ORMANLARIMIZ YANARKEN
Suay Karaman
26 Ağustos 2019
Ağustos başından bugüne dek yaklaşık 202 orman yangını çıkmıştır. Bu yangınların kimisi bilinçsizlik ve dikkatsizlik sonucu çıkmıştır. Kimilerini PKK terör örgütü, ülkeye zarar vermek adına çıkartmıştır. Kimileri ormanlık araziyi imara açmak, otel ve konut yapmak için çıkartılmaktadır. Kimileri ise maden alanlarına yer açmak için. Otel, konut ve maden alanları için ağaç kesmek yerine, yangın çıkartmak, tepkiyi daha aza indirmektedir. Birçok yangında sabotaj olasılığının çok yüksek olduğu görülmektedir.
- Ancak neredeyse ormanlarımızı yakanların hiçbiri bulunamamaktadır?!
Orman ve Su İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu 15 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada orman yangınlarıyla mücadele için dünyanın en ileri teknolojilerinden birini kurduklarını bildirmişti. Orman yangınlarına karşı 2.300 kara aracı, 34 hava aracı ve 19.000 personelle mücadele edildiğini, ormanların 776 adet kuleden 24 saat gözetlendiğini, 97 gözetleme kulesinde 194 kamera kullanıldığını ve ülke genelinde orman yangınlarına müdahale süresinin 2015 yılında 15 dakikaya indirildiği değerlendirmelerinde bulunmuştu.
Bu yılın (2019) Haziran ayında bir yasa çıkarılarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’na hava ve kara araçları dahil her türlü gereksinimi doğrudan sağlama yolu ile satın alıp kiralayabilme yetkisi verildi. Böylece ihale yapmadan, istediği firmadan gereksinimlerini karşılayabilme olanağı sağlandı. Bakanlığa verilen ihalesiz iş yapma yetkisinin sonuçlarını orman yangınlarında görmekteyiz.
Tek adam rejimi hükümetinin bu uygulamasının sonucunda, Türk Hava Kurumu’ndan uçak kiralamak yerine,
- Orman yangınlarını söndürme işi bir mimarlık firmasına ihale edilmiştir!
- İhaleyi alan firma yurt dışından helikopter kiralayarak, yangınları söndürmeye çalışmaktadır.
İşte bu nedenle orman yangınları bir türlü söndürülememektedir.
- Orman yangını ne denli uzun sürerse, ihaleyi alan firma o denli para kazanacağı için, yangınlar günlerce sürmektedir.
Ülkemizde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda 6 adet yangın söndürme uçağı, Türk Hava Kurumu’nda 6’sı çalışır durumda, 9 yangın söndürme uçağı bulunmaktadır. Üstelik Türk Hava Kurumu, yangın söndürmede uluslararası başarılara imza atmıştır, yaklaşık 40 yıldır bölgenin en iyi yangın söndürme filosu olarak görev yapmaktadır. Ancak bunlara karşın Tarım ve Orman Bakanlığı, orman yangını söndürme işinde özel şirkette ısrar etmektedir.
Türkiye, geçen yaz Yunanistan’da çıkan orman yangını için iki yangın söndürme uçağı göndermiş, İsrail, Ukrayna ve Suriye’deki orman yangınlarına da uçak göndererek yangınların söndürülmesine önemli katkıda bulunmuştu. Ancak kendi ülkemizde çıkarılan orman yangınlarına, uçak gönderememekteyiz.
- Ormanlarımız yanarken Türk Hava Kurumu uçaklarını hangardan çıkarttırmayan,
- yangınların söndürülmesi işini ilgisiz özel şirketlere vererek
hem doğal, hem de ekonomik kaynakları peş keş çeken Tarım ve Orman Bakanı olacak kişinin akıl ve bilim dışı, tutarsız, gerçeklerle örtüşmeyen söylemleri büyük tepki çekmiş ve ülkemiz adına büyük bir utanç oluşturmuştur. Böyle durumlarda istifa olgusu akıllara gelir ama bu olgu için onur ve gurur gerekir.
29 Ağustos 2007 ile 10 Temmuz 2018 arasında görev yapan bakan Veysel Eroğlu’nun yaptığı açıklama ile şimdiki bakanın açıklamaları birbiriyle çelişmektedir. AKP iktidarının bakanlarına güvenilmez ama arada bu denli fark olması da düşündürücüdür. İşte bu, devleti şirket mantığıyla yönetmenin doğal sonuçlarıdır.
- Ormanlarımız yanarken gerekli önlemleri almayanlar, ihanet içindedir!
Orman yangınları çok daha kısa sürede ve en az zararla söndürülebilecek iken görevli ve sorumluların beceriksizliği, bilgisizliği nedeniyle binlerce hektar ormanımız yok olmuştur.
Ormanlarımızda salt ağaçlar yanmamıştır; hayvanlar, toprak canlıları, mikroorganizmalar yok olmuştur. Onlarca yılda büyüyen ormanlarımızı geri getiremeyiz ama bu olaylarda sorumluluğu olanları bularak, yargı önünde hesap vermelerinin sağlanması gerekir. Yasalarda ve yönetmeliklerde gerekli düzenlemelerin yapılması, ağır yaptırımlar getirilmesi ile bir daha böyle olayların yaşanmaması için mücadele edilmelidir. Ormanlarımız yaşam alanıdır, can damarıdır, ülkemizin geleceğidir; hepimiz korumak zorundayız.