Dr. Sedef Kabaş
Türk bayrağını tanımazlardı
Türk ordusuna kumpas kurarlardı
Askeri liseleri, askeri hastaneleri; harp okullarını, harp akademilerini kapatırlardı
Türkiye sınırlarını korumasız bırakırlardı
Ülkeyi milyonlarca sığınmacı ile doldururlardı
Türkçe “öldü” deyip, aşağılarlardı
Milliyetçiliği ayaklar altına alırlardı
Milli bayramları yok sayarlardı
Milli tarihi ders kitaplarından ayıklarlardı
Kurumlardan “T.C.” simgesini kaldırırlardı
Ulusal kahramanları “hain”, hainleri “kahraman” yaparlardı
Milli birlik duygusunu yok etmek için toplumu kutuplaştırıp, halkı birbirine düşman kılarlardı
Ülkenin fabrikalarını, bankalarını, madenlerini, kupon arazilerini, limanlarını, koylarını yabancılara yok pahasına satarlardı
Yerli tohumu yasaklar; tarlaları imara açar, halkı ithal gıdaya mahkum kılarlardı
TL’yi tarihinin en değersiz parası durumuna düşürüp, ülkeyi borç batağına sokarlardı
Yargı sistemini çökertip, adalete güveni zayıflatırlardı
Eğitim sistemini çökertip, cehaletin ferasetini cazip (çekici) kılarlardı
Sömürü düzenini asla sorgulamayacak zihni ve vicdanı zincirlenmiş nesiller (kuşaklar) yaratırlardı
Liyakat sahibi (Yaraşır) uzman kadroları görevden alırlar; yerlerini kendilerine biat eden kifayetsizler ile doldururlardı
Ülkeyi uluslararası uyuşturucu ticaretinin merkezi yaparlardı
Yolsuzluk, talan ve yağma düzeni ile ülke kaynaklarını kuruturlardı
Kadınları öldürenleri; çocuklara sistematik tecavüz edenleri cezasız bırakırlardı
Çocukların günde 1 yumurta yiyemediği, gençlerin iş bulamadığı, emekçilerin açlık sınırının altında yaşadığı bir ülke oluştururlardı
Akıl dışı ekonomi politikaları ile Merkez Bankasının tüm rezervlerini tüketip; ülkeyi tefeci faizi vererek kredi bulmaya mahkum eder, ekonomik iflasa kapı açarlardı
Ülkenin en değerli hazinesi yetişmiş, meslek sahibi aydın kesimleri ötekileştirip; sanatçılara, aydınlara, gazetecilere, yazarlara karşı yıldırma politikası uygularlardı
Toplumu sindirmek için yoğun baskı uygulayıp, korku iklimi yayarlardı
İşgale karşı çıkıp, sesini yükseltenleri fütursuzca hapse atarlardı
Kontrol ettikleri medya sayesinde tüm bunların üstüne kendilerini bir de “kurtarıcı” olarak sunarlardı.