HAÇLI SİYOİSLAMO

 

TÜRKER ERTÜRK

HAÇLI SİYOİSLAMO

Barack Obama’nın tekrar ABD Başkanı seçilmesi ile seçimler öncesinde kısmen gaz kesen Suriye’ye karşı 20 aydır sürdürülen örtülü savaşa yeniden hız verildi.

Bu yeni dönemin en yeni gelişmesi ise kuzeyden Türkiye’den Suriye topraklarına doğru açılan düşmanca ateşe ilave olarak İsrail’de batıdan ve güneyden ateş açmaya başlamasıdır. Amaç Suriye’yi karşılık vermeye zorlayarak onu mütecaviz durumuna düşürmek, hır çıkarmak ve müdahale etmektir.

AKP yönetiminde Türkiye’nin en büyük müttefiki ve kankası (kan kardeşi) olan İsrail, Suriye’ye karşı ateş açmasının bahanesi olarak Golan bölgesine düşen havan mermilerini göstermektedir.

İsrail’in Suriye’ye karşı bu saldırısı 6 Eylül 2007’de 8 F-16 savaş uçağı ile El Kibar nükleer santralini vurmasından sonra bir ilkti. Fakat İsrail böyle bir saldırı yaptığını o zaman deklare etmemişti. Resmi söylemi esas alırsak o zaman Golan’a düşen havan mermilerine misilleme olarak yapılan bu saldırı 1973’te Dördüncü Arap-İsrail Savaşı olarak da bilinen Yom Kippur Savaşı’ndan sonra bir ilk olur.

İşin garibi İsrail tarafından topraklarına ateş açıldığını iddia ettiği topraklarda esasında Suriye’nindir. İsrail 1967’de Üçüncü Arap-İsrail Savaşı veya Altı Gün Savaşı denen savaşta zengin su kaynaklarına sahip olan ve yaklaşık 1200 km² olan bu bölgeyi
ele geçirmiş ve 1981’de ilhak ettiğini ilan etmişti. Bu bölge hala iki ülke arasında sorundur.

Türkmenler de mağdur

Golan’ın İsrail tarafından işgali ile birlikte burada yaşayan insanların çok büyük bir bölümü vatanlarından uzaklaştırılmıştır. Aynen Filistin’de olduğu gibi! Bunlar arasında soydaşlarımız olan Türkmenlerin olduğunu, şimdi bu insanların muhacir olarak Şam’ın güney mahallerinde yaşadığını, Erdoğan, AKP’liler ve Milliyetçi olduğunu söyleyenler biliyorlar mı?

Suriye’ye karşı sürdürülen örtülü savaşın amacı; Esad’ı devirmek, rejim değişikliği yaparak ülkeyi bölmek, İran’ı kolay ham yapabilmek için yalnızlaştırmak, BAAS’ın son kalesini yıkarak Arap milliyetçiliğini yok etmek, ılımlı (taşeron) İslam’ın önünü açmak, kukla Kürt Devleti’ne giden yolda bir engeli daha ortadan kaldırmak, İsrail’i bölgesel güç yapmak ve Golan ile Filistin sorununu İsrail lehine çözmektir.

ABD artık taktik değiştirmiştir. Rusya’nın şiddetli olarak direnç göstermesi nedeniyle ABD Suriye’ye karşı Libya’da olduğu gibi direkt müdahale seçeneğini gündeminden çıkarmıştır. ABD ana üssü Türkiye olan örtülü savaşı hızlandırarak vekilleri Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olan vekalet savaşında vekillerini verdiği görevleri daha iyi yapması için sıkıştırarak Suriye’yi çökertmek istemektedir.

Bu taktik değişikliği ile birlikte ABD muhalefet denen terörist organizasyonu genişletmeye, yeniden teşkilatlandırmaya ve aralarında süren anlaşmazlıkları çözerek yapılandırmaya çalışmaktadır.

Çünkü adına Suriye Ulusal Konseyi denen üssü Türkiye’de kontrolü CIA’da olan ve Müslüman Kardeşler ağırlıklı bu organizasyonun performansından ABD memnun değildi. Bu örgütün bugüne kadar yaptığı acımasız terör faaliyetleri nedeniyle kötü şöhrete sahipti ve Suriye içinde halk desteği yoktu.

Teröre tam gaz devam

İçine Kürtleri ve Hıristiyanları da alan daha geniş bir muhalefet hareketi başlatmak isteyen yeni oluşumun adı Suriye Ulusal Koalisyonu merkezi ise Katar’ın başkenti Doha’dır. Konsey oldu koalisyon! Anlayacağınız ha Ali Veli ha Veli Ali, esasında değişen bir şey yoktur. Teröre tam gaz devam edilecektir.

Bu oluşuma bir hafta süren Katar toplantıları sonunda karar verildi. “Bu başarı“da
en büyük pay ABD Dışişleri Bakanı Hilary Cilinton’a aittir dersek yanlış olmaz. Toplantılarda Suriye Ulusal Koalisyonu’nun ABD Dışişleri Bakanlığı, Pentagon
(ABD Savunma Bakanlığı), CIA’dan direkt olarak direktif alması, Türkiye, İsrail,
Suudi Arabistan
 ve Katar ile eşgüdüm içinde çalışmasına kararı verildi.

Yeni oluşuma verilen görevler çok açık. Suriye’de Esad sonrası geçiş dönemi için geniş tabanlı platform olmak ve Esad’ı devirmek için plan yapmak. Amaçları arasında görüşmeler yolu ile çözüm aramak ve akan kanın durdurulmasını sağlamak yoktur.

Suriye Ulusal Koalisyonu kendine lider olarak ABD’de eğitim almış (Indiana Üniversitesi) komünist bir Hıristiyan olan George Subra’yı seçti. ABD seçtirdi dersek belki daha doğru olur!

Sevgili okurlar, görüyor musunuz kimin eli kimin cebinde belli değil. Suriye’de Allahu Ekber nidası ile Müslüman boğazı kesen ve Müslümanları infaz eden El Kaide militanı Baba, oğul ve kutsal ruh” üçlemesi ile öne çıkan Hıristiyan George Subra’dan emir olacak, koordinasyonu iseMüslüman olduğu iddiasında bulunan Türkiye’deki AKP yönetimiyle ve İsrail Başbakan’ı Binyamin Netanyahu ile yapacaktır.

Erdoğan’ın çocukları ve akıl yaşı çocuk düzeyinde olan büyükleri kandırmak için görünürde kavga eder gibi gözüktüğü aslında iliklerine kadar işbirliği içinde olduğu İsrail, geçtiğimiz Çarşamba günü Gazze’de korunmasız halka karşı hava operasyonları başlatmıştır. Bu operasyonlar şimdilik 10’larca insanın ölmesine neden olmuştur. Netanyahu yaptığı açıklamada “Bu daha başlangıç” diyor.

İşte Atatürk bunun için çok büyük! Eğer din inanç ve itikat düzeyinden siyasetin ve ticaretin bir aracı olması seviyesine indirilirse buradan ne ahlak, ne şeref ne haysiyet çıkar. Çıksa çıksa emperyalist işbirlikçiliği çıkar.

Böyle Müslümanlara söylenebilecek tek söz;

Allah akıl ve fikir ihsan eylesin ve doğru yoldan ayırmasın.

Saygılar sunarım.
İLK KURŞUN
(17.11.12)

===========================================

Teşekkürler değerli Türker Ertürk amiralimiz..

Sevgi ve saygı ile.
29.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir