1. Kaligula: Roma İmparatorluğu’nu 37 den 41’e kadar yönetmiş olan Kaligula önceleri akıllı ve dingin biri sanılırken kısa bir süre içinde değişip zalim ve savurgan bir Tiran’a dönüşmüş: Görkemini yansıtmak için büyük binalar, kendisi için kocaman saraylar yaptırmış.
“Halk beni desteklesin” diye gıda dağıtırmış; bunların ve yaptırdığı inşaatların giderlerini karşılayabilmek için de malı, mülkü olanlardan, evlenenlerden, dava açanlardan vb. ağır vergiler toplatırmış. Sonunda baskısından usanan senatörler tarafından öldürtülerek giderilebilmiş.
2. Bizans İmparatoru 2. Justin (520-578): Halktan ağır vergiler toplayıp büyük yapılar ve kendisinin kafası boğa, bedeni insan minotorlarla savaştığını gösteren anıtsal heykeller yaptırırmış. Bitmez tükenmez baskılarından bunalanlar, 693’te bir darbe düzenleyip Justin’i devirmişler ve burnunu kestirip Ukrayna’ya sürgüne yollamışlar.
Burada burnunu örtecek altından bir maske yaptıran ve Bulgar Hanı’nın desteğini alıp asker toplayan Justin, on yıl sonra başkente yürüyüp tahtı yeniden ele geçirmiş, düşmanlarından intikam almaya başlamış. Zamanla daha da anormalleşmiş, mesela muhafızlarını ısırmaya başlamış.. 578’de öldürülmüş.
3. Fransa Kralı Altıncı Charles: Ülkesini 1380’den 1422’ye dek yönetmiş. 1392’de durup dururken kendi şövalyelerine saldırıp dördünü öldürünce onu tutup sarayına götürmüşler, yaptığını strese bağlamışlar. Zamanla sarayın koridorlarında kurt gibi uluyarak koşmaya başlamış. Bu sırada kendisine dokunulduğunda da korkuyor, camdan yapılmış olduğunu, dikkat edilmezse kırılıp parçalara ayrılabileceğini söylüyormuş.
4. Çin İmparatoru Zhende: 16. yüzyılda yaşamış. Sarayının bahçesinde ufak bir mahalle yaptırmış; bakanlarının bu mahallede gezinmelerini, sıradan vatandaşmış gibi davranmalarını ister, kendisi de burada bir satıcı olduğunu söyler, oyununa katılmayanları bakanlıktan kovarmış. 1519’da bir prensin isyanını bastırmak için kalkışma bölgesine vardığında isyanın o bölgenin görevlilerince bastırıldığını görüp sinirlenmiş, “Ben bastıracaktım!” demiş, isyan eden prensi serbest bıraktırmış ve peşinden gidip tekrar yakalamış ve öldürtmüş.
Bu olgulardan çıkaracağımız sonuçlar:
1. Devlet başkanları akıl sağlıklarını yitirebilirler.
2.Üşüttüklerinde saçma sapan işler yapar, ülkelerine zarar verirler.
3.Yaptıklarını eleştirenleri eziyetle, ölümle cezalandırırlar.
4.Bunlar genellikle işin başında normal sanılırlar, saçmalamaya başladıklarında iş işten geçmiş olur.
Çaresi: Birleşmiş Milletler düzeyinde oluşturulacak bir “Uluslararası Psikiyatri Uzmanları Şûrası”nın üyeleri, seçim kazanan tüm başkanları ve tahta yeni geçenleri muayene edip “sağlam” raporu vermeden bunlar göreve asla başlatılmamalıdır.