Türker Ertürk: GALİÇYA’DA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Türker Ertürk

GALİÇYA’DA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Önümüzdeki 24 Ağustos’ta bağımsızlığa kavuşmasının 23’üncü yılını kutlayacak olan kuzey komşumuz Ukrayna’da büyük bir kriz var. Belki de kriz kelimesi bile şu anda Ukrayna’nın içinde bulunduğu durumu anlatmak için yetersiz kalabilir.

Başkenti Kiev, nüfusu 46 milyon, yüzölçümü 600 bin km² olan Ukrayna adeta iç savaşın eşiğinde. Ülkede yoğunlukla doğuda olmak üzere yaklaşık 8,5 milyon Rus yaşıyor. Ayrıca Ukraynalılar ile Ruslar Slav kökenleri itibarıyla birbirleriyle akrabalar. Türkiye ve Azerbaycan gibi dersek yanlış benzetim yapmış olmayız.
Ülke çapında yapılan protesto gösterileri ve kamu binalarında işgal eylemleri yayılma emaresi gösteriyor. Şu ana kadar 6 kişi yaşamını kaybetti. Batı göstericilere ve muhalefete karşı sert davranılmamasını istiyor. Rusya sorunun çözümü için arabuluculuk yapma hazırlığında olduğunu söylüyor. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton haftaya Ukrayna’ya gelecek.

Protestolar Ukrayna’nın AB ile ilişkilerini güçlendirmesini öngören anlaşmayı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in son anda imzalamadan masadan kalkması ile başlamıştır. Evet, sorunun gerçekte kaynağı Ukrayna’nın AB’yi değil Rusya’yı seçmesidir.

Ukrayna’da 2004’te “Turuncu Devrim” adı verilen kitlesel gösterilerden bu yana bu denli büyük protesto gösterilerine sahne olmamıştı. Ama bugün biliyoruz ki, o günkü gösterilerin arkasında Soros’un desteği ve mali kaynakları vardı. Bugünde böyle bir destek acaba var mıdır?

Partiya Svoboda

Göstericilerin istifasını istediği Cumhurbaşkanı Yanukoviç 2010 yılında uluslararası gözlemcilerin denetiminde yapılan seçimle bulunduğu makama geldi ve süresi 2015’de bitecek.

Protestoların aktif aktörü Partiya Svoboda (Özgürlük Partisi) “Ukraynalıların ezildiğini, Ukrayna’daki istikrarsızlığın Rusya’nın işine yaradığını ve ülkeyi nasıl böleceğini düşündüğünü” dile getiriyor. Svoboda Partisi’nin milli kahramanı Stephan Bandera (1909-1959) Sovyetler Birliği’ne karşı bağımsız Ukrayna’yı savunmuş, bu konuda mücadele etmiş ve bu amaç uğruna Nazilerle işbirliği yapmış birisi. Turuncu Devrim’in aktörlerinden biri olan önceki Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko zamanında Stephan Bandera’ya Ukrayna Kahramanı madalyası verilmiş ama halen Cumhurbaşkanı olan Yanukoviç tarafından bu unvan geri alınmış.

Ukrayna’daki esas kavga Rusya ile ABD ve AB arasında. Ekonomik zorluklar altında ezilen halk AB’ye girmenin refah getireceğini sanıyor. Halbuki yalnızca Romanya ve Bulgaristan’ın durumuna bakmaları bile yeterli, eğer AB’ye girerlerse ne olacaklarını anlamak için.

Bugün Avrupa ve özellikle Almanya şehirleri bu iki ülkeden gelen insanlarla dolu! Kimisi hayat kadınlığı yapıyor kimisi de ucuz işgücü olarak yaşamını idame ettirmeye çalışıyor, iyi durumda olanlar çok azınlıkta. Her iki ülkede de ortalama refah çok çok düştü ve tüm kaynakları yabancıların eline geçti. Bu gerçekliği Bulgaristan, Romanya ve Almanya’ya seyahat ederek veya Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiş hala Bulgaristan’a gidip gelen Türklerle konuşarak doğrulamanız mümkündür.

İki kutuplu dünya düzeni sırasında (1946-1991) Bulgaristan, Romanya ve Polonya, Sovyetler Birliği’nin arka bahçesi, Ukrayna ise ülkesinin içiydi. ABD liderliğinde Batı, kuşatma ve silahlanma yarışı başta olmak üzere sürdürdüğü strateji ile Sovyetler Birliği’ni iflas ettirdi, çökertti ve dağıttı.Birinci Dünya Savaşı sırasında da Ukraynalıların bir bölümü Rus Ordusu’nda diğer bölümü de Avusturya-Macaristan Ordusu’nda birbirlerine karşı savaşmış, sivil halk da düşman kuvvetlerine yardım ettiği gerekçesiyle birbirini öldürmüştü.

O savaşta biz de 15.Kolordu emrinde 30 bin askerle Ruslara karşı savaştık. Savaştığımız bu cephenin adı Galiçya’ydı. Galiçya yaklaşık olarak bugünkü Ukrayna’nın batı kesimidir. Şimdi orada yine savaş var. Bu sefer biz hangi cephedeyiz?

Saygılar sunarım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir