Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti’den oluşan ana muhalefet ittifakının, ortak cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nu göstermesi, bu konudaki anlaşmazlığın kısa sürede aşılması, Türkiye için umutların yeniden yeşermesine neden oldu.
Güncel olağanüstü koşullar dikkate alındığında, bundan sonra yapılması gereken şey, yalnızca “6’lı Masanın” değil, muhalefetin bir bütün olarak, seçimin ilk turunda, Kılıçdaroğlu’na destek vermesi, adaylık tartışmalarına son vermesidir.
Bunun gerçekleşmesi için Kılıçdaroğlu’nun da “6’lı Masanın” dışındaki partilerle yapıcı bir iletişim kurması, bu partilerin de, “6’lı Masanın” kabul edemeyeceği önkoşulları öne sürmemeleri gerekmektedir.
Halkların Demokratik Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Memleket Partisi, Zafer Partisi, Demokratik Sol Parti, Emek Partisi, Sol Parti, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi bu partilerin arasında yer almaktadır.
Yaklaşık %10 oyu olan HDP bu süreçte kilit parti konumundadır. Ancak öbür partilerin de toplam oyunun yaklaşık % 7 oranında olduğu unutulmamalıdır. Bu oyun büyük çoğunluğu, Türkiye İşçi Partisi, Memleket Partisi ve Zafer Partisi’nin oylarından oluşmaktadır.
CHP’nin, toplam oyu %7’yi geçmeyen Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ile resmen ittifak kurarken, yaklaşık olarak aynı oranda oyu olan öbür muhalefet partileriyle, en azından sandıkta bir ittifak içine girmemesi, halka açıklanabilecek bir durum değildir.
Öte yanda, HDP’nin ve kimi sosyalist partilerin, daha önce Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı konusundaki açıklamalarıyla çelişmemeleri ve samimiyetlerini (içtenliklerini) kanıtlamaları için, 1. turda kendi adaylarını çıkarmamalarının ve Kılıçdaroğlu’na destek vermelerinin gerekli olduğu açıktır.
***
Siyasette ne yazık ki, her zaman ideal bir cumhurbaşkanı veya başbakan adayını bulmak olanaklı değildir. Ayrıca her siyasetçinin eleştirilebilecek yönleri vardır. Aynı durum Kılıçdaroğlu için de geçerlidir.
- Bugünkü aşamada önemli olan, Kılıçdaroğlu’nun AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan daha üstün ve çok daha iyi niteliklere sahip olduğu gerçeğidir.
Kılıçdaroğlu’nun, yolsuzluklar konusundaki duyarlığı, çalışkanlığı ve mütevaziliği (alçakgönülülüğü) en önemli özellikleri arasında yer almaktadır.
Ancak daha da önemli olan şudur:
Türkiye, Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılında,
teokratik bir diktatörlük ile demokratik adımların atılacağı
bir yönetim arasında seçim yapacaktır.
Yargı bağımsızlığının; yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığının; düşünceyi ifade, yayın, medya, örgütlenme özgürlüğünün sağlanması; parlamenter sisteme yeniden geçilmesi; TBMM’nin yetkilerine kavuşması; başlı başına demokratik bir reformdur ve gelecekte daha ileri reformların yolunu açacaktır.
***
Öte yandan, CHP’nin milletvekili adaylarını önseçim yerine merkez yoklamasıyla belirleme kararı yanlış olmuştur.
CHP’nin kendi tabanındaki çalkantıları önlemek için, partinin kurumsal kimliğine, ideolojisine ve laikliğe sahip çıkan parti üyelerini milletvekili listelerinde seçilebilecek yerlere yerleştirmesi, öbür partilere oy oranlarıyla orantısız sayıda milletvekili kontenjanı vermemesi, tepkilerin asgari (en az) düzeye çekilmesini sağlayacaktır.