Etiket arşivi: şeriat devleti

Afganistan’da acil adımlar atılmalı!

Faruk LOĞOĞLU
EMEKLİ BÜYÜKELÇİ

Cumhuriyet, 19.8.2021

Afganistan’da Kâbil ve ülke yönetimini ele geçirmesi Taliban için işin sonu değil, sadece başlangıcıdır. En katı haliyle bir şeriat devleti kurma hedefinden asla ödün vermeyecek olan Taliban, yönetimini pekiştirdikçe ülkede hukukun, insan ve kadın haklarının kökünü kazımaya devam edecektir. Bununla beraber uluslararası planda meşruiyet kazanmak maksadıyla geçici bir süre için sözde mutedil bir profil çizecek, yatıştırıcı söylemler kullanacaktır. Ancak Taliban’ın sözlerine değil, eylemlerine bakmamız gerekecektir. Afganistan konusu birçok açıdan Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla son gelişmeler ışığında çıkarlarımızı korumak ve barışa hizmet maksadıyla Türkiye’nin atması gereken acil adımlar vardır.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Öncelikle, sona erdiği açıklanan NATO operasyonu çerçevesinde ülkede bulunan askerlerimiz ve diğer tüm personelimiz -eğer henüz başlanılmamışsa- en kısa sürede tahliye edilmelidir. Ülkedeki vatandaşlarımızdan Türkiye’ye dönmek isteyenler için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Yeni bir değerlendirmeye kadar ülkedeki başkonsolosluklarımız -eğer henüz kapatılmamışsa- kapatılmalı, çalışanları tahliye edilmelidir. Büyükelçiliğimiz ise kısıtlı personelle görevini sürdürmelidir. Tüm tahliyelerin güvenliği için ABD ve Taliban dahil olmak üzere gerekli tüm temas noktaları kullanılmalıdır

Öte yandan sınırlarımızda Afganistan kaynaklı göç dalgalarını önleyecek çok yönlü fiziki ve teknik önlemler alınmalıdır. Bu bağlamda Afgan özel kuvvetlerinin Türkiye’de eğitilmesi projesinden de vazgeçilmelidir, zira bunlar da neticede sığınmacı olarak Türkiye’de kalacaklardır. Sığınmacılar konusunda İran, ABD ve AB’yle görüşmeler yapılmalı,

  • İran’a
  • Afganların sınırımıza getirilip bırakılmasına son vermelerini beklediğimiz”, ABD ve AB’ye “oluşumundan kendilerinin de sorumluk taşıdıkları sığınmacıları ülkelerine zamanlıca kabul etmelerini istediğimiz” belirtilmelidir.

Bu önlemlerin ötesinde Türkiye barış için de bazı girişimlerde bulunmalıdır. Cumhurbaşkanlığı tarafından bir görev gücü oluşturularak Afganistan’a barış ve istikrar getirmek için izlenebilecek bir yol haritası belirlenmelidir. Görev gücüne, Afganistan’da görev yapmış sivil/asker kişiler, diplomatlar, akademisyenler ve katkı sağlayabilecek diğer kişiler davet edilmelidir. Kendilerine tanınacak, örneğin bir haftalık süre sonunda hükümete bir plan/strateji sunmalıdırlar. Bu planın son noktası Türkiye’de düzenlenecek bir barış konferansı olmalıdır. Görev gücü katılımcılar, konferans tarihi, süresi ve yeri hakkında önerilerde bulunmalıdır.

BM GÜVENLİK KONSEYİ TOPLANMALI

Belirlenecek yol haritası çerçevesinde Afganistan’ın komşuları başta olmak üzere ilgili çevrelerle Türkiye, geniş bir diplomatik temaslar süreci başlatmalı ve zemin hazırlığı yapmalıdır. Bu amaçla ivedilikle uluslararası diplomasi tecrübesi olan bir “Afganistan özel temsilcisi” atanmalıdır.

Ve nihayet, Türkiye uluslararası toplumun Afgan halkına karşı sorumluluğu ve vicdan borcunu harekete geçirecek girişimlerde bulunmalıdır. Önce Sovyet işgali, sonra NATO müdahalesi ülkeye barış getirememiş, aksine ülkedeki etnik ve aşiretler eksenindeki bölünmeleri daha da derinleştirmiş, ülkeyi bir şiddet girdabına mahkûm etmiştir.

Taliban yönetimindeki bir Afganistan’ın radikal İslamın türevlerinin yuvalanacağı ve serpilip dünyaya dehşet saçabileceği zamanlar ne yazık ki artık çok yakındır. Taliban etki alanını şeriat üzerinden her yere yaymaya çalışacaktır.

Taliban’la dostluk ilişkileri kurmanın yarar sağlayacağına -bu aşamada Rusya ve Çin gibi- inananların hesapları tutmayacaktır. Günün sonunda Taliban’ın kılıcı, erişebildiği yerlerdeki ideolojisine ters düşen bütün karşıtlarını kesecektir.

Bu itibarla mevcut geçiş döneminin oluşturduğu fırsat penceresinden bilistifade BM Güvenlik Konseyi bir an önce toplanıp oybirliğiyle Afganistan için bir çerçeve kararı almalı ve Taliban’dan uluslararası hukuk, insan hakları ve temel özgürlükler gibi alanlarda uyması beklenecek esaslar belirlenmelidir. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin toplanması için işte bu nedenlerle şimdi harekete geçmelidir. Afganistan’a sahip çıkacaksak, gün bugündür.

Prof. Dr. D. Ali Ercan : Akil İnsan


Prof. Dr. D. Ali Ercan

portresi

Akil İnsan

“Akil” insan demek, akıllı insan demektir.
Akıllı insan, zeki, deneyimli, engin bilgili, bilge kişilikli olur.
Oysa Başbakanın atadığı “akil”ler listesinde bu tür akıllı olanlar değil,
Başbakanın Anayasa konusundaki isteklerini halka anlatmakla ve halkı “ikna” etmekle görevli demagog insanlar var.
(Muhtemelen her birine yaptıkları büyük hizmetin karşılığı maddi ödüller de verilecektir).

Daha çok Demokrasi bahanesiyle daha az Cumhuriyet,

Daha çok Halk goygoyculuğu, daha az Milli yapı ve

Birlik ve Bağımsızlık yerine daha çok bağımlılık ve bölünüş getiren
bir “antidemokratik Başkanlık Anayasası”
nın (yönetmeliğinin) dayatılması
söz konusudur.

Gidişat orta çağın gerisine, şeriat devletine doğru bir gidiştir.

Hedef; Sevr öngörüsü Anadolu haritasını gerçekleştirmektir.

Bu Anayasanın muhtemel anahtar sözcükleri:

  • İslam, Kürt, Özerk, Federal, Başkan…