gorusleri2.pdf)

    İşte AKP, işte yeni Osmanlı hayranlığı ve Halife – Sultanlığa baş koymuş bir RTE..
    Ve de Türkiye’nin bütün uygarlık tarihini utandıran, yerin dibine sokan utanç halleri..
    Utanç buzdağının yalnızca ucu!
  • Eyyyy yurdum insanı AKP’liler…Artık uyanın ve bu sefil anlayışlardan kendinizi ve ülkenizi kurtarın..
    Çoluk – çocuğunun yobaz dinci sapıklarca ırzına geçilmesini engelleyin..
    Dahası, kendinizi bu cinsel tercih sapmalarından koruyun ve normal adam olun..
    Bu olanaklı.. Kendinizi ağır, yüz kızartıcı suç ortaklığından sakının..

    Çare AKP’den kurtulmak… anla artık.. gör artık.. 

Öte yandan uluslararası toplumun da bu kahredici rezalete
asla sessiz kalmamasını istiyoruz.. Bu küresel bir sorundur..

UNICEF başta olmak üzere Dünya Sağlık Örgütü, BM ve Çocuk Hakları Bildirisi, İHEB… üzerinden Türkiye etkili biçimde uyarılmalı ve bu ceberut iktidarın artık dayanç (tahammül) kalmayan saldırısından tasallutundan), yaşamı cehenneme döndüren
insanlık düşmanı dinci ilkelliğinden Türk halkı bir an önce kurtarılmalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 02 Nisan 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Yazımızın pdf biçimi : Karaman_faciası_uzerinde_bir_hekim_olarak_soyleyeceklerimiz..

********************
Bir kez daha dikkate sunuyoruz. 31 sayfalık çok kapsamlı çalışmamızda her birine ayrı ayrı sağlam kaynaklar gösterilerek kaç kez “oğlan – oğlancı(lık)” sözcüğü geçiyor acaba??
Ve hangi Osmanlı padişahları ile???

Zerre kadar vicdan sahibi olan AKP’liler ve açık – örtük destekçileri – seçim ittifakçıları bu utandırıcı sorun üzerinde düşünür ve çözüm için çaba gösterirler mi? Yoksa yasakçılığın kolaycılığına mı sığınırlar?? Ve bütün bunlar “din içinde” kalır ve onlar Müslüman bizler …… mi oluruz??

Yüce Tanrı’nın bile sabrının bunca “pislik – kokuşma -riya – namussuzluk -sapıklık…” karşısında taşmak üzere olduğundan öylesine eminiz ki..

Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 27 Şubat 2018, Ankara 

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir