Saygı ÖZTÜRK
SÖZCÜ, 17.12.14
Siz bakmayın birilerinin 17 Aralık operasyonunu önemsiz göstermek, operasyonu yapanları itibarsızlaştırmak istemelerine. Ama bilesiniz ki rüşvet ve yolsuzluklarla ilgili en kuvvetli ve en çok somut kanıtlar bu soruşturma dosyasında yer alıyordu. Konuyu yakından bilen deneyimli müdürler, savcılar ve dosyayı inceleyen hukukçu milletvekilleri bunları söylüyor.
Operasyonun yapıldığı gün savcıdan, emniyet mensuplarından dosyanın alınmasına bazı gerekçeler bulunması ve operasyonun etkisizleştirilmesi gerekiyordu. İşte, o günden sonra iftira kampanyası da başladı.
Ekip takibe alınınca
Soruşturma kapsamında 25 Ekim 2013’te gerçekleşen 3.5 milyon dolarlık bir rüşvet alışverişinin Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından görüntülenmesi
sırasında, şüpheliler takip edildiklerini, fotoğraflandıklarını anladılar. Durum, o paranın götürüldüğü bakana söylendi. Bakan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nü deşifre amacıyla Mali Şube ekiplerini takibe aldırdı. Bu gelişmeler üzerine soruşturma, 17 Aralık’ta eş zamanlı operasyona erken bir biçimde dönüştürüldü.
İmam-hatip yalanı
Ayakkabı kutularındaki paralar, 15 kezde gönderilen rüşvet eylemlerinin takibi sırasında saptanmıştı. Rüşvete konu paraların Nuruosmaniye’deki ofiste şüpheliler tarafından 42 numara ayakkabı kutuları içine yerleştirilerek, taksi ile Anadolu Yakasındaki kamu görevlisinin ikametine getirilerek teslim ediliyordu. 14 ay boyunca 15 kezde gerçekleşen bu naklin 9’u görüntülenmekle kalmayıp, 2’sinde ise yapılan polisiye uygulama ile ayakkabı kutuları içindeki dolar ve Euro’lar görüntülenerek kayda alınmıştı.
Banka genel müdürü, ayakkabı kutularındaki paralarla memleketine imam hatip lisesi yaptıracakmış. Yani, rüşvet parasıyla okul yaptıracakmış. Oysa, Çorum- Osmancık İmam Hatip Lisesi’nin yapımını İl Özel İdaresi üstlenmiş ve 18 Aralık 2013 tarihinde ihalesi de yapıldı. Banka genel müdürüne ilk rüşvet 2012 yılının Aralık ayında gönderilmişti. Yani ortada ne imam hatip lisesi, ne projesi, ne de ihalesi vardı. Rüşvet, imam hatip lisesine alet edildi…
O makineleri polis mi koydu?
Bakanın oğlunun evinde bulunan para sayma makinesini polisin koyduğu “yandaş” basında sıkça gündeme getirildi. Dolayısıyla polislerin komplocu/kumpasçı olduğu algısı oluşturmak hedeflendi. Oysa, o ikamette yapılan arama, baştan sona kamera ile kayıt altına alınmıştı. Kaldı ki ikametin sahibi, ifadesinde para sayma makinelerinin kendisine ait olduğunu söyledi.
Yolsuzluk soruşturmaları ve soruşturmada görev alanları itibarsızlaştırma propagandalarında en çok “Paralel Devlet”, “Paralel Yapı”, “Operasyonu Cemaat Yaptırdı”, “Pensilvanya’dan Talimat Aldılar” vs. söylemler kullanıldı. Oysa, soruşturma dosyasını inceleyen TBMM Soruşturma Komisyonu üyeleri, dosyanın dört dörtlük olduğunu belirtiyorlar.
Rüşvet fark edildi
Rıza Sarraf grubu 2010-2011 yıllarında milyonlarca doları Rusya’ya sokarken yakalattı. Rus makamlarının Türkiye’ye gönderdikleri resmi yazı MASAK ve Kaçakçılık Dairesi’nde incelendikten sonra dosya İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne “gereği” için gönderilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “Örgüt Kurmak, Kaçakçılık ve Karapara Aklama” suçlarını araştırırken “rüşvet” suçu fark edildi. Soruşturma kapsamındaki tüm deliller, herhangi bir illegal dış veya iç güçten değil, Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ve mahkemelerin verdikleri kararlar üzerine, hukuka uygun olarak toplandığı ortaya çıkıyor. Tüm bunlara rağmen, soruşturmaları itibarsızlaştırmak adına her şey yapıldı, yapılmaya da devam ediyor.
AKP’lilere yapılınca darbe oluyor
Bazıları 17 Aralık’a “hükümete darbe” diyor ama operasyonu yapanlar da yapılanları “hukuka darbe” olarak niteliyor. Operasyonu yapan ve bir kısmı cezaevinde olanları dinleyelim:
“Soruşturma, baştan sona hukuka uygun olarak yürütülen, delilleri hukuka uygun olarak toplanan ve hiçbir aşamasında en ufak bir hukuka aykırılık bulunmayan bir ‘yolsuzluk soruşturması’dır. Hem de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin şu ana kadar görebileceği en somut ve en ciddi delilleri içeren bir soruşturmadır.
Her yönüyle hukuka uygun rutin bir yolsuzluk soruşturmasını ‘darbe’, işlem yapanların ‘darbeci’ gösterilmesi akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Kaldı ki Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü olarak ilk kez bir yolsuzluk operasyonu gerçekleştirilmemiştir. Bundan önce CHP’li 4 belediyede operasyon gerçekleştirdik. Ancak bunların hiçbirisi,
hiçbir kimse tarafından bir ‘darbe’ olarak nitelendirilmemişti.”
Bugün önemli bir günün yıl dönümü. Bitmedi, bunun bir de 25 Aralık ayağı var.
Savcıları değişince “Kovuşturmaya yer olmadığı” kararlarının verilmesiyle bu dosya kapanmaz. Gün gelecek bugün kapatılmış gibi görünen dosyalar yine gün yüzüne çıkarılacaktır.