Dostlar,
Ve sağlık hizmetlerinin perişan durumu..
- IMF-DB dayatmalı sözde SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM masalı bitti.
Balayı dönemi kapandı.
Acı faturalarla karşılaşan halkımızın artık gözlerinin açılması tesellimiz mi olsun ??
2012’de SGK Bütçesi’nin sağlık kalemi yaklaşık 20 milyar TL açık verdi.
Merkezi Yönetim Bütçesinden SGK’ya aktarım (transfer) 70 Milyar TL’yi buldu
(kamu çalışanlarının işveren olarak primleri dahil). Bu muazzam rakam SGK bütçesinin yarısına, genel bütçenin ise 1/5’ine karşılık. Bütçe açığının 2,5 katı..
Toplam borç faizlerinin 2 katı. Toplam kamu yatırımlarının ise kezlerce katı..
Bizzat önceki Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer‘in ağzından, finansal açıdan “sürdürülemez”. Bakan Dinçer, birkaç yıl öncesinden “radikal tedbirler alacağız” buyurmuştu.. Yavaş yavaş çıplak kral gözükmeye başladı.
Buyurun, yarattığınız devi doyurun..
Öylesine devasa (hipertrofik) bir özel sağlık sektörü oluşturuldu ki,
buyurun gözünü doyurun..
ABD benzer hatayı yaptı, ulusal gelirinin %16-17’sini her yıl sağlığa harcamak zorunda kalıyor. 2012’de bu rakam yaklaşık 2,2 trilyon $ oldu. Savunma (saldırı mı desek!?) harcamalarının 3 katı! Muazzam sağlık harcamalarına karşın en az 20 milyon / 305 milyon ABD’li yoksul gariban sistem dışı (30 milyon gariban ABD’liyi minimal güvence ile Nisan 2010’da Obama kapsama aldı..) ve ABD sağlık düzeyi göstergeleri ile dünyada 37. sırada. Tam bir fiyasko.. İnanılmaz düzeyde verimsiz kaynak kullanılıyor.
Türkiye’nin de sağlk harcamaları AKP’nin iktidar oluşundan bu yana nominal (rakamsal) olarak 4-5 katına, ulusal gelirdeki payı olarak 2 katına vardı ama dünyada sağlık düzeyi bakımından 90. sıralardayız!? Salt ilaç harcamalarımız TSK’ya ayırdığımız kaynaklara yaklaşıyor.. Ulusal gelirden payları sırasıyla % 2,1 ve 2,3!
Soru ve sorun çıplaktır :
- AKP sağlık politikalarıyla kimler zengin edilmektedir?
- Sağlıkta onlarca milyar $ kimlerin kasasına aktarılmaktadır?
Niçin ve bu muazzam rantın siyasal karşılığı nedir? - AKP’nin ve hükümetin başı RT Erdoğan, “şehir hastaneleri” projesinde
neden bu denli aceleci ve hırçındır? - “Kamu-özel ortaklığı” nın uygulandığı ülkelerde yarattığı yıkımın farkında olan
kaç AKP’li vekil vardır? TTB’den bir brifing almaya ne buyururlar?? - Yerli-yabancı sağlık şirketleri konsorsiyumlarında kimlerin ne oranda
payı vardır? Başbakan’ın 1. derece yakınları ve önde gelen AKP’liler ile
Sağlık Bakanlığı kurmaylarının 1. derece yakınları bu projelerde pay sahibi olmadıklarını açıklayabilirler mi??
Artık “necip” halkımızın da gözünün açılmasının zamanı gelmedi mi?
Çözüm :
– Ulusal sağlık politikalarıdır..
– Sağlık yurttaşa hak, devlete de ödevdir.
– Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik vermeden ne sağlık faturasının üstesinden gelinebilir ne de sağlıklı bir toplum yaratılabilir..
Yalnızca yerli-yabancı özel sağlık sektörüne halkın sırtından kaynak aktarılır..
Dış ve iç borçlar büyür ve de
aile başına 3-5 çocukla bu ülke kalkınmaz, BA-TAR!
Artık bu yalın ve acı gerçeği görelim..
Belletenlerinin DB-IMF olduğunu, işbirlikçilerinin de AKP kadroları olduğunu..
Bir şeyi daha asla unutmayalım :
- “ Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde durulacak
ulusal sorunumuz dur. Çünkü Cumhuriyet; düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımdan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
“Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı” salt teknik bir politika sorunsalı ve hedefi olmayıp; Türkiye Cumhuriyeti’nin güvencesidir de..
Sevgi ve saygı ile.
26.2.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==================================
Sağlık el yakıyor!
Hükümetin “sağlıkta dönüşüm” projesi bir ayda zam yağmuruna yol açtı
- Son bir ayda sağlık hizmetlerine % 57 zam yapıldı.
Yılbaşından bu yana diş, ameliyat, tahlil ve doğum gibi sağlık uygulamalarının
ücreti arttı. En dikkat çekici artışsa % 209’la laboratuvar tahlil ücretlerinde görüldü.
% 129 artışla ultrason, oransal olarak 2. en çok fiyatı artan sağlık kalemi oldu.
Başbakan 3-5 çocuk çağrısında bulunmayı sürdürüyor ama doğum ücretleri de büyük zam gördü. Normal doğum 2012 yılı Aralık ayında 393.51 TL iken bu rakam 2013 yılı Ocak ayında 732.99 TL’ye yükselerek % 86 arttı. Sezaryen de yaklaşık % 30 zamlandı.
- Hükümetin “sağlıkta dönüşüm” projesi çerçevesinde son bir ayda
sağlık hizmeti ücretleri % 57 arttı
Bu zam hasta eder
AKP hükümeti, sağlık hizmetlerinden yararlanmak isteyen vatandaşın cebine el attı.
Yılbaşından bu yana diş tedavisi, ameliyat, tahlil ve doğum gibi sağlık uygulamalarının ücreti arttı. En dikkat çekici artışsa % 209’la laboratuvar tahlil ücretlerinde görüldü.
ANKA’nın haberine göre, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Sağlık-Sen,
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerini kullanarak sağlık fiyatlarında
Aralık 2012 ile Ocak 2013 dönemi arasında uygulanmaya başlanan zamları derledi.
Araştırmaya göre, sağlık hizmetlerine ulaşmak ortalama % 57.8 zamlandı.
Bu dönemde diş tedavisi, ameliyat, tahlil ve doğum ücretleri yükselirken düşen yalnızca muayene ücreti oldu.
Laboratuvar ücretinde rekor artış
TÜİK verilerine göre yapılan araştırmaya göre, sağlık hizmeti fiyatlarında en dikkat çeken artış % 209 ile laboratuvar tahlil ücretlerinde oldu. Geçen yıl sonunda 4.7 TL olan tahlil ücretleri bu yıl başında 14.7 TL’ye çıktı. % 129 artışla ultrason ücretleri oransal değerlendirmede 2. en çok artan sağlık kalemi oldu.
Diş çekme ücretiyse 2012 yılı aralık ayında 24.98 TL iken bu rakam 2013 yılı ocak ayında 47.83 TL’ye yükselerek % 91 arttı.
Diş dolgu ücreti 2012 yılı aralık ayında 35.62 TL iken bu rakam 2013 yılı ocak ayında 77.90 TL’ye yükselerek % 118 arttı.
Dostlar,
Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan’dan bu yazımıza bir yorum geldi (e-ileti ile).
Aşağıda..
Sayın Ercan’a teşekkürlerimizle..
Sevgi ve saygı ile.
26.2.13, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
http://www.ahmetsaltik.net
=======================================================
“Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik vermeden ne sağlık faturasının üstesinden gelinebilir
ne de sağlıklı bir toplum yaratılabilir.. ”
Prof. Dr. med. Ahmet Saltık
Değerli arkadaşlar,
Halk Sağlığı Uzmanı Sayın Saltık’ın Türkiye’nin sağlık sorunu üzerine makalesi ektedir.
Ülkemizde hemen her şeyin satılabilirliği gibi, insan sağlığı da ticari meta haline getirilmiş durumda.
Yalnızca farmasotikte değil, tanı, tedavi ve ameliyat süreçlerinde büyük vurgunlar vuruluyor.
Paraların büyük bölümü, laboratuvarları dolduran teknik araçların imal edildiği gelişkin sanayi ülkelerine akıyor.
Yine de nüfusu her gün 3 bin artan bu ülkede ortalama yaşam süresi, Dünya ortalaması olan 68 yılın altında 65 yıldır
(2013 yılı içinde ölenlerin ölüm yaşı ortalaması).
SAĞLIKTA KORKUTUCU TABLO
Ülkemizde toplam 8 milyonun üzerinde engelli var. 10-30 yaş arası genç nüfusun (toplam nüfusun yaklaşık dörtte biri)
ölüm olasılığı binde 5 (!) dolayında. Bu her yıl yaklaşık 100 bin genç insanın yitirilmesi demektir.
Bir başka anlatım ile toplumun bu gençlere yaptığı yatırımın (~ 100 bin dolar/adam) karşılığı alınmadan
heba oluyor anlamına gelir. Canın değeri ölçülemez, ama parasal açıdan bakıldığında, Türkiye 10-30 yaş arası genç nüfustaki ölümlerle her yıl en az 10 milyar $ yitiriyor! 1 yaşına gelmeden ölen bebekleri de saymıyoruz.
muazzam bir enerji-kaynak yitiği! Æ (26.2.13)