Dostlar,
Önce İngiliz Gazeteci Gareth Jenkins’in
“ERGENEKON SORUŞTURMASI PARANOYA ve HUKUKUN SİYASALLAŞTIRILMASININ ÜRÜNÜ!”
başlıklı önemli konuşmasını paylaşalım.. Ardından önemli yorumlarımız olacak…
Sevgi ve saygı ile.
1.11.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
============================================
İngiliz Gazeteci Gareth Jenkins :
“ERGENEKON SORUŞTURMASI PARANOYA ve HUKUKUN SİYASALLAŞTIRILMASININ ÜRÜNÜ!”
“Ergenekon soruşturması paranoya ve hukukun siyasallaştırılmasının bir ürünüdür” diyen İngiliz gazeteci Gareth Jenkins, Amerikan Kongresi’nde düzenlenen “Ergenekon” konulu toplantıda konuştu.
Soruşturmanın arkasında Fetullah Gülen hareketinin olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz Ağustos ayında, “Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması: Gerçekle Fantezi Arasında” başlıklı bir rapor yayımlayan araştırmacı gazeteci Gareth Jenkins 18 Kasım’da ABD Kongresi’nde düzenlenen “Ergenekon Davası ve Türkiye’deki Siyasi Durum” konulu toplantıda konuştu.
Arı Hareketi Washington temsilciliğinin örgütlediği toplantıda Jenkins,
- Ergenekon soruşturmasının paranoya ve siyasallaştırmanın bir ürünü olduğunu söyledi.
Ergenekon terbiyle ilgili yaşanan tartışmalar ABD Kongresi’ne de sıçradı. Toplantıda Ergenekon tertibiyle ilgili farklı düşünenler arasında, tarafların karşılıklı söz almaları ve soru sormaları üzerine gerginlik yaşandı. Toplantıda Ergenekon soruşturması ile ilgili hazırladığı raporun bir özetini sunan Jenkins’in altını çizdiği önemli noktalar şunlar:
“ERGENEKON DİYE BİR ÖRGÜTÜN VARLIĞINA DAİR HİÇBİR DELİL YOK”
Jenkins,
- Ergenekon soruşturmasının, bazı kesimlerin ifade ettiği gibi Türkiye’nin derin devleti veya karanlık geçmişiyle yüzleşmesi olmadığını belirtti.
İngiliz gazeteci, Derin devletin tek bir örgüt olmadığını, Türkiye’de çetelerin istediğini yaptığı bir dokunulmazlık kültürünün var olduğunu savundu.
Jenkins, Ergenekon iddianamelerinin komplo teorilerine ve varsayımlara dayandırıldığının altını çizerken
iddianamelerde Ergenekon örgütünün varlığını gösteren tek bir delil sunulmadığına dikkat çekti.
“SORUŞTURMANIN ARKASINDA FETHULLAH GÜLEN VAR”
Gareth Jenkins, ABD Kongresi’ndeki konuşmasında gözaltına alınan veya tutuklanan insanlar arasında bağ kurmanın zor olduğunu ancak bu listenin hükümete muhalif isimlerden oluştuğunu kaydetti. Tayyip Erdoğan’ın soruşturmanın bu şekliyle sürmesine izin verdiğini söyleyen Jenkins operasyonun arkasında Fetullah Gülen hareketinin olduğunu vurguladı.
“İDDİANAMELER TUTARSIZLIKLA DOLU”
Jenkins’in üzerinde durduğu bir diğer konu da, 5800 sayfayı bulan iddianamelerin tutarsızlıklarla dolu olduğu ve soruşturmanın bu şekilde yürütülmesinin adalet sistemini zedeleyeceği yönündeydi.
Jenkins’in konuşmasının sonunda izleyiciler arasında tartışma çıktı. Ergenekon soruşturmasını destekleyenlerle karşı çıkanlar karşılıklı sorular sordular. Bu sırada gergin anlar yaşandı.
=============================================================
Dostlar,
Gelelim bizim yorum ve öngörülerimize :
Artık mızrak çuvala sığdırılamaz oldu.
Bu tertiplerin sürdürülebilirliği kalmadı..
Son perde yaklaşıyor :
Cumurbaşkanlığı seçimlerine yakın (2014 başı), RT Erdoğan son kozunu / kumarını oynayacak :
– Başbakan RT Erdoğan, “Beyaz bir sayfa açalım, GENEL AF çıkarıyoruz…” diyecek.. Tutsak aydın, gazeteci, askerlerimiz APO ve yoldaşları ile adeta takas edilecek..
Sanırız öngörü, kurgu bu..
Tabii bunu yapmaya RT Erdoğan’ın zamanı kalırsa..
Öyle zordaki..
- Sözde “yeni anayasayı” gerçekte bölücü anayasayı ne yapıp ederek çıkaramazsa, “minik” bir borsa harketiyle (2001’de 5 milyar doları o gece çekmek yetmişti!) ağır bir ekonomik bunalım tetiklenecek… Bu kez çok daha kırılganız..
2001’de Ecevit-Bahçeli-Yılmaz’ın gönderilmesinde olduğu gibi..
Rahmetli İsmail Cem’in başbakanlık ham hayalinin ağır faturası..
Sonra AKP’nin “getirilmesi”!
Yani geldikleri gibi gideceğe benziyorlar.
Asıl sorun, RT Erdoğan’a yaptırılamayanı kime yaptıracak emperyalizm??
Bu kez Kemal Derviş veya benzeri misyoner “15 günde 15 yasa” dayatması ile değil, çantasında bölünme – federasyon anayasası ile gelecek !
Başbakan RT Erdoğan bunları öngörebiliyor.. Olağanüstü telaşı, aceleciliği, dayatmacılığı, gerginliği, agresyonu ve de maskeli-açık depresyonu söz konusu kurguya ikincil..
“Allah yardımcısı olsun..” (!) demekten kendimizi alamıyoruz..
Sevgi ve saygı ile.
1.11.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
ABD’NİN ELİNDE OLSA İKTİDARA İŞÇİ PARTİSİ’Nİ GETİRİRDİ!..
Bektaşi, son derece çirkin, gözleri kör ayakları kötürüm, kolları çarpık, ağzı bir taraf, burnu bir tarafa bakan, biraz da sağır, durmadan dua eden bir adama rastlamış; ” sen ne diye dua ediyorsun?” diye sormuş… Adam, “Allah çarpmasın,” diye dua ettiğini söylemiş…
“Bırak çarpsın, belki düzelirsin,” diyen Bektaşi, İşçi Partisi’ni ve Doğu Perinçek’i düşünmeye başlamış. Bu partinin hemen hemen bütün ileri gelenleri hapiste, Doğu Perinçek ise yaptığı savunmalar(!) dolayısıyla, kafadan yirmi yıla yakın ceza yemiş… Ama ne zaman gazetesine tvsine baksan; “çöktü çöktü, bitti bitti, anlaşıldı anlaşıldı,” deyip umursamıyorlar ve Cumhuriyet’in şimdiye kadar sosyalistlere, Alevilere, Devrimcilere dağıttığı bu adalete dua edip hayranlıklarını anlata anlata bitiremiyorlar.
İstiklal Mahkemelerinde, Dersim Engizisyon Mahkemesi’nde, Yüksek Adalet Divanında, Sıkıyönetim Mahkemelerinde, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde bugün Silivri’dekinden farklı, daha yüksek bir adalet anlayışı mı vardı?
Dersim’de düpedüz Engizisyon Mahkemesi kurulmuş ve Dersim’de Alevi olmayı suç saymıştı.
İstiklal Mahkemelerinde ve Yüksek Adalet Divanında “sanıkları oraya tıkan kuvvete göre” ceza verilmişti.
12 Mart’ın ve 12 Eylül’ün Sıkıyönetim Mahkemelerinde; bunların devam olan Devlet Güvenlik Mahkemelerinde, sanıklar; “sol görüşlü olduklarıiçin, attıkları slogan, çıkardıkları, okudukları, dağıttıkları gazete ve kitaplar nedeniyle” cezalandırılmışlardı.
İstiklal Mahkemelerinde, Dersim Engizisyon Mahkemesi’nde, Yüksek Adealet Divanı’nda, Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde, sanıklara işkence ederek düzenlenen ifadelerle, sanıklar en ağır cezalara çarptırılmışlardı.
Silivri’de “terörist,” diye suçlanmak var mı, yok mu?.. Varsa ve bir iddianame ile de sabit ise; bu suç Cumhuriyet boyunca dağıtılan adalete göre cezasız bırakılmaz… Dünyadaki soyut ve hyiçbir zaman Türkiye’ye uğramayan gerçek adalet sistemi ne derse desin!.. Dersim’de, bir kez; “İSYANCI” suçlanması yapıldıktan sonra, bu suçun Mahkeme önünde ispat edilmesine gerek görüldü mü?
Silivri’dekiler, “teröristlerle, üstelikte PKK teröristleriyle” bir mi tutulacak?.. İddianame düzenleyen Savcı sanıkların “terörist sınıfına sokularak yargılanmasını,” istemişse; yapacak bir şey yok… İddianame düzenleyen Savcı, hangi sınıfa sokularak yargılanmalarını istemişse; sanıklar o sınıfa sokularak yargılanır!..
Atatürkçüler, siz; solculara, sosyalistlere, komünistlere ve özellikle de Alevilere karşı adil olmayı hiç düşündünüz mü, Silivri’dekinden daha yüksek bir adalet anlayışınız hiç oldu mu?
Ahmet bey,
“Beyaz bir sayfa açmalıyız!.. denilerek genel bir af çıkarılacak; APO ve YANDAŞLARIYLA; tutsak aydın, gazeteci ve askerlerimiz adeta takas edilecek!” demiş; Apo ve yandaşları mutlaka içerde kalsın diye bir genel affa karşı çıkmışsınız!..
Ak Parti ve Halifelik Örgütleri, bir Genel Affın Türkiye’nin kaderini değiştirebileceğinin farkındalar… Bir genel af karşılarına daha güçlü siyasal hareketler, daha güçlü ve daha etkili fikirler çıkarabilir…
Ak Parti ve daha radikal Halifelik Örgütleri, bir genel affın çıkmasını hiç istemiyorlar. Çünkü, Askerlerin doğuda, Irak ve Suriye’de adeta bir batakta olmaları işlerine geliyor… Aydınların ve gazetecilerin de sonsuza kadar bu batakta kalmaktan başka düşündükleri bir şey yok.
Bağışlamaktan başka yapacağınız bir şey yok!..