Yılmaz ÖZDİL : 11 şehit

11 şehit

Yılmaz ÖZDİL
SÖZCÜ,
13 Şubat 2018

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Muammer’i getirdiler.
Kafatasında hasar vardı, durumu ağırdı.
Saat 11.30 Ahmet’i getirdiler.
Dizinden ve sol kolundan vurulmuştu.
Saat 11.30 Osman’ı getirdiler. Sol uyluk kemiğinden vurulmuştu.
*
1.5 saat sonra… Saat 13.00 Halis’i getirdiler. Yaşıyordu, kaybedildi.
Saat 13.00 Hasan’ı getirdiler. Yaşıyordu, kaybedildi.
Saat 13.00 Serkan’ı getirdiler. Göğsünden vurulmuştu, durumu ağırdı.
Saat 13.00 Servet’i getirdiler. Göğsünden vurulmuştu, durumu ağırdı.
Saat 13.00 Hayrettin’i getirdiler. Kafatasında, göğsünde hasar vardı.
*
25 dakika sonra… Saat 13.25  Serkan’ı getirdiler. Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
Saat 13.25 Umut’u getirdiler. Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
Saat 13.25 Burak’ı getirdiler. Yaşıyordu, kaybedildi.
Saat 13.25 Mustafa’yı getirdiler. Sağ bacağından vurulmuştu, ağırdı.
Saat 13.25 Özgür’ü getirdiler. Sağ bacağı darmadağındı, ağırdı.
*
1 saat 55 dakika sonra… Saat 15.20 Hasan’ı getirdiler.
Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
Saat 15.20 Ünal’ı getirdiler. Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
Saat 15.20 Koray’ı getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
Saat 15.20  Usame’yi getirdiler. Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
Saat 15.20 Mahmut’u getirdiler. Vücuduna şarapnel isabet etmişti.
*
20 dakika sonra… Saat 15.40 Erdem’i getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
Saat 15.40 İlker’i getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
* 35 dakika sonra… Saat 16.15 Enes’i getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
Saat 16.15 Oğuzcan’ı getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
* 3 saat 15 dakika sonra… Saat 19.30 Hamza’yı getirdiler.
Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
Saat 19.30 Hüseyin’i getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
Saat 19.30 Serdar’ı getirdiler. Son nefesini vermişti, morga kaldırdılar.
* 19 dakika sonra… Saat 19.49 Mehmet’i getirdiler. Sol ayağından vurulmuştu.
Saat 19.49 Türkay’ı getirdiler. Sol kulağı paramparçaydı.
Saat 19.49 Osman’ı getirdiler. Sol koluna şarapnel isabet etmişti.
* Sadece 9 saatte… Kaç vatan evladı, saydınız mı? Nereye getirdiler onları bu halde?
Hatay devlet hastanesine. Kırıkhan devlet hastanesine.
*
Grip olanlara, bademciği şişenlere poliklinik hizmeti vermiyorsun… Çocuklarımız acil servise askeri helikopterlerle getiriliyor, paramparça vücutlarından barut tütüyor.
Kimisinin kafatasına roket parçası saplanmış, kimisinin göğsünü uçaksavar mermisi delmiş, kimisinin bacağını el bombası dağıtmış.
Alt tarafı bir devlet hastanesiyle, küçücük bir ilçe hastanesi, sadece 9 saat içinde dalga dalga gelen bu kadar sayıda ağır yaralıyla, bu kadar çeşitli vakayla başa çıkabilir mi?
*
Eminim oradaki hekimler çırpınıyordur ama… Küçücük ilçe hastanesinde “harp cerrahisi” yapılabilir mi? Beyin cerrahı lazım, kalp cerrahı lazım, akciğeri böbreği göğüs kafesini toplayacak genel cerrah lazım, böylesine ağır hasarlarla karşılaşmış ortopedi cerrahı lazım, göz cerrahı lazım, çene-diş cerrahı lazım, kulak cerrahı lazım, yanık ünitesi lazım, plastik cerrah lazım, psikiyatr lazım. Üstelik, üçer dörder lazım… Sen biraz bekle diyemezsin, çocuklarımızın hepsi aynı anda, aynı aciliyetle geliyor. En başta beyin tomografisi, eksiksiz cihaz lazım, kullanacak uzman lazım, 24 saat kesintisiz hazır olmaları lazım.
*
Bina yapmakla olmuyor. Hatay devlet hastanesinde daha iki ay öncesine kadar kalp ameliyatı bile yapılamıyordu. Kırıkhan devlet hastanesinin imkansızlıklarını hiç saymıyorum bile.
11 şehidimiz vesilesiyle tekrar soruyorum : Askeri hastanelerimiz neden kapatıldı?
Ha askeri hekim, ha sivil hekim, ikisi de aynı diyorsan… Orduda istihkam sınıfı var, yol yapar, köprü yapar, geçit açar, bina inşa eder, siper inşa eder, en önemli silahı iş makinesidir.
Sivil asker farketmiyorsa, neden istihkam sınıfını kapatıp aynı işi belediyelere yaptırmıyorsun?
Fetocular askeri hastanelere sızmıştı, o yüzden kapattık diyorsan…45 bin öğretmen fetocu çıktı, 25 bin polis fetocu çıktı, 10 bin imam fetocu çıktı, Diyanet’i mesela kapattın mı?
*
Bizim gibi belalı coğrafyayla sınırı bulunmayan, terörle savaşla filan alakası olmayan Belçika’da İsviçre’de Portekiz’de askeri hastaneler var. Mantar tabancası bile patlamayan dünyanın en huzurlu ülkeleri İsveç, Norveç, Finlandiya’da askeri hastaneler var. Her ülkede var.
Yukarıdaki hazin listeyi dakika dakika tekrar okuyun lütfen, saniyelerin ne kadar kıymetli olduğunu, nasıl bir can pazarı yaşandığını hissederek, kendinizi o evlatların annesi babası yerine koyarak, lütfen sorun…
Askeri hekimlik sistemimiz neden dağıtıldı?
Askeri hastanelerimiz neden kapatıldı?
=============================================
Dostlar,

Bu yanlışın hızla düzeltilmesi gerek..

Bunca şehidimiz varken

Sevgi ve saygı ile. 14 Şubat 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir