Etiket arşivi: hem fiyatların arttığı hem de işsizliğin olduğu

Türkiye’yi bekleyen tehlike: Reel sektör krizi yolda


Dostlar,

Yetkin Ekonomist, dostumuz Sn. Prof. Dr. Aziz Konukman‘ın uyarıları “çok ciddi”..
Siyasal iktidar 40 cepheye su taşımakla meşgul.

Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredibilite notunu düşürüyor.
AKP yönetimine derin ve anlamlı ileti:

– Böyle giderseniz yabancı yatırıım alamazsınız..

Başbakanın bu gelişmelere söyleyeceği yok.. Bu yıl % 4’ül de altında büyüme bekleniyor. % 1,5’i de nüfus artış hızına gider, kalır geriye % 2,5.. Bu büyüme ile ülke ne uzar ne de kısalır.. Örn. borçlarını ödeyemez, cari açığını ve dış ticaret açığını kapartamaz, işsizlik oranını azaltamaz, gelir dağılımını iyileştiremez, ülke gönencini artıramaz, kapasite kullanımını yükseletemez… Özetle hemen hiçb,r makro-ekonomik veriyi iyileştiremezsiniz..

Olsa olsa var gücünüzle, Cumhurbaşkanı seçimlerine dek bir yere dek öteleyebilisiniz. Ardından, kapıları zorlayan, gecikme sınırlarını tüketmiş bir ekonomik bunalım ülkenin ufkunda karabulutlar gibi duruyor.. Bunun için çok kapsamlı ve hızlı önlemlerin yürütülmesi gerek,, Başbakan anlamsız çırpınıyor.. Faiz takıntısı var dinsel yetiştirilişi bağlamında ama piyasa ekonomisi sizin “faizden hoşlanmayışınıza (?!) indeksli de değil.. Nitekim MB Başkanı da bu istemi kibarca ama apaçık reddetti.

AYM’ne ve başkanına laf yetiştirmek yerine, bir kez de olsun,

– Galiba hata yaptık..AYM’ne teşekkür ederiz. Bu sayede hukuk devleti ilkeleri dışına çıkmaktan korunmuş olduk…

Gibisinden “olgun”, çoooook özlediğimiz söylemleri Başbakan RTE’nin ağzından duyamayacak mıyız?? Herkes hep yanlışta ama AKP hep doğruyu yapıyor…
Böyle birşey olabilir mi??

Böylelikle, yapay bir gerilim hattında RTE, saflarını sıkılaştırma veya koruma yolu izliyor.. Ancak bunu da bir sonu olmak gerek.. Bir AKP’li vekil HSYK yasasının AYM’nce iptal edilen hükümleri karşısında, artık Hukuk 1 öğrencisinini bile yap(a)mayacağı komik bir savunmaya girişiyor :

300 dolayında vekil TBMM’de bu yasaya “evet” demiş ama “birkaç” yargıç iptal etmiş.. Böyle olur muymuş?? Egemenlik erkinin Anayasa tarafında 3 ana organa dağıtıldığının ayırdında değil bu vekil.. Bu erkler arasında üstünlük sırlaması da yok ve Dünyanın her yerinde Mahkemeler 1 ya da birkaç yargıçtan oluşur.. Parlamantolarda yüzlerce vekil olur.. Aslında bilirler de, sokaktaki halkın eğitimsizliğine oynayarak yine mağdur edebiyatı malzeme yapılır..

Halk Bankası Genel Müdürü değil miydi yatak odasında milyonlarca dolar ve avroyu istifleyen?? 4-5 hafya bile yatmadı; yurtseveler 6-7 yıl hücrede tutsak alınırken..
Ziraat Bankası Yönetim Kurulu’na getirildi, yurtseverler açığa alınır ve emekli edilirken. Bunca zulmün sürdürülmesi olanağı var mı??
Hangi halk daha fazlasına dayanabilr?
Hangi milletin algısı – idraki sonsuza dek tutsak alınabilmiştir ki?

AKP’yi sonbahardaki ağır ekonomik bunalım götürecek gibi görünüyor..
Ama Cumurbaşkanlığı seçimleri çooook önemli onun öncesinde..

Sevgi ve saygı ile.
13 Nisan 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==========================================

Türkiye’yi bekleyen tehlike: Reel sektör krizi yolda!

reel_sektor_krizi_kapida_AYDINLIK_13.4.14

 

 

 


http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/38007-turkiyeyi-bekleyen-tehlike-reel-sektor-krizi-yolda.html, 13.4.14

Prof. Dr. Aziz KONUKMAN

Kredi ve kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısında ciddi artış belirlendi.
Prof. Dr. Aziz Konukman, hem fiyatların arttığı hem de işsizliğin olduğu
bir konjonktüre hızla gidildiği uyarısında bulundu

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), “negatif nitelikli bireysel kredi ve kredi kartı” sayılarını hafta içinde açıkladı. Kredi kartı ve kredi sınırlamalarının başlamasının ardından açıklanan rakamlar,

  • 2014 Şubat ayında, kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısının %63.4,
    kredi borcunu ödemeyenlerin sayısının da % 51.4 arttığını gözler önüne serdi.

Açıklamaya göre, hem kredi kartını hem de kredi borcunu ödemeyelerin sayısı ise geçen yıla göre %56 arttı.

Kredi borcunu ödemeyen kişilerin sayısı 1 190 694 ve kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı ise 1 648 916 kişi olarak belirtilirken,
toplam borçlu sayısı 2 839 610 kişi olarak belirlendi.

Ekonomide daralma olacak

Kredi kartı ve kredi borçlusu sayısındaki artışı Aydınlık’a değerlendiren
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Aziz Konukman, kriz uyarısı yaptı.

Sıcak paranın eskisi gibi gelmeyeceğini belirten Konukman, önümüzdeki süreçte ekonomide ciddi bir daralma yaşanacağını ifade etti. Bankalar Birliği’nin rakamlarının tüketicilerin bu yükü kaldıramayacak durumda olduğunu gösterdiğini kaydeden Prof. Konukman,

“Bu modelin sürdürülebilmesi için tüketicilerin harcanabilir gelir içinde
hem kredi hem de tüketici kredilerinin çok yükseklerde olmaması gerek.
Merkez Bankası’nın finansal istikrar raporunda harcanabilir gelir için de tüketicilerin borçlarının %55’e vardığı gördük. Bu sürdürülebilir bir durum değil.
Amerika’da Avrupa’da bu daha da yüksek denilebilir. Ama oradakiler daha çok servet sahibi olabilmek için borçlanıyorlar. Bizde ise insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için borçlanıyorlar.” dedi.

Borçlanabilme de sınıra geldi

Vatandaşların borçlanabilmelerinin de sınıra geldiğini işaret eden Konukman,
şöyle devam etti:

“Bırakın sınıra gelmeyi kredilerini ödeyemez noktaya geldiler. Dolayısıyla büyümenin hedeflendiği gibi olma şansı yok. Dünya Bankası kestirimlerini hep aşağı doğru çekti. Önümüzdeki dönem büyüme daha da aşağıya çekilecek. Buna bağlı olarak da tüketici kredilerinde çok ciddi gerileme olacak. Kredilerdeki ödeyememe durumu zaten bunun işareti. Siz harcanabilir gelirin %55’i borç rakamı derseniz bu sistemi nasıl yöneteceksiniz?

Reel gelirler de artmıyor

Örneğin memurların durumunu düşünün. Hep öngörülen enflasyon ile gerçekleşen arasında fark oluyor. Bütçeden onlara bir ödeme yapıyorsunuz ama gecikmeli yapıyorsunuz. Dolayısıyla her kezinde memur reel ücretleri geride kalıyor.
Bundan sonraki süreçte reel ücretler de alım gücünü telafi edemeyecek.

Borçlanma eskisi gibi yapılamayacak. Bankacılık sektörü eskisi gibi sıcak para girişi olmadığı için kredi veremeyecek. Yeni borçlanmayı bırakın, mevcutların
nasıl ödeneceği sorunu var.”

Reel sektör

Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin krizinin bankacılık krizi değil, reel sektör krizi olacağını kaydeden Konukman, şu görüşleri savundu:

“1994 ve 2001 krizi bankacılık kriziydi. Ama 2009 krizi dünya ekonomisindeki krizin yansımasıydı. Biz onu işsizlik olarak, fabrikaların kapanması olarak, kapasite kullanım oranlarının düşmesi olarak gördük. Şimdi Türkiye’de sıcak paranın çıkışına bağlı olarak bu tür bir krize hazırlıklı olacağız. Özel sektör borçlarını ödemede zorlanacak. Ödeyemeyince işçi çıkartacak. Hem fiyatların arttığı hem de işsizliğin olduğu bir konjonktüre hızla gidiyoruz. Zaten IMF Başkanı, ‘Gelişmekte olan ülkelerde durgunluğa hazırlıklı olalım’ dedi. Keşke öyle olsa Türkiye’de “durgunluk içinde enflasyon” (AS : Stagflasyon!) yaşanacak gibi görünüyor.”