Etiket arşivi: “Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık”

Emine Erdoğan : “HAREM Bir okuldur..” buyurdular..

Emine Erdoğan :

“HAREM Bir okuldur..” buyurdular..

Muazzez İlmiye Çığ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın açıklamalarına
sert tepki gösterdi. Bir kez daha tarih dersi verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi
Emine Erdoğan, peş peşe tarihe geçecek açıklamalarda bulunuyor. Emine Erdoğan için
tarih dersi ise Cumhuriyetin köklü çınarı Muazzez İlmiye Çığ’dan geldi.
(
SÖZCÜ, Mart 10, 2016)

Emine Erdoğan’ın tarihe geçecek açıklamalarına bilim Dünyasının asırlık çınarı Muazzez İlmiye Çığ’dan yanıt geldi. 

Atatürk dönemi için “90 yıllık enkazı kaldırdık” diyen Emine Erdoğan, enkazdan geri adım atarak, enkaz derken darbe dönemini kastettiğini söyledi. Başörtülü kadınların seçilme hakkına da ancak 80 yıl sonra sahip olabildiğini açıkladı.

“Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık” açıklamasından darbe dönemlerini kastettim diyerek çark eden Emine Erdoğan dün de Osmanlı haremini övdü.

  • “Harem okuldur kadınların hayata hazırlandıkları bir eğitim yuvasıdır.” dedi.

Emine Erdoğan’ın tarihe geçecek açıklamalarına bilim dünyasının asırlık çınarı
Muazzez İlmiye Çığ’dan yanıt geldi.

İşte Muazzez İlmiye Çığ’dan Emine Erdoğan’a tarih dersi veren o açıklamalar:

“HER FIRSATTA KÖTÜLEDİĞİN CUMHURİYETİN
BÜTÜN NİMETLERİNDEN YARARLANIYORSUN!”

”Emine Erdoğan ‘enkaz çarkı’  ile yine cehaletini ortaya koymuş. 1980 yılında ancak başörtülü kadınlar seçilme hakkını kazanmışlar! A cahil kızım, ondan önce eğitimli
kadınlarda başörtüsü yoktu ki. 2. Meşrutiyette kızlar ilk okula girebildiler. O zaman onların başları örttürülmedi. Henüz Cumhuriyet olmadan Çorum’da 1922-24 yılları arasında gittiğim Ravza-i Nisvan isimli ilkokulda okudum. Hiçbirimizin başı örtülü değildi, hatta oldukça büyük kızlar olmasına karşın. Bunu kanıtlayan fotoğraf da var. Kuran dersimiz vardı, onda da başımız örttürülmedi.

Oradan göçtüğümüz Bursa’daki Nilüfer Hatun okulunda ve Bizim Mektep’de 1924 yılı sonu, 1925 yılı içinde yine kızlarda başörtüsü yoktu. Öğretmen okulu ve üniversitede yine başımız açıktı. İşin ilginç yanı 1925’te çıkan Kıyafet Kanununda Kızların başörtüsü ile ilgili bir madde bulunmuyordu. Padişahlık dönemindeki gelenek sürüyordu.
Ne zamana kadar sürdü biliyor musunuz? 1980′de Kurucu Meclis üyesi Mehmet Yamak’ın İmam Hatip kızlarının başının örtülmesini istemesine kadar. Ben hemen kendisine
“Bizde bir rahibe sınıfı olmadığını, rahibeler gibi kızlarımızın başlarının örttürülmeyeceğini” yazdım. Fakat bundan sonra, değil İmam Hatip kızları, liselerde üniversitelerde çalışkan, fakat

yoksul kız çocuklarını, başlarını örtmeleri koşulu ile aylığa bağladılar.

Böylece Eğitime başörtüsü girdi. O bir din kıyafeti sayıldığından, laik devletin kurumlarında bunların okumaması gerekti. Yobazlık ve siyasal hırs üstün geldi. Böylece eğitim yapan başörtülüler, başörtülü olduklarından değil, eğitimli oldukları için seçilmeye başladı,
Emine Hanım! Hoş, ilk kadın seçilmesinde Satı kadının başı örtülü idi ve seçilmişti.

Emine hanım! O rahibe kıyafeti ile de olsun, eşinizin koluna girip ülke ülke dolaşarak Başkanlarının elini sıkmanız bile, o fırsat buldukça kötülediğiniz Cumhuriyeti kuranlar sayesinde. Cahillik ancak çokkkk.. okumakla önlenir, bilesiniz…

Emine Erdoğan’ın, “Harem okuldur, kadınların hayata hazırlandıkları bir
eğitim yuvasıdır.”
sözlerine yanıtı ise şöyle oldu:

YAZIKLAR OLSUN!” 

” Emine Erdoğan artık her gün yeni bir inci! atıyor ortaya. Şimdi de Harem’in ne kadar
yüksek ideallerle çalıştığını, oradaki kadınları hayata, (hangi hayata?) hazırlandığını anlatıyor. Ona karşılık onların saltanat erkeklerinin birer seks aleti olduğunu, gereksiz gebe kalanların boğularak öldürüldüğünü, hepsinin tam birer köle olduğunu bilmiyor herhalde. Kadın sultanların mülk edinebilmelerini, özgürce kullanabildiklerini söyleyerek bu, kadın haklarının medeniyetimizde ne kadar köklü olduğınu gösteriyor, diyor. Kadın sultanların gözden düşünce bütün elindekilerin alındığını, halk kadının ise en ufak bir hakkı olmadığını, ancak Cumhuriyet ile kadın haklarının ele alınıp verildiğini, o sayede yalan yanlış söylese de kürsülere çıkıp konuşabilme özgürlüğünü, hakkını kazandığını kabul edemiyor Emine Erdoğan, yazıklar olsun!