Hüsnü Mahalli : Umudumuz İdi Amin

Umudumuz İdi Amin

Portresi
Hüsnü Mahalli 

hmahalli@hotmail.com
YURT, 04 Haziran 2016

Koçaryan’ı 1993′te Karabağ savaşı sırasında tanıdım. O sıralar Ermeni kuvvetler komutanıydı. 1998′de Ermenistan Cumhurbaşkanı seçildiğinde atlayıp Erivan’a gittim. Kendisiyle röportaj yapan ilk gazeteci bendim. Dışişleri Bakanı ise Halepli Vartan Oskanyan’dı. Her ikisiyle uzun uzun konuştum. Koçaryan;

  • ‘Göreceksin soykırımın 100. yıl dönümünde birçok önemli ülke bu konuda karar almış olacak.’ dedi.

Tarih: Haziran 1998. 2015′e yani 100. yıla 17 yıl vardı. Döndüm Koçaryan’ın söylediklerini yazdım ve anlattım ama ciddiye alan olmadı. Şimdi herkes Alman meclisinin kararına kızıyor. 

  • Alman kamuoyu uzun süredir AKP ve Erdoğan’a çok kızgın.
    İslamcı örgütlere verdiği destek, mülteciler ve demokrasi ile özgürlüklere yönelik saldırılarından dolayı.

Almanlar ve bütün dünya şimdi artık Ermeni konusunu konuşuyor. Kızanlar kızıyor ama yakında unutulur. Yoksa 4 milyon Rus turistten sonra 4,5 milyon Alman da gelmez. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Hatırlayın başka ülkelere de kızılmıştı. Örneğin Fransa ve İtalya.

AB’nin önemli iki ülkesinin parlamentoları soykırımı tanıdı ve tanımayanları cezalandıran yasaları kabul etti. Kısa bir süre için kıyamet koptu ama sonrasında her şey normale döndü. İş bununla da kalmadı. Dönemin Başbakanı Erdoğan 4 Eylül 2008′de Fransız meclisinin kararınızdan iki yıl sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile el ele tutuşarak Şam’a gitti. Yanlarında Katar emiri Hamed de vardı. Amaç Katar gazını taşıyacak boruları Suriye topraklarından geçirip Türkiye’ye buradan da Avrupa’ya ulaştırmak. Amaç; Avrupa’yı Rusya’nın gaz tekelinden kurtarmak.

Esad ‘Hayır’ dedi.
Dediği için Erdoğan-Hamed-Sarkozy Esad’ın yani Suriye’nin üzerine çullandı. Suriye’de yaşayan herkes gibi, Osmanlı tehcirinden kalma 500 bin kadar Ermeni de çok acı çekti. Osmanlı’yı soykırımla suçlayan Sarkozy, Suriyeli Ermenileri hatırlamadı bile. Sarkozy devrilinceye kadar Erdoğan’ın dostuydu ve hiç kimse Fransa’nın Ermeni konusundaki tavrını hatırlamadı.

Görevini kötüye kullanan ve yandaşı savcıları önemli görevlere atayan Sarkozy, 1 Temmuz 2014′te aniden gözaltına alındı. Bir gün sonra serbest bırakılan Sarkozy’nin yargılaması sürüyorFransız şirketleri ise Türkiye’de milyarlarca dolar kazanmaya devam ediyor. Tıpkı İtalyan şirketleri gibi.

Peki, soykırımı 2000 yılında onaylayan İtalya ile ilişkiler ne oldu?
Kısa süreli ‘sinir hali’nden sonra her şey normale döndü. O kadar da değil. İtalya’nın namı-değer çapkın Başbakanı Berlusconi 10 Ağustos 2003′te evlenen Bilal Erdoğan’ın nikâh şahidi oldu. Kadın ve genç yaştaki kızlarla ilişkilerinden dolayı yargılanan Berlusconi hapse atıldı ve kesin Ermenileri unuttu.

Peki, ABD’de durum ne?
PYD konusunda Türkiye ile nasıl dalga geçtiğini unutalım.
Her 24 Nisan‘da Amerikan Başkanı bir konuşma yapar ve 1915′te yaşananları ‘Büyük felaket’ diye tanımlar.
Ankara, ‘Soykırım demedi’ diye sevinir ve bir sonraki 24 Nisan‘ı beklemeye koyulur. Çaresiz ve hiçbir şey yapamadan.

Ermenilere göre ABD’nin tavrı çok önemli.
ABD ‘soykırım’ derse işte o zaman konu BM’ye taşınır.
ABD’de 41 eyalet parlamentosu soykırımı tanımış durumunda.

Soykırımı resmen tanıyan ülke sayısı şimdilik 29.
Ermeniler bu işin peşini bırakmayacak.
Ankara hamasi söylemlerin ötesine geçememenin sıkıntısını yaşıyor.
Tepki göstermesi kolay değil. 

  • Ankara AB ve batılı ülkelere her alanda ve konuda muhtaç.

Bakmayın siz hamasi konuşmalar ve havada uçuşan tehditkâr söylemlere.
Osmanlı mirasçısı olmak kolay değil.
Ankara yani AKP onlarca nedenden dolayı Almanya’yı kızdıramaz.
ABD’yi asla. Obama’nın bir telefonu yeter.

Hep birlikte Suriye’yi yıktılar. 
Hep birlikte on binlerce yabancı ruh hastasını Suriye’ye taşıdılar.

Ama şimdi
AKP yani Türkiye yalnız. 
Giderek daha da yalnızlaşacak.
Türkiye’ye kazık atmak için sırada başka ülkeler var ve olacak.
Bir kez olsun bana inanın. Türkiye’yi seviyorsanız gerçeği görün.

Böyle giderse İdi Amin bile sizi kurtaramaz.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/umudumuz-idi-amin-makale,12066.html

======================================

Dostlar,

Almanya Meclisi Bundestag’ın akıl ve bilim dışı, tarihsel gerçeklere aykırı ama ne yazık ki “siyaset içre” (çirkin siyasete uygun!) politik atağının irdelemesi böylesine mi ustalıkla ve derinlikle yapılabilir??

Bay RTE‘yi kandıranlar listesi uzadıkça uzuyor!? Şaşkınlık içindeyiz..
İHL’de bunların zerresi öğretilmediği gibi, Tayyip beyin yıllardır ortada olmayan, “buyurun..” denemeyen yükseköğrenim diploması her ne ise orada da öğretil(e)mediği ortada..

Kadim Antik Yunan çağı felsefecisi ve siyaset adamı Platon boşuna söylelemiş 2500 yıl önce :

  • Krallar Bilge olmalı ya da Bilgeler Kral…

Vay Türkiyem vay… 14 yıldır senin geleceğin, üniversite diploması bile olmayan
(varsa çıkarsınlar, bu sözümüzü geri alalım..) bir İmam’ın 2 dudağı arasında.. Kafayı
zürriyeti çoğaltmaya takmış.. Milli eğitim müfradatını baştan sona alt üst etmeye odaklı..

Sonra da dış politka, iç politika….. her şey ama her şey böylesine perişan..

*****

Şansölye Bn. Merkel de “vefasız” hatta “dönek” çıktı.. Oysa Tayyşp bey O’nu Osmanlı artığı saraylarda ağırladı; görkemli altın varaklı koltuklara oturttu..Tayyip bey gene yakınıyor (!?)..

– “Bana verdiği sözü turmadı….” diye…

Tanrı aşkına söyleyin; yeryüzünde böylesi bir dış politka var mı; gelenin – gidenin muhataplarını kandırdığı??

Tanrı aşkına söyleyin; yeryüzünde böylesine düşkün – zavallı – ulusun onurunu kıran
dış politka görüldü mü?

Ve Tanrı aşkına söyleyin; Patgonya’da bile bu çaptaki politikacıları kaç dakika iktidarda tutarlar??

Ve son soru : Ülkenin başına bunca çorap örenlerin yanına kalır mı; hesap mutlaka sorulmaz mı?

Sevgi ve saygı ile.
04 Haziran 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir