Etiket arşivi: kızamık vakalarında artışlar

TTB UDEK Üyesi KLİMİK, HASUDER ve Türk Pediatri Kurumu’nun Türkiye’deki Kızamık Salgını Üzerine Görüşü | Klimik

TTB UDEK Üyesi KLİMİK, HASUDER ve Türk Pediatri Kurumu’nun
Türkiye’deki Kızamık Salgını Üzerine Görüşü | Klimik

(AS: Bizim katkımız ve bu konudaki TV programımız hk. bilgiler yazının altındadır..)

Measles in children (ages one to five) - BabyCentre UK

Özellikle İstanbul’da olmak üzere ülkemizde 2022 yılının sonundan başlayarak artış gösterdiğini bildiğimiz kızamık vaka sayılarının, son haftalarda daha da arttığına ve kızamık nedeniyle ölümler olduğuna dair bilgiler paylaşılmaktadır. Yine deprem bölgesindeki Gaziantep’te de kızamık vakalarında artışlar olduğu bildirilmektedir. Haber sitelerinde paylaşılan vaka haberleri, sağlıkçılar arasında adeta dedikodu halinde yayılan vaka paylaşımları ülke genelinde giderek artan bir endişeye yol açmaktadır. Salgının boyutunun ve nedenlerinin tespit edilmesi ve doğru önlemler geliştirilebilmesi sürveyans çalışmaları ile mümkündür. Kızamık vakalarının belirlenmesi, analiz edilmesi ve yorumlanmasını içeren surveyans sonuçlarının sağlık otoritesi tarafından paylaşılmaması ve hatta vakaların duyulmasını engelleyici bazı girişimler endişenin daha da artmasına yol açmaktadır. Sonuçların ilgililerle şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı takdirde surveyans çalışmalarının salgın kontrolüne (denetimine) faydası olmayacağı açıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık raporuna göre Türkiye son bir yılda (Nisan 2022-Mayıs 2023) bildirilen 457 kızamık vakası ile Rusya ve Tacikistan’ın ardından üçüncü ülkedir. Son bir yılda bildirilen bu vakaların 343’ünün ocak ve şubat aylarında bildirilmesi salgınının boyutunun 2023 yılı ile arttığını göstermektedir.

Kızamık, solunum yoluyla yayılan oldukça bulaşıcı bir hastalıktır.  Virus havada ve infekte yüzeylerde 2 saate dek aktif ve bulaşıcı olarak kalabilmektedir. Kızamık ile infekte bir kişinin hastalığı aynı ortamda bulunan 10 kişiden 9’una bulaştırabileceği bilinmektedir. Yüksek bulaşma hızı nedeniyle aşısız, eksik aşılı ve hatta aşılı kişilerin de %3-4’lük kesimine bulaşabilmektedir. Ülkemizden DSÖ’ye 2023 yılında bildirilen vakalar incelendiğinde vakaların büyük çoğunluğunun 1-9 yaş arasında olduğu görülmektedir.  Bu vakaların aşı durumu değerlendirildiğinde <1 yaş vakaların neredeyse tamamının, 1-4 yaş arasındaki vakaların ise yarıdan fazlasının kızamık için hiç aşılanmadığı, > 5 yaş vakaların önemli bir kısmının aşısız veya eksik doz aşılı (tek doz aşılı) olduğu görülmektedir.

Bu veriler kızamığın aşı ile önlenebilir bir hastalık olduğu gerçeğini güçlü bir biçimde anımsatmaktadır. Ülkemizde yıllarca sürdürülen başarılı bağışıklama programları sayesinde neredeyse eliminasyon aşamasına dek getirilen kızamık hastalığının (2007-2010 yılları arasında kızamık olgu sayısı 10’un altındadır) ülkemizdeki artışının nedenlerinin dikkatle analiz edilmesi ve sonuçların paylaşılması gerekmektedir. Ancak sağlık otoritesi tarafından en son 2017 yılında paylaşılan aşı kapsayıcılık verileri gerçek nedenlerin belirlenebilmesi ve çözüm önerileri konusunda ortak bir akıl geliştirmeyi engellemektedir.

Ülkemiz sağlıkçıları ile paylaşılmayan ancak DSÖ’ye bildirilen kimi veriler ülkemizin yarısında kızamık aşısı için %95 aşı hedefinin altında kalındığını ve 2 doz aşılanma oranlarının ülkenin tamamında belirgin olarak düştüğünü göstermektedir. Kızamık için %95 aşılanma oranına ulaşılamayan her mahalle ve bölgenin salgın tehdidi altında olacağı unutulmamalıdır.

Salgının ortaya çıkmasında, ülkemizde son yıllarda giderek artan kontrolsüz göçmen girişlerinin, özellikle pandemi döneminde Birinci Basamak sağlık hizmetindeki bölgesel aksamalardan kaynaklanan aşılama sorunları ve yine pandemi sürecinde ve sonrasında artış gösteren aşı çekincesi nedeniyle aşısız ve eksik aşılı nüfustaki artışın katkısı vardır. Pandemi süresince daha da görünür hale gelen aşı karşıtlığına karşı yeterli mücadele edilmemesi, artan aşı kararsızlığını önlemeye yönelik ciddi bir çalışma yapılmaması ve yetkililerin bu konularda süren suskunluğu, aşı çekincesi (tereddüdü) yaşayarak çocuklarını aşılatmayan kişi sayısının artmasına yol açarak toplum sağlığını tehdit etmektedir. Belirtilen bu olası nedenlerden hangisinin salgının ana nedeni olduğu kızamık vaka dağılımlarının ve aşılanma durumlarının değerlendirilmesi sonucunda ortaya konulabilecektir. Bu konuda yapılan değerlendirme sonuçlarının ve bunlara dayanan denetim önlemlerinin ivedilikle paylaşılarak spekülasyon ve tartışmalara son verilmesi, salgın ile ilgili endişenin artmasına izin verilmemesi gerekmektedir.

Kızamık salgınına karşı aşağıda belirttiğimiz önlemlerin kısa sürede alınması gerektiğini kamuoyu ile paylaşıyoruz:

  • Döküntülü hastalık yakınması olan tüm hastalar kızamık yönünden değerlendirilmelidir.
  • Vaka görülen bölgelerde 9 ay-15 yaş arası tüm çocuklara aşılı olup olmadığına bakılmaksızın mutlaka bir doz aşı yapılmalıdır.
  • Henüz vaka görülmeyen bölgelerde 9 aydan başlayarak eksik aşılı çocukların kızamık aşıları tamamlanmalıdır.
  • Özellikle 2. doz kızamık aşı kapsayıcılığının yükseltilmesine yönelik özgün bir program geliştirilmelidir.
  • Kayıtlı / kayıtsız mülteci-göçmen nüfusun saptanma ve izlemine yönelik zorlukları da çözebilecek biçimde yapılan planlamalarla, bu kesimlerde koruyucu hizmetlere yoğunlaşılmalı, aşısız çocuk bırakılmamalıdır.
  • Deprem bölgesinde, özellikle geçici yerleşim birimlerinde yaşayanlara yönelik, burada yaşayan nüfusun saptanması ve izlenmesindeki zorlukları çözecek biçimde yapılan planlamalarla aşılama çalışmaları yapılmalıdır.
  • Salgın sırasında yürütülecek aşı kampanyasının bölge tabanlı yapılması zorunludur. Vatandaşın başvurusuyla sınırlı kalınmamalı, sahaya çıkılmalıdır. Gezici (Mobil) aşı istasyonları ile kısa sürede aşı oranı yükseltilmelidir.
  • Deprem bölgesinde aşının sağlanması ve korunmasına yönelik teknik destek mutlaka verilmeli, tüm aile sağlığı merkezleri ve geçici yerleşim alanlarında aşılar yapılabilir duruma getirilmelidir
  • Hastanelerde kızamık hastalığının yayılmasının önüne geçilmelidir. Bu bağlamda:
    • Sağlık çalışanlarının kızamığa karşı bağışıklanması
    • Döküntülü hastalık yakınmasıyla sağlık kuruluşlarına başvuranların, bekleyenlerle değinimi (teması) en aza indirecek bir akış-mekân düzenlemesiyle hızlıca hizmet alması, hizmet aldıkları ortamın havalandırılması önemlidir.
  • Hastalığı geçirmemiş veya iki doz aşılandığını belgeleyemeyen olası ve/veya kesin kızamık vakasıyla temas etmiş olan 6 ayın üzerindeki herkese koruma amacıyla ilk 72 saat içinde bir doz KKK aşısı yapılmalıdır.
  • Öncelikle salgının artış gösterdiği illerde olmak üzere, öğretmen, polis gibi ön safta çalışan kritik personelin aşılanması sağlanmalıdır.
  • Toplum aşı konusunda bilgilendirilmeli, yanlış / yanlı haberlerin Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından da üzerine gidilmelidir. 15 Haziran 2023

TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu Yürütme Kurulu
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK)
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)
Türk Pediatri Kurumu
============================================
Dostlar,

17.6.23 günü ARTI TV bizimle bu konuda bir söyleşi yaptı. Sn. Şükran Ekinci’nin HABER AKTÜEL başlıklı programında 15:20 dolayında yayına katıldık ve yaklaşık 18 dk. konuyu irdeledik, soruları yanıtladık.

Bu paketin 2:27 – 2:45 saatleri (dakikaları) arasında 18 dakika kadar söyleşimiz oldu.

Halkın Sağlığı, “gene”, KÖTÜ YÖNETİM nedeniyle tehdit altında..
Ülke içinde duyurulmayan ama DSÖ’ne (Dünya Sağlık Örgütü) ister – istemez ve “bir ölçüde” bildirilen Kızamık olgusu (vakası) sayısı son 1 yılda 457. Genellikle salgınlarda biz 10 katsayısı kullanırız gerçek boyutları kestirmek için..

Halktan saklanıyor, yeni olguların bildiriminin engellenmesi / gizli tutulması için hekimlere ve sağlıkçılara baskı yapılıyor… Bunlar çok acı verici, hatta utandırıcı. Hesap da sorulamıyor..

Milyonlarca düzensiz – kaçak – yasa dışı göçmen çok büyük bir sorumsuzlukla ülkemize dolduruldu. Çok yüksek doğurganlık hızıyla hızla çoğalıyorlar. Bu gidiş nereye varır??

Bir komplikasyon da bulaşıcı hastalık salgınları.. Çağımızda Kızamık görülmesi ve salgın yapması, hele hele ölümler kabul edilemeyecek, utandırıcı tablolar. Üstelik Sağlık Bakanı, Bakanlığı’nın 6. yılında bir Çocuk Hekimi..

Bir başka olgu da aşı çekincesi – reddi. Kovit-19 salgınında  özellikle Doğu-Güneydoğuda aşılama oranları Türkiye genelinin epey gerisinde kaldı ve AKP = RTE iktidarı bu bağlamda hemen hemen hiçbir etkili girişimde bulunmadı. Şimdi Kızamık bu bölgelerde, yoğun kaçak-düzensiz-yasa dışı

göçmen barındıran İstanbul’da ciddi sorun.

  • Aşı karşıtlığı, çekincesi SALGIN VE ÖLÜM, engellilik (sakatlık) GETİRİYOR!

Herkesin bu acı gerçeklikle yüzleşmesi gerekiyor.

Sağlık Bakanlığını öncelikle dürüst davranarak kamuoyunu bilgilendirmeye, ardından da yukarıda sıraladığımız önlemleri almaya çağırıyoruz ivedilikle..

Gerekli “Halk Sağlığı” ve öbür kapsayıcı önlemler hızla alınmazsa, deprem bölgeleri ve yoğun göçmen yaşayan bölgelerde başkaca salgın hastalıkların baş göstermesi işten bile değildir. Çevre sağlığı altyapısı, su-besin hijyeni, kişisel hijyen, halkın sağlık eğitimi, aşıyla korunulabilir hastalıklara karşı yaygın – sürekli aşılama / bağışıklama hizmetleri kaçınılmaz görünüyor:

  • Ayrıca, milyonlarca düzensiz – kaçak – yasa dışı – donanımsız (niteliksiz) – aşırı doğurgan kitleleri ülkemizde tutmak için yöneticilerin akıllarını peynir-ekmekle yemiş olmaları gerek!
  • Bu politika sürdürülemez, sürdürülmemelidir.
  • Devlet yönetiminde inatlaşma olamaz. Sağduyu zorunludur, üstelik daha çok gecikmeden.

Bu arada Muhalefet de elinden geleni yapmalı değil mi? Örn. soru önergeleriyle..

Sevgi ve saygı ile. 18 Haziran 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik