Dostlar,
“Sessiz çığlık”..
Bu 2 sözcük üzerinde iç düşündünüz mü?
İnsanlar çığlık atacak ama bu “sessiz” olacak!?
“İnsan” olanın uygar vicdanı zaten bu 2 sözcük altında ezilir..
2 masum sözcük 2 dev soru doğuruyor :
1. Türkiye insanı neden “çığlık” atma durumunda?
2. Çığlık; doğasına aykırı olarak neden “sessiz” ??
Herkesi “SESSİZ ÇIĞLIK” eylemine destek vermeye çağırıyoruz..
Zerrece duygudaş (empatik; diğerkâm; hemhal) davranabilenler de
algılasın diye..
“Duysun” diyemiyoruz, çünkü eylem-feryat “sessiz” !
Görünürde kulağa dönük değil..
Peki neye dönük ?
İnsanı insan yapan “akılcı vicdan”a dönük..
Dikkat buyurulsun salt “vicdan” diyemedik..
“Beşer” sayısınca vicdan türevi var çünkü..
Biz ise “beşerin öznel -zavallı- vicdanına” değil
İnsanı insan yapan nesnel (nesnelleşmiş olması gereken!)
“akılcı, uygar vicdan”a duyurmak istiyoruz –bir tür zoraki-
“sessiz çığlıklarımızı”..
Duymasanız da algılıyor musunuz ??
25 Mayıs 2013 Cumartesi, saat 13:00 – 14:00, Sakarya Caddesi, Ankara..
Her Cumartesi saat 13:00 – 14:00 arası; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli.
– ANKARA – SAKARYA CADDESİ TAŞ ANKARA HEYKELİ önünde,
– İZMİR – ALSANCAK KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİ SEVİNÇ PASTANESİ önünde,
– KOCAELİ – DEĞİRMENDERE ÇINARLIK MEYDANI’nda,
– BURSA – ŞEHREKÜSTÜ MEYDANI’nda ve
– ANTALYA – KAPALI YOL, BÜYÜK HAVUZ YANI’ndayız.. diyorlar..
“Vardiya Bizde” diye nöbeti tutsak askerlerimizden devralan aileleri
ve onlarla bütünleşerek dayanışan tüm yurtseverlerle omuz omuza..
Başka kentlerde de.. Her Cumartesi.. Karda kışta, yakıcı güneşte..
Sessizce haykırmayı -aşkolsun ki- başarabilen yüreklerle..
Tutsaklar özgür bırakılana dek..
Gözünü sevdiğimin Türkiye’si..
“Devr-i AKP“de, Ülkemizi bölme amacıyla terörü araç olarak kullanan
emperyalizmin taşeron örgütünün silahlı ve katil militanlarına elini kolunu sallaya sallaya başka ülkelere (gerçekte Barzanistan’ın Kandil’ine!) türlü planlarla
gitme hakkı tanıyacaksın;
Öte yandan bu emperyal plana geçit vermeyecek yurtseverleri yıllarca kodeste tutacaksın.. Bu zulüm artık sürdürülemez kerteye gelmiştir.
Direnen halka da en ağır lafları söyleyeceksin..
“Akil” sakillerin, halk İstiklal Marşı‘nı söylerken ayağa bile kalkmayacak..
- Devletin kurumlarının adının başından “T.C.” yi kaldıracaksın!?
- “Akiller” in zoraki toplantılarına yurttaşların Türk Bayrağı ile girmesini yasaklayacaksın!?
Milletin manevi değerlerine en açık ve en ağır hakaret değil midir bu???
Dahası, halkı apaçık isyana tahrik etmek değil midir?
Yasalarımızda bu eylemin karşılığı bir yaptırım yok mudur?
Örn. Türk Ceza Yasası’nın 302. maddesi ne günedir?
Cumhuriyet’in Savcıları nerelerdedir??
- Demokrasi – insan hakları şampiyonu AB ve Atlantik ötesi “stratejik müttefik” niçin yitiktir?
- Elbette içişlerimize karışmasınlar ama, bunca da 3 maymun olunabilir mi??
Kanımızca bu 2 eylem, AKP’nin maskesini bütünüyle düşürmüştür.
- AKP artık eğik düzlemdedir ve düşüşü durdurma olanağı kalmamıştır.
Bu yüzden olağanüstü gergin, hırçın hatta saldırgandır.
Siyasi iktidar, bu gergin psikoloji ile 1 Mayıs’ta (2013) tarihe geçecek kapsam, ağırlık ve nitelikte insanlık suçu işlemiştir. Kendi halkına ölçüsüz ve hukuksuz zulüm uygulamıştır.
SESSİZ ÇIĞLIK, bir bakıma tarihsel – sosyolojik politik bir alarmdır..
Anlayana..
Sevgi ve saygı ile.
25.5.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
BU ÜLKEDE, “İKİ MİLYON İNSANIN EVİ VE KÖYÜ YAKILIRKEN, DÖRT BİN KÖY HARİTADAN SİLİNİRKEN;” İNSANI İNSAN YAPAN, AKILCI. UYGAR VİCDAN NEREDE İDİ?
Önce emperyal güçlerin 1929 Bunalımından bu yana “bölme hesapları” yok… Türkiye’yi Bölme, Türkiye’nin bölünmesi; EMPERYALİZMİN SİLAH VE BOMBA FABRİKALARININ AJAN VE MÜMESİLLERİNİN ileri sürdükleri boş bir iddia…
Emperyalizm Atatürkçü, Laik ve Ulusalcı geçinen bazı kişileri, Amerikan Silah ve Bomba fabrikalarının Ajanlığını ve mümesilliğiyle görevlendirmiştir. Bu adamlar ASLA KAZANANI VE KAYBEDENİ OLMAYAN, DAİMA SİLAH BOMBA VE ASKERİ MALZEME TÜKETEN savaş ve çatışmalar çıkarmış; SAVAŞ VE ÖLÜM ÇIĞIRTKANLIĞI YAPMIŞLARDIR.
Doğu ve Güneydoğu’da Apo ve PKK terörü başlatan taraf olsalar bile; Türkiye 1950’li yıllardan beri Kontrol Edilebilir Kriz Bölgesi olarak NATO’ya üye idi ve Amerikan Savaş Sektörü, ciddi çatışmalar çıksın “SİLAH, BOMBA, TANK TOP, HELİKPTER, SAVAŞ UÇAĞI, 1. ve 2. Dünya Savaşlarında kalma, DÖKÜNTÜ işe yaramaz askeri malzeme” tüketilsin diye fırsat kolluyordu. Emperyalizmin Savaş Sektörünün Fikir Ajanları ve Mümesilleri de bugünü bekliyorlardı. Bu nedenle, Apo ve PKK, BİR YERDE BİR TERÖRİST VARSA ORADA HERKES TERÖRİSTTİR!.. BİÇİMİNDEKİ VAHŞET VE BARBARLIK POLİTİKASIYLA KARŞILANDI.. Gazeteler, Ölü Ele Geçirme fotoğraflarıyla doldu, tvler ölü ele geçirmeden kan gölüne döndü.
Sonuçta, Apo ve PKK’nın başlattığı cılız terör, “ÖLÜ ELE GEÇİRMEYLE, BİR YERDE BİR TERÖRİST VARSA ORADA HERKES TERÖRİSTTİR POLİTİKASIYLA; Amerikan Malı 1.ve 2. Dünya Savaşından kalma, döküntü, işe yaramaz askeri malzemenin kullanılmasıyla büyüdü ve Türkiye’nin en büyük sorunu oldu.
Amerikan Malı, 1. ve 2. Dünya Savaşından kalma, döküntü, işe yaramaz askeri malzeme başka yerde işe yaramazdı. Ama, ” bir devlet kendi VATAN toprağını bombalamaz,” kuralının ihlal edilmesinde kullanıldı.
“Devlet Adam Öldürmez Şartı”nın ihlal edilmesinde gene işe yaradı.
Elli altmış bin “TERÖRİSTİN ÖLDÜRÜLMESİNDE” çok çok işe yaradı.
Hele dört bin köyün boşaltılmasında, dört bin köyün evlerinin yakılmasında ve yıklşımasında daha fazla işe yaradı.
Evet… Ahmet bey, yakılıp yıkılan dört bin köyde,İKİ MİLYON İNSANIN YERSİZ YURTSUZ BIRAKILMASINDA O UYGAR, O DUYARLI, O NESNEL İNSAN VİCDANI NEREDE İDİ?
Dört bin köyde evlerin yakılması, Hitler’in ölüm kampları kadar büyük bir insanlık suçudur… Ve asla, “Türkiye’nin bölünmesini önlemek için askeri görev yapmak olarak kabul edilemez.
Nazım Hikmet’in deyimiyle “VATAN BU EVLERİ VE KÖYLERİ YAKILARAK DAĞITILAN İKİ MİLYON İNSANIN EVİDİR… VATAN BU YAKILAN DÖRT BİN KÖYDÜR!..”
Bu iki milyon insanın hakını aramayanların, HUKUK VE ADELETTEN SÖZ ETMEYE HAKLARI YOKTUR.
Ak Parti’nin başlattığı Barış Süreci, “DÜNYADA HİÇBİR HALK SAVAŞ İSTEMEZ KURALINA göre doğru; SİLAH VE BOMBA FABRİKALARININ AJAN VE MÜMESİLİ OLMAYAN ADAMLARDAN KURDUĞU AKİL ADAMLAR HEYETİ DE yerindedir.
Atatürkçü, Ulusalcı, Laik geçinen Politikacılar; Akil Adamlar Heyetinin içindeki Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay, Kadir İnanır’ın seviyesinde değildirler.
Sanatçılar, “iki ayaklı hayvanı insan yapmak için; politikacılar, insanı iki ayaklı hayvan yapmak için” çalışırlar…
Kaldı ki; Kemal Kılıçdaroğlu Sami Hazinses seviyesinde, Deniz Baykal behçet Nacar seviyesinde, diğerleri de Süheyl Eğriboz seviyesindedirler. Bu nedenle, “İKİ MİLYON İNSANIN DEĞİL, adil yargılanmadıkları iddia edilen iki üç yüz kişinin hakkını arıyorlar.
ADALET, İKİ MİLYON İNSAN İÇİN YOKSA, İKİ YÜZ ÜÇ YÜZ KİŞİ İÇİN DE OLMAZ!..