AKP – RTE’nin YÜZ KIZARTICI
SURİYE POLİTKASI ve GELİNEN YER
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Ortadoğu ve özellikle Suriye konusunda uzman gazeteci – yazar Sayın Hüsnü Mahalli,
özellile son 4 yıldır, Suriye’ye dönük iğrenç – kanlı emperyalist güruhun saldırısından bu yana adeta bir pusula hatta kutup yıldızı gibi bize yol göstermekte. Yazıları, yorumları, TV programlarındaki katkıları büyük ölçüde doğrulandı.
“Esad sizi savundu” başlıklı yazısı on yılların en önemli makalelerinden biri (http://ahmetsaltik.net/2015/08/01/husnu-mahalli-esad-sizi-savundu/).
Söz konusu yazısında rica ettiği gibi, birkaç kez okunmalı ve üzerinde düşünülerek paylaşılmalı.
Bu yazının canalıcı bölümünü paylaşalım :
*****
Suriye dünyanın en gaddar, kanlı, aşağılık ve insanlık dışı evrensel bir saldırıya karşı koydu. Bu direniş ve karşı koyma bölgemizi ve dünyayı büyük bir beladan kurtardı.
Suriye direndi diye Mısır halkı ve ordusu Müslüman Kardeşleri devirdi.
Suriye direndi diye Tunus halkı Müslüman Kardeşlerden kurtuldu.
Suriye direndi diye Lübnan İslamcıların eline geçmedi.
Suriye direndi diye Erdoğan’ın halifelik ve
sultanlık hayalleri çöktü.
Çöktüğü için de Erdoğan bu kadar kızdı Esad ve Sisi’ye.
Çöktüğü için de hep mezhepsel söylemlerini ön planda tuttu.
Kılıçdaroğlu’na bile ‘ Alevi olduğun için Alevi Esad’a destekliyorsun’ dedi.
Peki liberallerimiz, sözde solcu aydınlarımız, garip demokratlarımız ne yaptı.’Arap Baharı’nı destekledi ve utanmadan ‘ Diktatör Esad da devrilmeli’ dedi.
Geldikleri nokta ortada. Çok net, açık ve keskin ifadelerle söylüyorum :
Suriye ordusu, halkı, güvenlik güçleri ve Esad direnmeseydi
bugün başta Türkiye olmak üzere tüm coğrafyamız kapkara olacaktı.
Ana şemsiye Müslüman Kardeşler altında tüm ruh hastası, sapık ve mezhepçi
öldürmeye programlanmış katil sürüleri her tarafı yönetecekti.Bir düşünün görüntüleri bile ürpertici olan IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzeri yüzlerce çetenin yüzbinlerce ruh hastası elemanları etrafımızda dolaşacak ve hepimize çağ dışı bir yaşam biçimini zorla kabul ettirecekti. İnanın bana böyle olacaktı.
*****
Suriyeli yiğit direnişçi kardeşlerimize ve onların önderi meslektaşımız tıp doktoru
(göz hastalıkları uzmanı) Beşar Esad‘a, bu haklı kavgalarında kararlı anti-emperyalist duruş sergileyerek başından bu yana Suriye’ye destek veren komşularımız İran ve Rusya ile uzaklardaki dev Çin’e, Lübnan’a… çooook teşekkür borçluyuz.
Türkiye ise bu süreçte 4 yıldır onursuz ve sefil bir dış politika izledi :
– Emperyalizmin safında yer aldı, dahası maşası ve taşeronu oldu
– Komşusunu hasım edinerek Batı emperyalizminin gözüne girmek istedi
– Suriye’de iç savaşı, rejime karşı kalkışmayı en geniş anlamda destekledi
– Dünyanın her yerinden gönderilen ücretli IŞİD cihatçılarını topraklarından geçirdi..
– Yaralı IŞİD cihat militanlarına sağlık hizmeti verdi, sakladı, barındırdı
– MİT TIR’ları ile silah ve cephane yolladı ve halkına gerçekleri söylemedi
– “Şam’da Emevi camisinde namaz kılacağız” diye psikolojik savaş yürüttü.
– BM’nin sınırların değişmezliği ilkesini, sıranın kendine geleceğini görmeden
derin aymazlık içinde Batı emperyalizmine vekaleten çiğnedi..
– Milyonlarca masum Suriye’linin mülteci – sığınmacı olmasına yol açtı.
– 1,5 milyona yakın Suriyeli yurtsever insan, çoğu Alevi – Şii olmak üzere öldürüldü,
onbinlerce masum kadının ırzına geçildi.
– Türkiye bu süreçte çağ dışı Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerle utandıran işbirliği yaptı.
– ABD’nin maşası – aleti olarak, Suriye’nin meşru Esad rejimine ve masum halkına karşı savaşmak üzere ne idüğü belirsiz lejyonerlerin “eğit – donat” sefil projesine katıldı.
– Büyük ATATÜRK’ün “YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ” savsözünü çiğnedi..
– Sonunda “haydut devlet” sınırına geldi.. Yöneticileri “İnsanlık suçu işledikleri” savıyla Uluslararası Ceza Mahkemesine verildi.
– Ve…. şimdilerde düne dek yaptıklarının tersini yapma başladı.. Kullanıldı ve Batı politikalarını değiştirdiğinde Türkiye’ye de tükürdüğünü yalamak düştü..
Erdoğan düne dek IŞİD’in aleyhine ağzını açmaz, “terörist” bile demezken bugün
bu kanlı Vehhabi örgütün üstüne yürümek zorunda kaldı – bırakıldı..
Şimdilerde, içerde zorladığı kanlı karmaşa (kaos) ortamında / ortamıyla
erken seçim senaryosundan kendisini ve AKP’sini kurtaracağını sanıyor..
*****
Bunca vebal asla cezasız – yaptırımsız kalmaz, kalamaz.
Tanrı kavramına, tanımına, adaletine…… sığmaz..
Bu canavar politikaların siyasal ikballeri uğruna aleti olanlar mutlaka ama mutlaka yasal hesabını vermelidirler, vereceklerdir.
Ortadoğuda barışın önünde en büyük engel AKP ve RTE’si ya da RTE ile AKP’sidir.
Dünya kamuoyunun geldiği son nokta budur..
Bu tablo Türkiye adına çoook hazin ve yerin dibine batıracak ölçüde utanç vericidir.
Türkiye bu günahkar ve sabıkalı “ikili” den (AKP – RTE) bir an önce kurtulmalıdır.
AKP’yi asla içermeyen / kesinkes dışlayan bir hükümet asgarinin asgarisi müşterekle
kurulmaya çabalanmalı ve kan akışı bir an önce ancak böyle durdurulmalıdır.
Bu olağanüstü hükümet salt erken seçime dek, erken seçim için bile olabilir.
Uzatmalı – işgalci – gaspcı AKP iktidarı yönetiminde seçime asla gidilmemelidir!
Bu da yapılamıyorsa en yakın erken seçimde Türk ulusu bu kez AKP’yi,
bir daha doğrulamayacak biçimde sandığa gömmelidir..
Başka kurtuluş yolu kalmamıştır.
Sevgi ve saygı ile.
1 Ağustos 2015, Yozgat
Yazının pdf biçimi :
http://ahmetsaltik.net/2015/08/01/akp-rtenin-yuz-kizartici-suriye-politkasi-ve-gelinen-yer/
Geri izleme: Bayrağımız sonsuza dek özgürce dalgalansın.. | Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Geri izleme: Bayrağımız sonsuza dek özgürce dalgalansın.. | Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Geri izleme: Hüsnü Mahalli : Mertçe savaşalım | Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Geri izleme: Alevi bayramında gündem Suriye | Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Geri izleme: Esad’dan Erdoğan ve Davutoğlu’na tepki | Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Geri izleme: Hüsnü Mahalli : Haydi Bismillah | Prof. Dr. Ahmet SALTIK