Dostlar,

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, 13 Aralık 2012 günü Silivri’deki yurtseverler çıkarmasında, Ergenekon davasında 270. duruşmaya ara verildiğinde,
otobüsün üstüne çıkarak duruşma salonundaki dehşet verici gözlemlerini onbinlerce katılımcıyla paylaştı.

Sayın Tansel Çölaşan emekli Danıştay Başsavcısı ve Başkanvekilidir.
42 yıl eylemli olarak (fiilen) yargıçlık yapmıştır.
Bu bakımdan, aşağıya aktardıımız söylemleri ayrı bir değer ve önem taşımaktadır.
Çok yetkin bir hukukçunun adeta feryadıdır.

Artık en sağır-kör ve dilsizlerin bile duyması-görmesi-dillendirmesi aşamasına gelinmiştir.

3 maymunları daha fazla oynamanın olanağı kalmamıştır.

Mızrak artık çuvala sığdırılamamaktadır.

Bu sözde yargılama, yapay olarak ne denli güçlendirilmiş (tahkim edilmiş) görünüyor olsa da, meşruluğunu = gücünü yitirmiş baraj kapaklarını patlatacak ve sorumlularını önüne katıp savuracaktır.

Örgütlü halk direnişinin sürdürülmesi koşulu ve dileği ile..

Sayın Tansel Çölaşan da bu olguyu vurgulamış ve bundan sonraki duruşmalara da
kitlesel katılımın zorunluluğunu vurgulamış, kitleleri coşkulandırmıştır.

Bu yerinde ve yürekli konuşmayı Silivri cezaevini kuşatan on binlerce yurtsever
coşku ile alkışladılar.. Biz de elbette..

Sevgi ve saygı ile.
15.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================================

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın
13.12.2012 Tarihli Silivri Duruşması İle İlgili Açıklaması

1. Mahkeme 27.11.2012 günkü duruşmada savcının esas hakkındaki mütalaasını okuması için 15 gün süre vermiştir. 
   Ama aynı duruşmada ara kararı çıkartmış, cevap verilmeyen müzekkerelerin yeniden istenmesine de karar vermiştir. 
   Yani dosya henüz tamamlanmamıştır. 
   Öyle ise acele nedir? 
   Balyoz’daki usul mü işleyecektir?
    
2. Bu davanın her aşamasında adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. 
   Savunma hakkı yerle bir edilmiştir. 
   Kanun dışı deliller toplanmış, kullanılmıştır.
    
3. Sanıklara gönderilen ve virüslü olduğu bilirkişi raporu ile sabit olan
   elektronik veriler,
   – soruşturma tarihinden çok sonra düzenlenen dijital kimliklere dahil edilen veriler,
   – telefonlarına bir-iki saniyede kaydedilen bilgiler, 
   suçlama aracı olarak kullanılmıştır.
    
4. Uygulanan uzun tutukluluk süreleri, hiçbir AB ülkesinde yoktur. 
   AİHM kararlarında kabul görmez.
   Ama bu mahkemede hukuksuzluk esas olduğu için uygulanır.
    
5. Toplam 44 gizli tanık kullanılmıştır. Gizli tanık için başvurulanların yasal şartları taşıyıp taşımadıkları değerlendirilmeden tüm başvurular kabul edilmiştir. 
   Davanın şüphelilerine gizli tanıklık teklif edilebilmiştir.
   Soruşturması devam eden başka suç faillerine hukuk dışı vaatlerle gizli tanıklık teklif edilebilmiştir. 
   Öz kardeşini öldüren / yeğenini para karşılığı pazarlamaktan hükümlü olanlar
   gizli tanık yapılmıştır.
    
6. 120 milyon belgeli dava dosyasında, savunma hakkı 15 dakika ile sınırlandırılmıştır. 
   Duruşmalarda, hakimler eliyle yaratılan hukuk dışı uygulamalara
   tepki gösteren sanık ve vekilleri duruşmalardan men edilmiş,
   sırf bu nedenle haklarında AYRI davalar açılmış, mahkumiyetlere karar verilmiştir.
    
7. Bütün bunlardan sonra; 288 sanıklı, 120 milyon adet belgeli bu davada; savcıya esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için 15 gün süre yeterli görülmüştür.
    
8. Şimdi, ansızın karar aşamasına gelinmiştir: 
   Balyoz’da olduğu gibi ansızın karar da verilecektir. 
   Karar belki de hazırdır.
   Sonuç da bellidir.
    
9. DGM’leri kaldırdık deyip, ÖYM adı altında yürüten bu zihniyet; 
   şimdi de ÖYM’leri kaldırdık deyip, terörle mücadele yasası içinde özel yetkilerini devam ettirmekteler.
    
10. Ama bilinmektedir ki:
    bu davada düşman hukuk uygulandı, uygulanmaktadır!