Önder Algedik
KUZEY ORMANLARI SAHİPSİZDİ!
Türkiye’den kalabalık bir katılım olunca pek çok haberin geleceğini düşünebilirsiniz. Ama öyle olmadı. Eskiden Türkiye’den hükümet dışından birkaç kişinin katıldığı zirvelerde Türkiye iklim çözümüne engel olan ülkelere verilen günün fosili ödülünü alırken, şimdi hiçbir ödüle layık olamadı. Hatta Kuzey Ormanları’na havaalanı yapan firma, elini kolunu sallayarak iklim değişikliğini nasıl durduracağının reklamını yapan bir toplantı bile düzenledi.
BEŞ MESAJ
Zirve öncekilere göre biraz sönük geçti. Bu sönüklük yüzünden iklimden çok, para konuşuldu diyebiliriz. Cuma günü bitmesi gereken zirve ertesi güne sarksa da alınan kararlara baktığımızda para müzakereleri kendine oldukça fazla yer buldu. Her ne kadar Paris Anlaşması çerçevesinde 2020 öncesi hazırlıkların konuşulduğunu düşünsek de sorunun geldiği noktada pek ilaç olduğu söylenemez. Bu kadar ülke bir araya gelmişken ve bu kadar katılım olmuşken Türkiye’ye çok güzel mesajlar iletildi.
1- Suriye in, ABD out, Türkiye?
Paris İklim Zirvesi’nin imza törenine katılmayan Suriye’nin zirve esnasında Paris İklim Anlaşması’na taraf olması, imza törenine katılan ama Trump ile çekilme kararı alan ABD’ye ilginç bir mesaj oldu. Nasıl derler, “Esad in, Trump out!” Bu durumda Türkiye’ye, iyi bir “Suriye’den bile kötü durumdasınız” mesajı verildi diyebiliriz.
2- Sevmesen de terk edemezsin
Paris Anlaşması’ndan çıkmasına rağmen ABD zirvedeki müzakerelere katıldı. Hem protesto edildi hem de müzakereleri kilitlemek gibi bir girişimde bulunmadı. Böylece ABD ile Türkiye’nin benzerlikleri arttı. İki ülke Paris Anlaşması’na taraf değil ama iklim müzakerelerine katılmayı sürdürüyorlar. Yani Paris Anlaşması’nı sevmesen de terk edemiyorsun.
3- Köprü ve kömür ile iklim zirvesine gelinmez
Türkiye zirvede iklim değişikliğini durduracak konulardan teknoloji ve finansman konusunda önemli girişimlerde bulundu. Ancak bu girişimler Almanya’nın desteklemesine rağmen başarıya ulaşmayınca zirveden büyük bir küskünlük ile ayrıldı. Hatta zirve için özellikle Bonn’a giden şehircilik bakanı dönüşünde “Köprü, termik santral gibi çok sayıda yatırımın önünü iklimi kirletme bahanesiyle kesecekler” şeklinde bir açıklamada bulundu. Ayrıca “gelişmekte olan ülke olduğumuz için para alması gereken ülkeyiz” dedi. Bir anlamda Türkiye’ye iklim değişikliği konusunda doğru şeyler yapması için bir şans tanındı.
4- 78 ülke Türkiye’nin para almasını istemedi
Bir taraftan çorba tasarı ile bir dizi şeye vergi getirip bu geliri betona, savaşa ve bütçeye yatırmak isteyen Türkiye, diğer taraftan iklim fonlarına ulaşmak konusunda kolaylıklar istedi. Hatta Paris Anlaşması’na taraf olma şartı olarak teknoloji ve finansmandan yararlanmak istediğini daha önce söylemişti. Türkiye’nin bu durumu COP23’de tepki çekti. Risk altında ada devleti ve yoksul ülkeler varken böylesi bir talep Almanya dışında karşılık bulmadı. Nitekim G77 ve Çin’in ittifakı bu talebe karşı çıktı. Ardından ise zirve kapanışında Türkiye yaptığı konuşmada durumu itiraf etti ve “çok güçlü bir direnişle karşılaştık, kırmak ise imkansızdı” dedi. Bir anlamda G77 üyesi Fas gibi emisyonlarını azaltacak bir ülke varken Türkiye’ye “sen de azalt” mesajı verildi.
5- K-25 kuruldu
Aralarında Etiyopya gibi ülkelerin ve Washington gibi eyaletlerin bulunduğu 25 ülke ve eyalet kömürden çıkma kararı aldı. Listenin başını eski kömürcü İngiltere ve Türkiye’nin kömür ithal ettiği Kanada çekse de, Etiyopya’nın kömürü varken ve nüfusunun çoğuna elektrik götürmezken kalkıp iklim için “kömüre yer yok” demesi çok manidar. Bu durumda Kömürsüz-25 kuruldu diyebiliriz. Bu Türkiye’ye kömürcüler liginden çıkıp K-25’e katılma fırsatı yaratıyor.
+1 MESAJ
Tabii ki 25 ülkenin kömürden çıkması iyi bir şey ama bizim için değil. Mesela kömüre yer yok diyen ülkeler arasında olan Fransa’yı ele alalım. Fransa çimento üretimini ciddi bir oranda azalttı ama çimento şirketleri Türkiye’ye kaçtılar. Almanya çimento üretimini azalttı ama şirketleri şimdi Türkiye’de çimento fabrikalarına sahip. Şimdi onlar kömürden çıkınca o kömür şirketleri bize gelirse ne olacak? Çok açık ki durum eskisinden daha kötü olacak. O nedenle, siz bu ülkelerin kömürden çıkmalarına bakıp sevinin ama asıl mesajı görün. Yani çimentoda yapılan hatayı kömürde yapmayalım. Çimento sektörünün kaçağını Türkiye bugün nasıl ödediyse, kömürde de daha fazlasını yapmasın.
Zirvede tabii ki başka konular da konuşuldu. İklim felaketlerinin geldiği noktada kayıp ve zararların nasıl karşılanacağı, ülkelerin sera gazı envanterini nasıl raporlayacağı gibi konular konuşuldu. Paris Anlaşması’nın sıcaklık artışını 1,5 °C, olmazsa 2°C’de tutma hedefine rağmen mevcut durumda 3°C artış hep konuşuldu.
COP23 Türkiye için çok güzel geçti. Çok sıcak ve samimi mesajlar verildi. Afrika ülkeleri, Fas gibi Müslüman ülkeler Türkiye’ye paranın değil iklim değişikliğini durdurmanın önemini anlatan dostane kararlar ilettiler. Suriye “işgal altındayım ama Paris Anlaşmasına şartsız katılabiliyorum” dedi.
Şimdi Türkiye’nin önünde bir yıl daha var. Tabii burada bize de mesaj var ama girmiyorum.
(26 Kasım 2017)
==================================
Dostlar,
Kıssadan hisse.. Türkiye’de ha bire bölünmüş yol + karayolu yapmakla övünenler..
Toplu taşımacılığın göstermelik bırakılması..
Köyden kente göçü kışkırtanlar..
Büyükşehir yasası ile köylünün elinden mera, otlak, yaylaları alıp inşaata açanlar..
İstanbul’un nüfusunu ve betonlaşmasını patlatarak bu kente ihanet edenler..
Hiiiiç ama hiiiiiiç gereği yokken yüzbinlerce ağacı keserek İstanbul’da 3. havalanı yaptıranlar..
Hızlı nüfus artışını çağdışı biçimde ve dini de alet ederek teşvik edenler..
Kentsel dönüşüm adı altında yeşil alanları tahrip edenler..
2,5 milyar hayali ağaç dikenler..
Asıl çevreci biziz diyenler…
(Bkz. “CHP’nin ADALET KURULTAYI : Çevre Adaleti ve
AKP’nin 2.5 Milyar Hayalet Ağacı!“)
Kentlerinde hava kirliliği doruğa çıkan Türkiye..
Ve COP-23’te ti’ye alınan ülkemiz..
Yazık, çok yazık…