Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında var olan ve yazıp çizdiğimiz derin görüş farklılıkları,
net olarak ortaya çıktı. Biz, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın dile getirdiği Başkanlık Sistemleri’nin birbiriyle ilgili olmadığını, aralarında büyük farklılıklar olduğunu söyledik.
Davutoğlu, dengeleme ve denetleme sistemlerine dayalı bir başkanlığa evet demektedir,
aslında asıl istediği ise (bugünkü) başbakanlığa dayalı parlamenter rejimdir. RTE ve adamlarının parti içindeki gücü nedeniyle, Başkanlık Sistemi’ne evet demektedir. Fakat nasıl bir başkanlık sistemi olabileceğini de tarif ederek.
Şimdi Davutoğlu’nu izlemeye alın. “Kuvvetler uyumu”nu öngören bir sisteme evet diyecek mi. Evet demesi, kendi ipini çekmesi anlamına gelir. O takdirde dayatılana boyun eğmiş demektir.
İki merkez arasında gerilim
İki merkez arasında giderek adım adım büyük bir pozitif-negatif enerji biriktiğini şimdilik söylemekle yetineyim. Aynı zamanda Ankara’dan gelen kulis bilgileri de Başbakanlık ve çevresinde rahatsızlığın giderek arttığını gösterir niteliktedir.
Bu konuyu yarınki yazımda işleyeceğim.
RTE’nin “Türk tipi” ve “milli anayasa” gibi, bize göre ülkemizdeki demokrasi kırıntılarını da silip süpürecek, evrensel ilkeleri öngörmeyen, ülkenin en bağnaz düşüncelerine yaslanacak bir anayasa isteği piyasaya sürüldü. Bu da ayrı bir makale konusu.
Şimdi saflar iyice belirginleştiğine, RTE ülke çapında büyük bir “kuvvetler uyumlu otoriter bir lider” kampanyasını başlattığına göre, muhalefetin yapacağı önemli bir iş vardır.
Tabii ortada gerçek anlamda bir muhalefet varsa!
Karşı anayasa kampanyası
O da şudur: Derhal parlamenter rejimi savunan, uyumlu başkanın ne anlama geldiğini, uzun süreli ve düzenli kampanya, toplantı, panel, TV programları, gazete yazıları ile bir KARŞI-ANAYASA KAMPANYASI örgütlemektir.
RTE kendi programını resmen açıkladı.
Muhalefet ise Meclis’te anayasa komisyonunda “yeni anayasacılık oyunu” oynamaya hazırlanıyor. Önceki yazılarımda bunun bir büyük aldatmaca olduğunu vurgulamıştım.
Anayasa millet önünde oynanıyor. Büyük bir güç milleti büyük bir baskı gücü olarak kullanarak otoriter bir rejimi Meclis’in içinden ve üzerinden geçirmek için start verdi.
- Otoriter güç, PKK saldırılarını, cinayetlerini ve buna karşı savaşı da,
bu başkanlık kampanyasının parçası olarak görüyor.
RTE’nin isteği belli, peki SİZ NE İSTİYORSUNUZ?
Koyun gibi çarmıha gerilmeyi mi?====================================Dostlar,
Sayın Bursalı’nın makalesine ekleyeceğimiz bir şey yok..Tayyip bey ama bilerek ama bilmeyerek meramını açık etmiştir.
“Türk tipi Anayasa – Başkanlık” sözleri milyonlarca az eğitimli – az okuyan yurttaşa dönük bir sözel zihinsel (retorik) tuzaklardır.
“Kuvvetler Uyumu” söylemi, tam da Tayyip beyin bakışından – duruşundan ne yapması gerektiğini çıkaran uysal – terbiye edilmiş sözde “erkler” in tam biatıdır. Bürokrasi gibi!
Yasama – Yürütme – Yargı Erkleri (3 Kuvvet) Tayyip bey ile “uyum” içinde çalışacaklardır!
Bu istem ve model irrasyoneldir (akıldışıdır) ve kabul edilmesi olanaklı değildir,
çünkü demokrasiye aykırıdır!..
Tek adam yönetimi ile totaliter – otoriter hatta despot bir sisteme hızla sürükelenir Türkiye.
Dahası, Mussolini İtalyası ve Hitler Almanyasından daha beter olarak “Türk tipi faşizm”
yeşil renkli / soslu olur. Yani dinci faşizm olur! Türkiye Ortadoğu’nun 2. Suudi Arabistanı olur..Biraz hava atıp (!) İngilizcesini söyleyelim : King Erdogan’s Turkey..
“Olmaz olmaz!” demeyin; olmaaaz, olmaaaz..
Sevgi ve saygı ile.
1 Şubat 2016, AnkaraDr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com