Etiket arşivi: İşçisin sen işçi kal

İşçisin sen işçi kal!

Özdemir İnce
Özdemir İnce
17 Eylül 2023, Cumhuriyet

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuru deriden bal çıkarma faslında üstüne kimse yok. Son konuşmalarından birinde Cem Karaca’nın “Tamirci Çırağı” şarkısını hatırlattı ve ardından kendi yorumunu ekledi:

“Ülkemiz hatırlayın bir zamanlar rahmetli Cem Karaca’nın Tamirci Çırağı şarkısında dile getirdiği gibi, insanımıza ‘İşçisin sen, işçi kal’ denildiği, her alanda önünün kesildiği dönemler yaşadı. Ama şimdi ‘İşçisin sen, işçi kal’ sıkıysa de. Yemez. Artık uzaya füzeleri gönderen bir gençlik var. Artık İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncı’larımız var. Bütün onlarla beraber uzaydayız. Kaan’ımız var, bunlarla beraber semalardayız. Emperyalistlerin çıkarları uğruna gençlerimizin geçmişleriyle bağlarının kopartıldığı, geleceklerinin karartıldığı bu karanlık dönemler artık geride kaldı. Artık milli teknoloji hamlesi var. Artık Teknofest kuşağı var. Artık maziden atiye kurdukları köprüyle dünyayı aşıp da gözünü uzaya diken azimli, birikimli, çalışkan gençlerimiz var.

Şartların en zor olduğu anlarda kimseye boyun eğmeyen bu milletin damarlarında dolaşan özgürlük tutkusunu anlamak isteyen gelsin burada sizlere baksın. Torunlarıma, cümle evlatlarımıza, bilhassa da bugün buradaki siz Teknofest katılımcılarına baktığımda Türkiye’nin geleceğini görüyorum.”

R.T. Erdoğan’ın “Yersen!” dediği gibi “sıkı” ya da “gevşek” aynı kapıya çıkar. Başyüce Hazretleri ve biz kulları sanki ayrı gezegenlerde, ayrı dünyalarda yaşıyormuşuz gibi!

İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, Kaan’larla semalardaymışız. Osmanlıca “sema”nın Türkçe anlamı “gökyüzü”. Yani semanın “uzay” gibi bir anlam yok. Uzay veya feza, Dünya’nın ötesinde ve gök cisimleri arasında var olan, sonsuz olduğu düşünülen fakat sonsuz olduğu konusunda kesin yargılara varılamayan bölge. Yani değerli okurlar, İHA’ların, SİHA’ların, Akıncı’ların, Kaan’ların uzayla hiçbir ilişkisi yok, bunlar uzay araçları değil!

Google’a baktım: Türkiye’nin mevcut uydu filosunda halihazırda üç haberleşme uydusu ile üç gözlem uydusu bulunuyor. Türksat 3A, Türksat 4A ve Türksat 4B haberleşme uyduları haberleşme ihtiyacını karşılarken Göktürk 1, Göktürk 2 ve Rasat gözlem uyduları gözlem yapıyor. Çok güzel amma bu uyduları uzaya bizim araçlar fırlatmıyor, ABD’nin Cape Canaveral Üssü’nden fırlatılıyor. Bu nedenle Türkiye’miz şu anda ve ne yazık ki bir “uzay” ülkesi değil.

Dünya üzerindeki uzay ülkeleri ve uzay bütçeleri şöyle: ABD 24, Rusya 7.7, Fransa 2.5, Japonya 2.4, milyar dolar; Türkiye’nin üye olmadığı Avrupa Uzay Ajansı’nın bütçesi 515 milyon dolar.

Türkiye’nin uzay araştırma bütçesinin ne kadar olduğunu araştırdım bulamadım.

R.T. Erdoğan’ın yukarıdaki metninden bir alıntı yapacağım: “Ama şimdi ‘İşçisin sen, işçi kal’ sıkıysa de. Yemez. Artık uzaya füzeleri gönderen bir gençlik var.”

Bu da çok güzel ama uzaya füze gönderen gençlik Türk gençliği mi başka ülkelerin gençliği mi? Gençliğimiz uzaya füze gönderiyorsa bizim uydular neden Cape Canaveral Üssü’den fırlatılıyor. Bu da üzücü bir muamma. Google’a göre ROKETSAN Uydu Fırlatma Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli teknolojilerle fırlatılan ilk yerli sonda roketi ile uzaydan elde edilen görüntüleri kamuoyuyla paylaşmış.

Ben gene yukarıdaki metinden bir alıntı daha yapacağım: “Emperyalistlerin çıkarları uğruna gençlerimizin geçmişleriyle bağlarının kopartıldığı, geleceklerinin karartıldığı bu karanlık dönemler artık geride kaldı.”

Gençlerimizin geçmişlerinden bağlarını kopartarak emperyalistlere kimler hizmet etmiş, etmekte, ediyor? Bu çok büyük bir iddia ve iftira. Bir edebiyatçı ve bir dilbilimci olarak bu alıntının anlam yapısını çözümleyeceğim. R.T. Erdoğan’ın mensup olduğu İslamcı siyasal yapının tarih anlayışına göre gençlerin bağlarının kopartıldığı geçmiş Osmanlı ailesinin teokratik (İslamcı) imparatorluk geçmişidir. Geçmişten kopartma eylemini kim yapmıştır? Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti yapmıştır. R.T. Erdoğan’ın yerine dobra söyleyecek olursak Türkiye Cumhuriyeti devleti emperyalistlere hizmet etmiştir. Böyle bir yalanı ancak Cumhuriyet düşmanı bir Vehhabi söyleyebilir. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı söyleyemez! Yakışmaz!

“İnsanımıza ‘İşçisin sen, işçi kal’ denildiği, her alanda önünün kesildiği dönemler yaşadı. Ama şimdi ‘İşçisin sen, işçi kal’ sıkıysa de” demekte. Kapitalist düzende işçinin işçi konumunu piyango bileti ve yakalanmasız banka soygunundan başka hiçbir şey değiştiremez. Ancak 1923 ile 2000 yılı arasında işçiler yoksuldu ama şimdiki gibi aç değildi.