Dostlar,
Sayın Birgül Ayman Güler‘i kamuoyu iyi tanıyor. 2007 Cumhuriyet mitinglerinde de
çok anlamlı konuşmaları olmuştu. Son olarak 1 Mayıs 2013’te Tandoğan konuşması da çok anlamlı idi ve Türkiye’de giderek baskıyı artıran despotik iktidar uygulamaları karşısında demokrat Batı kamuoyunun dikkatini çekiyordu çok özenli bir söylemle.
Sayın Güler, CHP’den İzmir Milletvekili seçilmeden önce Ankara Üniv. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi (ve Siyaset Bilimi) öğretim üyesi idi.
Alanına egemen, değerli bilimsel ürünler vermiş parlak bir hocaydı.
Olay yaratan TBMM konuşmasında da “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit,
eş değerde gördüremezsiniz.” derken bilimsel bir gerçeği açıklamıştı,
kişisel görüş bildiriminde bulunmamıştı (27.1.13; http://ahmetsaltik.net/12053/ adresli makalemize bakılması..).
Sanırız boş bulunmuş, bir an kendisini üniversite kürsüsünde sanmıştı!
Tümcesi yalın bir sosyolojik – etnolojik gerçeklik içeriyordu.
Sayın Ayman hocanın bu uyarısına, başta partisi CHP olmak üzere yanıt vermek durumundadır. Ayman hoca adeta feryat etmektedir :
- “…TBMM, AKP Usulü Darbeyle Askıya Alınmıştır!
…………..
Şimdi, Meclis’teki ana muhalefet partisi olarak bize, CHP’ye düşen, parlamentoyu
askıya alan AKP usulü darbe karşısında ‘olağanüstü parlamento durumu’na uygun
bir çalışma süreci başlatmaktır.
Aksi halde bizler, AKP usulü darbenin ortakları konumuna düşeceğiz.”
Bu tarihsel bir uyarıdır ve Cumhuriyetin yüz akı aydın bir kadından,
bir Mülkiye profesöründen gelmektedir.
Sayın K. Kılıçdaroğu ve CHP yönetimi artık net bir tutum almak zorundadır.
Kamuoyu dikkatle izliyor..
- Koşullar olağan dışına çıkmıştır..
- İstanbul Valisi Mutlu, Anayasa’nın 34. maddesini ve AİHS’nin toplantı – gösteri yürüyüşü hakkını düzenleyen üstün ve bağlayıcı hukuk normunu açıkça, kasten
ve kezlerce çiğnemektedir! Talimatın AKP iktidarı kaynaklı hatta doğrudan
Başbakan RT Erdoğan olduğu verili gerçektir. - Olağan yöntemlerle başetme olanağı kalmamıştır;
Parlamentoculuk oynayarak da..
Bu yanılgı sürdürüldükçe AKP’nin halka polis vahşeti ve zulmü artarak sürecek;
giderek CHP’nin, MHP’nin.. varlığı sorgulanır olacaktır.
Peki sonra??
Sevgi ve saygı ile.
8.7.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==============================
TBMM, AKP Usulü Darbeyle Askıya Alınmıştır!
Prof. Dr. Birgül Ayman GÜLER
CHP İzmir Milletvekili
Kimse, en başta da iktidar partisinin kendisi ve destekçileri farkında değil,
yeni beş yıllık plan olup bitti ve yasalaştı.
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı ‘çalışması’ torba yasalar; hemen her yasanın
‘temel kanun’ sayılarak kestirmeden görüşülmesi; komisyonlarda usule ilişkin verimliliği artıracak önerilerin bile iktidarın komisyon başkanlarınca reddedilmesi; ısrar karşısında fiziksel saldırılarla dediğini yapma pervazsızlığı… gibi uygulamaların son örneği oldu.
“Yasama süreci” bakımından ilginç durumlar ortaya çıktı.
1. Kalkınma Bakanlığı planı Yüksek Planlama Kurulu’na (YPK) hangi tarihte sundu, bilinmiyor. Plan, bu bilgiye yer vermemiş durumda.
2. YPK Raporu 10 Haziran 2013 günü Bakanlar Kurulu’na (BK) sunulmuş;
BK aynı gün raporu ‘incelemiş, görüşmüş’ ve kabul etmiş.
Demek ki bakanlar Planı toplantıda gördüler.
3. Hükümet, planı 13 Haziran 2013 günü TBMM’ye gönderdiğinde, plan TBMM’de yalnızca 1 (yazıyla bir) komisyona havale edilmiş. Dört günlük bekleme süresi doldurulup, Komisyon 18 Haziran 2013’te çalıştırılmaya başlanarak,
iş dört oturumda bitirilmiş.
4. Plan Bütçe Komisyonu (PBK) raporunu 28 Haziran 2013 Cuma akşamı
TBMM Başkanlığı’na teslim etmiş. Metin basımı hafta sonunda yapılarak,
kitap milletvekillerine 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü öğleyin dağıtılabilmiş bulunuyor.
5. Milletvekilleri 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü bir saat önce ellerine gelen toplamı 358 sayfa kitap biçimindeki planı görüşmek üzere, aynı gün saat 14.00’te
Genel Kurul’a girdiler.
6. Koskoca beş yılın planı, Başbakan’ın, yardımcılarının ve bakanların bulunmadığı Genel Kurul’da “görüşüldü” ve gece yarısından sonra AKP milletvekillerince
kabul edilerek “yasa” oldu.
7. Bir ayrıntıyı belirtelim: TBMM’de Cuma ve Pazartesi günleri Genel Kurul çalışması yapılmaz; o nedenle Meclis TV de kısıtlanmış yayınını da yapmaz. Çoğu milletvekili Perşembe akşamından seçim bölgesine gider; Pazartesi akşamı gelir.
Dolayısıyla, çoğu milletvekili “olay”dan habersizdir.
Yasama sürecindeki “ilginç durum”lar böyle. Bu durumda açık olan gerçek şudur:
- AKP, “çoğunluğun despotizmi”ni Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevini yapmasını engellemek yoluyla uygulamaya koymuş bulunmaktadır.
- Yasama organı, yürütme organı olan hükümet tarafından göstermelik organ haline dönüştürülmüştür.
- AKP iktidarı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açıkça ve fiilen askıya almıştır;
bu, “AKP usulü darbe” dir. - Halk bu gerçeği tüm açıklığıyla görmekte, o nedenle “sine-i millet” çağrıları yapmaktadır.
Şimdi, Meclisteki ana muhalefet partisi olarak bize, CHP’ye düşen, parlamentoyu askıya alan AKP usulü darbe karşısında ‘olağanüstü parlamento durumu’na uygun
bir çalışma süreci başlatmaktır.
Aksi halde bizler, AKP usulü darbenin ortakları konumuna düşeceğiz.
[BAG, 3 Temmuz 2013]
Birgül AYMAN GÜLER
CHP İzmir Milletvekili