KARARSIZLAR KARARLARINI VERDİLER
YALANCININ MUMUNU SÖNDÜRDÜLER!
Cemil DENK
“NE acı ki, ülkemiz yalan ve talanla yönetiliyor..
İktidar, siyasetini, “YALANLAR” üzerinden yürütüyor.
YOLSUZLUK sıradanlaştırılıyor
BİR zamanlar TRT’de “YALAN RÜZGARI” dizisi vardı. Türkiye o diziye benzedi!
Erdoğan hükümetinin ÇELİŞKİLERİ, YALANLARI saymakla bitmez:
Gazeteler yazdı:
“Ergenekon, Balyoz gibi davalarda Kumpas var, sanıklara yeniden yargılama olacak.” dediler.
SÖZLERİNDE DURMADILAR
———-
“HÜKÜMET’İN doğrudan ya da dolaylı MÜZAKERE YAPTIĞINI İSPATLAMAYAN
ŞEREFSİZDİR, NAMUSSUZDUR, MÜFTERİDİR” dediler
Sonraki görüşmelerinde: “…İmralı’yla görüşüldü… “Gerkirse yine yaparız” dediler
———-
“Türkiye’de demokrasi var! Basınımız özgür, siyasiler herhangi bir baskı yapmıyor dediler.
* Kendilerine güdümlü bir medya yarattılar,
* “Alo Fatih” diyerek medyaya yaptıkları baskıyı dünyaya ilan ettiler.
* İfade ve Gösteri Özgürlüğünü kullanmak isteyenlere Gaz sıktılar, Su sıktılar,
Gözlerini çıkardılar, ÖLDÜRDÜLER!
* Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün hazırladığı rapora göre
Türkiye’deki, Medya Özgürlüğü: 179 ülke arasında, 98 basamak aşağıya indi,
154’üncü sırada…
*… 60 gazeteci hapiste, yüzlerce gazeteci işsiz,
* Gazeteci ve Siyasetçilerin CEZAEVLERİNE, konduğu Dünyanın ikinci ülkesi olduk!
———-
Başbakan Erdoğan önce:
“…Başbakan Erdoğan; Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlarından biridir diye ellerine bir kâğıt almış dolaşıyorlar; bunu ispat ederlerse biz her şeye varız!.
Ama, ispat edemezlerse; ALÇAKTIRLAR, NAMUSSUZDURLAR…” dedi
Sonra;
Aradan bir hafta geçti, geçmedi; bizler, Başbakan Erdoğan’nın, 31 ayrı konuşmasında,
“Biz, Büyük Ortadoğu Projesi EŞBAŞKANLARINDAN birisiyiz, biz bu görevi yapıyoruz.” dediğini izledik.
———-
Başbakan: “Geziciler “Camiye ayakkabılarla girdiler, bira içtiler,
bunlarla ilgili kamera görüntüleri Elimizde” dedi.
*Tümüyle yalan olduğu ortaya çıktı. Camilere hiç kimsenin bira Şişeleriyle girmediğini o caminin müezzini açıkladı:
“Allah var, ben Din Adamıyım; yalan söyleyemem. Burada içki içilmedi.” dedi
———-
Başbakan’; Başka bir yalan daha söyledi:
“… Üstleri çıplak, elleri deri eldivenli, yaklaşık 80 kişilik bir grup, Kabataş’ta türbanlı bacımızı yerlerde sürüklediler! Üzerine işediler.” dedi.
Başbakan’ın bu iddialarını; gelinin yakını olan AKP’li Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu YALANLADI.”
Böyle olayların olmadığı Kamera Kayıtlarıyla da ortaya çıktı.
***
Başbakan Erdoğan bunlarla da kalmıyor;
CHP’ Genel Başkanı İsmet İnönü’yü KARALIYOR.
Aradan 75 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen;
Kurtuluş Savaşı kahramanı, demokrasiyi milletimize hediye eden
İkinci cumhurbaşkanımız İsmet Paşa‘yı şimdilerde, HİTLER’E benzetiyor..
Yalanlarına, işte iki örnek:
Başbakan çıkıyor kameraların karşısına pazarcılar gibi bağıra, bağıra şunları söylüyor:
“… Milli Şef İsmet Paşa, CAMİLERE KİLİT vurdu. Etrafına ASKER dikti.
NAMAZ KILMAK için içeriye kimseyi SOKTURMADI….”
“… ‘CAMİ’leri “DEPO” yaptı, “AHIR” olarak kullandı…”
Tufan Türenç; Bu ÇİRKİN İFTİRAYI ve GERÇEĞİ, Hürriyet Gazetesi’nde yazdı:
“… Bu çirkin iftiranın iç yüzünü yıllarca CHP’de görev almış, İnönü’nün yakınında bulunmuş olan Necati Karakaya açıklıyor:
“… 1942 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın en alevli günlerinde,
HİTLER’İN Orduları sınırımıza dayandı.
… İsmet Paşa; İSTANBUL’UN BOMBALANACAĞINI tahmin ederek,
… İstanbul’daki Saraylarda ve Müzelerde bulunan TARİHSEL EŞYALARI,
ZARAR GÖRMEMELERİ için; Alman uçaklarının menzili dışında kalan bölgelerdeki CAMİLERE Koymayı düşündü. Çünkü o biliyordu ki; Hiçbir DÜŞMAN, Savaş bile olsa, CAMİLERİ BOMBALAMAZ!
O nedenle; bütün SARAY EŞYALARINI, PADİŞAHLARIN TAHTLARINI, Mücevherleri, KUTSAL EMANETLERİ,
Hazreti Muhammed’in SANCAĞINI, KILICINI, HIRKAİ SAADETİ,
Hazreti Osman’ın KANLI KURAN’I KERİMİ’Nİ, … MÜZELERDE ne varsa tümünü;
Tam 48 VAGONA YERLEŞTİREREK NİĞDE‘ye gönderdi.
… Bu Değerli Eşyalar Niğde’de 3 CAMİYE YERLEŞTİRİLDİ.
ÇALINMASIN diye; Camilerin etrafına NÖBETÇİ ASKERLER yerleştirildi.
EŞYALAR; TEHLİKE tamamen GEÇENE Kadar NİĞDE‘DE KALDILAR.
… İşte o ÇİRKİN İFTİRANIN GERÇEK YÜZÜ böyle!..”
***
İKİNCİ ÖRNEK: CAMİ ve DİN SÖMÜRÜSÜNE acı bir örnek de şöyledir:
Türkiye, 1940’lı yıllarda, İkinci Dünya Savaşı’na girmeğe zorlanmaktadır. “SEFERBERLİK” ilan edilmiştir. Bir harbe girilmesi halinde,
Ordu’nun ihtiyacı olacak; YİYECEK, GİYECEK, İLAÇ gibi, maddelerin, yeterli miktarda elde bulundurulması gerekmektedir.
… DİNDAR bir kişi olarak bildiğimiz, zamanın Genelkurmay Başkanı
Mareşal Fevzi Çakmak tarafından bu malzemelerin toplatılması emredilmiştir.
Depo olarak da CAMİLERİN KULLANILMASI ZORUNLU OLMUŞTUR.
… Mareşal Fevzi Çakmak, DİNDAR bir insandır. Ama;
O günün koşullarında, “Cami”lerin bir bölümünün İBADET yapılacak yer olarak değil, “DEPO” olarak kullanılmasını daha uygun görmüştür.
… Olay çok mantıklı, bir o kadar da ZORUNLU bir olaydır.
Ancak, Dini her fırsatta karşıtlarına bir silah gibi kullanmak isteyenler,
O’nu yine kendi iktidarları için, çıkarları için İnönü’ye karşı kullanmışlardır.
… Hakkında “dinsizdir” diye propaganda yapılan İsmet Paşa’nın son derece dindar olduğu, dinsel sorumluluklarını yerine getirdiği, yatağının başucunda KURAN bulundurduğu pek az kişi tarafından bilinir.”
***
Kurtuluş için düşünürlerimiz neler söylemişler:
Necati Doğru, SÖZCÜ’de yazdı, (Özet): “… Halk tabanda bütünleşiyor. CHP’nin güçlü olduğu yerlerde MHP’lilerin, CHP adaylarına OY vereceklerini; MHP’nin güçlü olduğu yerlerde de, CHP’lilerin, MHP’li adaya OY vereceklerini; söylüyorlar!”
———-
Emin Çölaşan, SÖZCÜ’de yazdı, (Özet):
“… CHP ya da MHP’li seçmenin, “Gönlümdeki kişi Aday Gösterilmedi,
“Genel Merkezi’n gösterdiği Adaya oy vermiyorum” deme lüksü yoktur.”.
———-
Uğur Dündar: “… Bütün yurttaşlarımı temiz siyasette Buluşmaya davet ediyorum.
Ayrılığa gayrlığa yer yok. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”
———-
CHP’ Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklama yaptı:
“… Kul hakkı yiyenden HESAP soracağız. Dosyaları önüne koyarak,
‘Hesabını Ver’ diyeceğiz.”
***
Yurdunu ve milletini seven Bireyler olarak bzler; yakındığımız yönetimden kurtulmamız için; OY VERMEYE gidelim ve ayrı AYRI ADAYLARA oy VERMEYELİM,
* Her ne nedenle olursa olsun, seçimlerde ‘SANDIK’a gitmeyen 10 milyon dolayındaki KARARSIZLARI, “Yetmez Ama Evet” diyenleri ve iyi niyetle AKP’ye
Oy veren yurtseverleri, SANDIĞA GİTMEYE İKNA edelim.
Saygılarımla. 20 Şubat 2014
ATATÜRK’ün ve BİRİLERİNİN, Din’e, Laiklik’e ve Kadına BAKIŞI”
konusunda araştırmacı yazar, E. Albay
0 532 217 88 11 /
e-ileti: denk.cemil@gmail.com