Prof. FAİK ÖZTRAK: BALON PATLAYABİLİR

Prof. FAİK ÖZTRAK:
BALON PATLAYABİLİR

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Büyüme hızındaki artış ilk bakışta olumlu görünse de yapılan makyajlar ve ekonomide uygulanan kortizon tedavisi büyümenin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor. TÜİK’in milli gelir rakamları güvenilirlikten uzak. Sanayi üretimi ile sanayi katma değeri arasında ciddi uyumsuzluklar devam ediyor. Yılın ilk çeyreğiyle ilgili verilerdeki devasa revizyonlar ise soru işaretleri oluşturuyor.

Milli gelir rakamlarının güven vermediğini, sürdürülebilir olmayan bir defalık tedbirlerle yakalanan büyümenin kırılganlıkları giderek artırdığını belirten CHP’li Öztrak,

  • Ekonomide şişirilen balonlara ve büyüyen yangına, partisinin genel başkanı olmasına rağmen hukuken sorumsuz olan Cumhurbaşkanının son açıklamaları benzin dökmektedir. Finans kesimine dönük zorlamalar şişen balonların patlamasını tetikleyebilir.” uyarısında bulundu.

    CHP Tekirdağ Milletvekili Prof. Faik Öztrak, yıllık ve dönemsel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamlarını yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisinin 2016’da %3,2; 2017’nin ikinci üç ayında ise %5,1 büyüdüğünü ifade eden Öztrak, yılın ilk yarısında ortalama büyüme hızının %5,1 düzeyinde gerçekleştiğini söyledi. Yılın ilk iki çeyreğine ilişkin büyüme rakamları ilk bakışta olumlu görünse de “şeytanın ayrıntılarda gizlendiğini” kaydeden Öztrak, açıklamasında şunları belirtti:

    RAKAMLAR UYUMSUZ, VERİ KALİTESİNDE SORUN VAR

    Ekonomideki kırılganlıkları çözmek yerine bir yandan büyüme rakamlarına makyaj yapılırken diğer yandan ekonomiye de kortizon tedavisi uygulanmaktadır. Bu nedenle yılın ilk yarısında yakalanan büyüme, sürdürülebilirlik riskiyle karşı karşıyadır. TÜİK tarafından geçen yıl revize edilen yeni milli gelir rakamları güven vermemektedir. Yine TÜİK tarafından yayımlanan sanayi ve inşaat sektörüne ait kısa dönemli istatistikler ile yeni milli gelir ve katma değer rakamları arasındaki büyük uyumsuzluklar, veri kalitesi problemlerinin sürdüğüne işaret etmektedir. Bu yılın ikinci 3 ayında sanayideki üretim artışı salt %2,1 iken, aynı dönem için açıklanan sanayi büyümesi %6,3’tür.

    REVİZYON MUAMMASI

    Ayrıca, TÜİK önceki dönemlere ait rakamlarda ciddi revizyonlar yapmaya devam etmektedir. Bu yılın ilk üç ayında sanayi ve inşaat katma değerindeki artış sırasıyla % 5,3 ve %3,7 olarak açıklanmışken; yapılan revizyonla söz konusu büyüme hızları sırasıyla %6,7 ve %6’ya çekilmiştir. Bu boyutta revizyonlar anlaşılır gibi değildir.

    KİŞİBAŞINA GELİR 2008’İN ALTINDA!

    Ancak tüm makyaja rağmen dolar cinsinden milli gelir gerilemeye devam etmektedir. Nitekim, 2017’nin ikinci üç ayı itibariyle yıllıklanmış GSYH 834 milyar dolarla 2011 seviyelerine düşmüştür. Yine 2016 sonunda 10,883 dolar olan ve bu yılın ilk yarısı itibariyle 10,519 dolar seviyelerine inen kişi başına gelir de 2008 yılındaki 10,931 dolarlık seviyenin de altındadır.

    TEŞVİKLER ÜRETİME DEĞİL İNŞAATA GİTTİ

    Diğer taraftan başkanlık referandumunu kazanmak için yapılan vergi indirimlerine, verilen istihdam teşviklerine ve kamu kefaletiyle pompalanan kredilere (AS: Kredi Garanti Fonu) rağmen büyümenin niteliği de oldukça sorunludur. Özellikle makine-teçhizat yatırımları son dört çeyrektir gerilerken, inşaat yatırımlarındaki artış olağanüstüdür. Bu yılın ilk ve ikinci 3 ayında inşaat yatırımlarındaki artış sırasıyla %14 ve %25 iken; makine-teçhizat yatırımları aynı dönemlerde sırasıyla %12 ve %8,6 düşmüştür. Dolayısıyla sağlanan tüm teşviklere rağmen yatırımcılar geleceğe güven duymamakta; kaynaklar ülkenin uzun dönemde üretim kapasitesini artıracak yatırımlar yerine kısa dönemde rant yaratacak inşaat sektörüne yönelmektedir. Diğer taraftan bu harcamaları sürdürmek, mali dengeler dikkate alındığında oldukça zor görülmektedir.

    FİNANS KESİMİNİ ZORLAMAK BALONU PATLATABİLİR

    Bu büyüme modeli sürdürülebilir değildir. Ekonomide şişen balonlara ve büyüyen yangına AKP genel başkanı olan ama hukuken yaptıklarından sorumlu tutulamayan Cumhurbaşkanının son açıklamaları ise adeta benzin dökmektedir. Hazine dengeleri bozulmuşken, borçlanma limitlerine artık sığılamazken; bankaların mevduat toplama ve dışarıdan kaynak bulma imkanları mevcut iktidarın hukuk devleti ve yapısal reformlar konusundaki yaklaşımlarıyla sınırlanırken, finans kesimine dönük zorlamalar, şişirilen balonların patlamasını tetikleyebilir. Bunun faturası da başta fakir-fukara olmak üzere tüm millete çıkar.

    NORMALLEŞME İÇİN ADIMLAR HIZLA ATILMALI

    Türkiye bu açmazdan öncelikle hukuk ve adaletle çıkabilir.

    – OHAL rejimi kalkmadan,
    – hukukun üstünlüğü sağlanmadan,

    yatırımcının güveni ve yatırım yapma iştahı artmayacaktır. Bu da istihdama, üretime dönük yatırımların yapılmaması demektir. Verilen olağanüstü teşviklere rağmen gerileyen makine-teçhizat yatırımları bunu göstermektedir.

    Terörle mücadelede Hükümet, beyin cerrahı titizliği ile hareket etmeli ve yatırımcıyı ürkütmeden bu uru kesip atmalıdır.

  • Diğer taraftan Sarayın izlediği toplumu kutuplaştırma ve bölme siyasetinin, bölücü terör kadar tehlikeli olduğu da artık görülmelidir.

    Ülkemizin normalleşmesi için bu adımların hızla atılması gerekmektedir.

  • Aksi halde sadece özgürlüklerimiz değil, aşımız, işimiz de tehlikededir.

=========================
Dostlar,

Sayın Prof. Faik Öztrak ekonomisttir, Müsteşarlık yapmıştır. Bu özlü yazıda kaleme aldıkları ne yazık ki bütünüyle gerçekçidir. Ekonomide durumu kurtarmak için alınan tüm önlemler yetersiz kalmaktadır. Çünkü geriye dönük 15 yıla varan AKP politikalarının ağır ”yıkımı (AKP OHAL’inde suç olmasın diye daha açık yazamıyoruz..) kaldırılamamaktadır. Daha hazini halkın yanıltılarak işlerin iyi gittiği algı yönetimi de artık çuvala sığmıyor. Yurttaş boş sözlere, TÜİK’in iktidar zoruyla sanal hezeyanlarına değil; somut yaşantısına göre değerlendirme yapıyor. Yaşam düzeyimiz 2008’den bu yana hep geriliyor. İşsizlik – enflasyon 2 basamaklı ve özellikle tarım üreticisi çökertildi!

Ulusal gelir kişi başına 2008’in gerisinde ama her nasılsa AKP iktidarında Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ilk birkaç ülkesi arasında!? İnşaat anormal pompalanıyor, artık arz fazlası şişti!

Korkarız, bir süre sonra bu masala söyleyenler de inanacak!.. O zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Son açıklanan gelir rakamlarında bir hile de ülkemizdeki Irak-Suriyelilerle ilgili. 3,5 milyonu aşkın insanın elbette bir üretimi var. Bu üretim değeri yurtiçi gelire katılıyor ama nüfusa bölünürken Suriye-Iraklılar nüfus dışı tutuluyor. Bu hile ile kişi başına gelir yalaşık 400 $ daha yüksek gösteriliyor.. Tabii yurtdışı çevreler tüm bu ucuz alaturkalıkların bütünüyle ayrımında. Erdoğan uluorta konuşuyor, bilgisi öyle az ki, örn. S-400 alımları için ”kaparo verildi..” diyor. Oysa uluslararası dilde buna ”ön ödeme’‘ denir, emlakçiıan daire kiralamıyorsunuz efendiler..

İktisatçı Prof. Erinç Yeldan‘ın bu günkü yazısı da bu bağlamda okunmalı (Cumhuriyet, 13.9.17). Yeldan makalesini şöyle bağlıyor :

  • Milli gelirin tahminine ilişkin yöntemsel değişiklikleri ve sonuçlarının analizini 5 Nisan tarihli yazımızda da irdelemiştik. “Ekonomi Ne Durumda?” başlıklı o yazının devamı şöyle sürmekte idi: Sorunun yanıtı: bilemiyoruz. “Bilemiyoruz”, çünkü ulusal ekonomiye ait veriler tam bir karmaşa içerisinde… Yetiş Katar, yetiş TÜİK.

    Sevgi ve saygı ile. 13 Eylül 2017, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir