‘TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti’
Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 verilerini açıkladığı tablosunda değişikliği gitmesi tepkilere neden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman: Yoğun bakımdaki hasta sayısını vermek istemiyorlar. Çünkü biz bunlara bakarak çıkarımlarda bulunabiliyorduk. Aktif hasta sayısını yoğun bakımdaki hasta sayısına bölüyorduk. (AS: tersi olacak..) Dünyada %1,5 dolayındayken Türkiye’de % 10’un üzerinde olduğunu 3-4 gündür açıklıyorduk. TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti.
- (AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Covid-19 tablosundan yoğun bakım ve entübe hasta sayılarını kaldırması tepki çekti. Bakanlığın gün gün yayımladığı ve yeterince ayrıntılı olmadığı gerekçesiyle bilim insanları tarafından sıkça eleştirilen tabloda değişikliğe gidildi. Yapılan değişiklikle 1 Haziran’dan bu yana ikiye katlanan yoğun bakımdaki hasta sayısı ile entübe hastaların sayısı kaldırılarak yerine zatürre oranı ve durumu ağır hastaların sayısı kondu.
HASTA ARTIŞI İNANILMAZ BOYUTTA!
‘Normalleşme’ adımları nedeniyle salgının bastırılamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Adıyaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sahadan gelen geri bildirimler de Sağlık Bakanlığı açıklamalarının üstünde bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Sağlık Bakanı İstanbul için Türkiye’nin Wuhan’ı demişti. Ancak Diyarbakır, Urfa gibi illerde inanılmaz bir hasta artışı var.”
TTB Başkanı, sözlerini şöyle noktaladı:
- “Ankara’da yoğun bakımlar dolmuş durumda.
- Artık özel hastaneler yoğun bakımda Covid-19’lu hastaları yatırmıyor.
- Kamu ve şehir hastanelerinde aşırı derecede hasta var.Bazıları dışarıda bekletiliyor.
- Yoğun bakımda yer olmadığı için, ancak hasta kaybı olduğunda yatabiliyorlar.
- Baktığımızda hızlı bir artış var, ilk anlara geri dönmeye başladık.
- Amaç sağlık sisteminin bunla baş edebilmesini sağlamak. Sistemimiz bunu kaldırmayabilir.
- Dolayısıyla bu iki parametrenin kaldırılmasının hiçbir anlamı yok. Yapılan tablo değişikliği yanıltıcı, halkı yanlış bilgilendiriyor.”
Öte CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal, koronavirüs tablosundaki değişikliğe tepki gösterdi:
- “Gerçekleri gizleyemezsiniz.
- Yalnızca % 40 doğruluğu olan testlerle virüsü yaydınız.
- Pandemiyi de yanlış yönettiniz.”
====================================
Dostlar,
Bu gün (31 Temmuz 2020) TELE1 TV’de Sn. Zeynel Lüle’nin konuğu olarak Küresel Korona Salgını sorununu değerlendirdik.. (81. TV porogramımız..)
– DSÖ’ne bildirilen resmi toplam olgu sayısı 17,550,515
– DSÖ’ne bildirilen resmi toplam ölüm sayısı 680,159 (%6)
– Halen aktif hasta sayısı 5,925,003
– Kritik durumda (yoğun bakımda) olan hasta sayısı 65,484 (%1)
Türkiye’de “ağır hasta sayısı” 583, zatürresi olan hasta oranı %8,8
– 30 Temmuz günü tanı alan yeni hasta sayısı 287,343; nüfusuyla orantılı olarak Türkiye’de beklenen; 287,343 x %1,1 = 3,161 (saptanan 982)
– 30 Temmuz günü ölen hasta sayısı 6,418
Türkiye’de beklenen; 6,418 x %1,1 = 71 (saptanan 17)
– Türkiye’nin dünyadaki sırası : 17 (nüfus büyüklüğü sıralaması ile aynı)
– 1 milyon nüfusta test sayısı (%40 tanı yetenekli) : 56,874 (İngiltere’nin 174’ü!)
******
Verilerin iler – tutar yanı yok!
Yoğun bakımdaki hasta sayısı açıklanmıyor..
Artık verilen “bilgi” (!?) şu :
- Türkiye’de “ağır hasta sayısı” 583, zatürresi olan hasta oranı %8,8Ağır hasta sayısı yoğun bakım + entübe olanlar mıdır??
Yalnızca entübe olanlar mıdır?
Bu doğru ise yoğun bakıma alınan hasta “ağır hasta” değil midir, kim ağır hastadır?Resmen ilan edilen toplam olgu sayısı 230,873’tür.
İyileşen (taburcu edilen demek daha doğru.. tam iyileşme??) 214,535
Toplam ölenler 5,692. Son 2 rakamı toplayıp toplam olgu sayısından düşersek;230,873 – (214,535 + 5,691) = 10,647 olarak halen yatan hasta sayısını buluruz.
Ağır hasta olan 583 kişinin, halen yatanların %5,75’i olduğunu buluruz.
Bu oran dünya ortalaması olarak %1!
Sağlık Bakanlığı’nın %8,8 zatürre oranı, 10,647 yatan hasta içinde başlı başına çok yüksek bir orandır.
Ölümler dünya genelinde %6 iken Türkiye’de 5,692 / 230,823 = %2,5!
Bakanlığın verilerinden çıkarabildiğimiz ölçüde yoğun bakım hastalarımız (zatürre olduğu bildirilen %8,8) dışında halen yatanların %5,75’i ile dünya ortalamasının 5,75 katıdır ama ölüm oranlarımız dünya ortalaması %6 iken bizde %2,5’tir!?
*****
Sağlık Bakanlığı nereye varmak istemektedir??
AB kuşkusuz gerçekleri bilmektedir, o yüzden kapıları kapatmıştır.
Rusya dünyada 4. sırada salgın içindedir ve 1 Ağustos ve 10 Ağustos’ta Türkiye – Rusya uçuşları ve turizmin açılması planlanmaktadır..
Bu çılgın ve sorumsuz bir davranıştır turizm gelirleri elde etmek hatırına!
Türkiye’nin pek çok yerinden meslektaşlarımızdan bize ulaşan, TTB’ye erişen ve basına da yansıyan verilerden HASTA SAYISINDA ANORMAL BİR PATLAMA yaşanmaktadır. Kamuda yoğun bakım yatakları dolmuştur.
Bakanlık, ölçüsüz – hesapsız – akıl dışı “normalleşmeyi” sürdürmektedir.
Halk da Bakanlığın iyimser yansıtmalarına dayalı olarak önlemleri savsaklamaktadır..
****
31 Ağustos’ta okulların açılması planlanmaktadır..
Eylül sonrasında influenza / grip mevsimi başlamaktadır ve kapalı mekanlara dönüş başlayacaktır..
Dünya Sağlık Örgütü ciddi ciddi 2. dalga uyarısı yapmaktadır, örn. İspanya!
Günlük yeni olgu sayıları ve ölümler rekorlar kırmaktadır!
Toplum bağışıklığı yok gibidir, aşı ve ilaç da yoktur!
Dünyada, komşularımız İran, Irak, Bulgaristan, Rusya’da ciddi salgın vardır.
Suriye’den güvenli veri yok ama herhalde güllük – gülistanlık değildir.
Türkiye transit bir coğrafyadır ve 5 milyonu aşkın “sığınmacı” sı vardır.
Irak – Suriye sınırı delik – deşiktir; Gaziantep, Batman, Urfa hasta kaynamaktadır.
****
Bu gidiş iyi değildir; halktan, hatta Bilimsel Danışma Kurulu üyelerinden bile gerçekleri saklayarak varılacak yer büyük bir hüsrandan başka bir şey olamaz!
Bir kez daha uyaralım; - BU SALGIN TÜRKİYE’ye DİZ ÇÖKTÜREBİLİR!
Başta AKP iktidarı olmak üzere her – kes, daha çok gecikmeden aklını başına toplamalıdır. İktidar, gerçekleri saklamayı bırakmalıdır, turizm etkilenmesin deniyorsa zaten dünya – alem gerçekleri biliyor. - Muhalefet, daha etkili yöntemlerle iktidarı uyarmalı ve halkı bilgilendirmelidir. Örneğin Eylül ortalarında bir ULUSAL SALGIN KURULTAYI toplamalı ve çözüm önerilerini iktidara ve kamuoyuna sunmalıdır.
- Halk da sorunun ciddiyetini kavramalı, çok sorumlu davranmalıdır..