Dostlar,
Sevgili Soner Yalçın‘dan çok başarılı bir yazı daha…
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Paşa çoook terleyecek..
Nasıl yanıt verecek acaba bu derin çelişkilerine?
“Yüksek manevra kabiliyeti” O’nu kurtarabilecek mi?
Bu sitede kendisine yazılan AÇIK MEKTUBUMUZA aylardır tek sözcük yanıt vermedi / veremedi de.. (http://ahmetsaltik.net/2014/07/16/genelkurmay-baskani-sn-org-necdet-ozel-pasaya-acik-mektup/)
Sevgi ve saygıyla.
2.9.2014, Datça
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
=============================================
2 Eylül 2014
Aydınlık’tan meslektaşım Ceyhun Bozkurt’u kutlarım. Beş gündür “İmralı Tutanakları”nı yayınlıyor. Abdullah Öcalan’ın yaptığı çeşitli görüşme tutanakları -deyim yerindeyse- çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Fakat bu tutanaklardaki haberler nedense SÖZCÜ dışında pek gazetelerde yer almadı. Niye?
Oysa…
Tarih: 28 Şubat 2013
Milliyet’ten meslektaşım Namık Durukan, “İmralı Zabıtları”nı yayınlayarak Türkiye’nin gündemini değiştirmişti. Neredeyse her gazetenin manşetinde bu haber vardı. Anımsayınız sızdırılan telefon görüşmesinde, Başbakan Erdoğan, Milliyet gazetesi sahibi Erdoğan Demirören‘e zabıtları yayınlattığı için ağır sözler sarf edip, ağlatmıştı.
Dün siyasette-medyada fırtınalar yaratan İmralı Zabıtları nedense bugün görmezlikten geliniyor!
Ve fakat “tek ses” bir resepsiyondan geldi…
30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna katılan Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Necdet Özel,“Kürt Açılım Süreci”ni şöyle değerlendirdi:
- “Hükümetin bir politikası var, o politika yürüyor. Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi. Görürsek biz de görüşlerimizi söyleriz.”
Orgeneral Özel, “Kırmızı çizgileriniz sürüyor mu?” sorusu üzerine
- “Kırmızı çizgiler aşılırsa gereğini yapacağımızı söyledik, gereğini de söyleriz. 30 senedir bu mücadeleyi biz yürütüyoruz.”
ifadelerini kullandı.
Peki…
İlk Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Özel’in “yol haritasından” haberi olmadığını duyunca aklıma iki soru geldi:
1) İmralı Zabıtları’nı kim sızdırıyor?
2) İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Öcalan’ı askerler korumuyor mu? Yani asker dinleme yapmıyor mu?
Demek Öcalan avuçlarının içinde ve buna rağmen askerler olup bitenden haberdar değil!..
Gerçek akılla keşfedilir… Bir örnek vermeliyim:
Erdoğan ve ekibinin adli yıl açılış törenine katılmayacağı belli olunca,
Orgeneral Özel’in, o gün Ankara’da değil İstanbul’da olması gerekti!
Ergenekon-Balyoz acılı süreci sürerken Orgeneral Özel bir ilke imza atıp, yıllar sonra Adli Yıl açılışına giden ilk Genelkurmay Başkanı olmuştu! Yıl: 2012 idi.
Ve Orgeneral Özel 2013 adli yıl açılışına da gitti. Ama Erdoğan 2014’te gitmeyince
bu yıl Balıkesir’de işi çıkıverdi; Astsubay Meslek Yüksek Okulu mezuniyetine gitti!
Ancak… Akşam düzenlenecek resepsiyona katılacağını açıkladı!
Nasıl “ince” bir “diplo
ne kebap!”
Orgeneral Özel’in “manevra kabiliyeti” iyi gözüküyor.
Adli yıl açılışındaki tavrına bakıp Orgeneral Özel’in Erdoğan’ın gölgesinde yaşadığını düşünebilir miyiz? Düne kadar öyle olduğunu sanıyordum.
Şimdi, manevra kabiliyetine hayranım! Kafanızı fazla karıştırmadan tekrar başa,
açılım sürecine döneyim. Orgeneral Özel ne diyordu:
“Kırmızı çizgiler aşılırsa gerekeni yaparız!”
Bu da bir manevra mı? Yoksa bu konuda Erdoğan ile yolları ayrı mı?
Peki kimle yolları aynı? Örneğin…
Orgeneral Özel’in “kırmızı çizgisi” ile Cemaat / Paralel Yapı’nın “kırmızı çizgisi” farklı mı? Bu da soru mu demeyiniz? Benim kafam böyle çalışıyor!
Açıklayayım…
“Işık Orduları”
Ön kabuller ile hareket edip hiç tartışmıyoruz…
Aynı resepsiyonda Orgeneral Özel’e, “paralel yapı” iddiaları soruldu.
“Türk Silahlı Kuvvetleri elinde bilgi ve belgeyle çalışır. Bunun dışında MİT ve emniyetten belge istedik ama bize şu ana kadar bilgi belge gelmiş değil” dedi.
Oysa…
Biliyorum ki….
Genelkurmay’a bizzat Cemaat soruşturmasını yürüten askeri savcılar tarafından listeler verildi. Keza:
– Cemaat liderinin bir dönem kullandığı İstanbul Altunizade’deki binanın 5. katında
alternatif mezuniyet törenleri yaptığı ve Harp Okulu mezunu hangi müritlerin bu
“Işık Orduları” törenine katıldığı belli değil mi?
– Cemaat liderinin “işte bizim Işık Ordularımızın komutanı” diye kime hitap ettiği belli değil mi?
– Pensilvanya’ya mezuniyet kılıcını götürüp hediye edenler belli değil mi?
– Evindeki kütüphanesinde Cemaat liderinin övgü dolu imzalı kitaplarını kutsal bir
eser gibi saklayanlar belli değil mi?
– Kayseri Işık Evleri soruşturmasıyla ortaya çıkarılan askerlerin kimlerle
bağlantılı oldukları belli değil mi?
Liste uzayıp gider… Emniyet’ten, MİT’ten bilgi gelmemiş. Kim kimi kandırıyor?
Erdoğan’ın emriyle devletin en küçük kurumundan bile Cemaatçiler
tasfiye edilirken, TSK’da neden bir tek ihraç yok?
Aksine Genelkurmay, Ergenekon-
Ayrıntı önemlidir: TSK’daki Cemaat yapılanmasına karşı mücadele veren Deniz Harp Okulu eski Komutanı emekli Amiral Türker Ertürk‘ün, ilk kez bu yıl Deniz Harp
Okulu’nun mezuniyet törenine davet edilmemesini nasıl yorumlamak gerekiyor?
Genelkurmay, Balyoz-Erdoğan kavgasında taraf izlenimi vermeye devam ediyor.
Oysa Erdoğan, Ergenekon-Balyoz defterini çoktan kapatmadı mı?
Hedefinde sadece Paralel Yapı olduğu görülmüyor mu?
Erdoğan’ın var ama Genelkurmay’ın gündeminde Paralel Yapı yok.
O halde…
“Kırmızı çizgiler”i sorgulamak zorundayız.
Cemaat, “açılım sürecine” nasıl bakıyor. Ya da şöyle sormalıyım; “kimin penceresinden bakıyor?” Çok ayrıntıya gerek yok:
Kürt Açılımı’na İran nasıl bakıyor?
Kürt Açılımı’na İsrail nasıl bakıyor?
Biliyoruz ki: İran Kürdistan’a karşı,
Biliyoruz ki: İsrail Kürdistan’ı destekliyor.
Cemaat niye hep İsrail’i koruyor ve İran düşmanlığı yapıyor?
Kim aslında Türkiye’yi bölme politikalarını hayata geçiriyor?
Hem İsrail taşeronu Cemaat korunacak hem de “kırmızı çizgi”den
bahsedilecek, işte bu olmaz.
Yemezler…