Etiket arşivi: Helmut.Kohl

Alman Seçimlerinin Türkiye’ye Etkisi


Dostlar
,

Sn. Öymen seçkin bir diplomat ve birikimli bir aydındır.
Kendisine saygı duyuyor ve pek çok yazısına uzmanlığı bağlamında sitemizde
yer veriyoruz. Aşağıdaki yazısında, yanlış anlamıyorsak, ciddi bir AB yandaşlığı
söz konusu. Burada Sn. Öymen ile görüş ayrılığı içindeyiz..

Biz, apaçık emperyalist ve bölücü bir poje olan AB üyeliğine karşıyız ve
hayalci buluyoruz.

  • Kemalizmin Anayasa’dan çıkarılmasını, Lozan yerine Sevr’in kabulünü
    AB Parlamentosu’nda kezlerce karara bağlayan bir yapıdır karşımızdaki.

Bölücü terör örgütünü her yönüyle apaçık destekleyen ülkemizde etnik temelde bir ayrışmayı kışkırtan da AB’dir..

AKP bu süreci uzun yıllardır kullanmaktadıır..
Ancak kazın ayağı ortaya netlikle çıkmıştır. AB Bakanı Egemen Bağış‘ın itirafı
tarihsel bir dönemeçtir :

  • “Türkiye belki de Avrupa Birliği’ne hiç üye olamayacak.”

Ayrıca Ali Babacan Dışişleri Bakanı iken de benzer yargıyı paylaşmıştır..
Washington ziyareti sırasında ABD Dışişleri Bakanı C. Rice ile görüşen A. Babacan’ın,
Fransa’nın tutumuna karşı destek isterken;

  • Türkiye’nin AB’ye alınmayacağını biliyoruzAma ortaya çıkan olumsuz havanın dağılması ve Türkiye’de kamuoyunun tepki göstermemesi için Fransa’ya baskı yapmanızı istiyoruz.” demiştir.
    (www.cumhuriyet.com.tr/?em=cumhuriyet/w/c01.html, 11.06.08)

Babacan_AB'ye_alinmayacagimizi_biliyoruz
*****

Yüce Atatürk’ün, 29 Ekim 1930’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin 7. yıldönümü kutlamasında,

ABD’li gazeteci Dorothy Ring’in sorduğu;

  • “Türkiye ne zaman Batılılaşacak, merikanlaşacak?” sorusuna yanıtı şöyle :
  • “Türkiye, bir maymun değildir ve hiçbir milleti de taklit etmeyecektir.
    Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de Batılılaşacaktır;
    o yalnızca ÖZ-LE-ŞE-CEK-TİR!” 
    [ Türk Kültürü, Kasım 1965, sayı 37, sf. 64 ]

Ata_Türkiye_Maymun_degil_AB'ye_hayir

 

Sevgi ve saygı ile.
27.9.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=====================================

Alman Seçimlerinin Türkiye’ye Etkisi

Sayın Dr. Onur Öymen, 1974 Kıbrıs Barış Harekartında  ülkemizin Lefkoşe Büyükelçilğiği müsteşarı idi. Gelişmeleri ilk elden ayrıntılı yaşayan bir diplomat..

Dr. Onur Öymen

 

 

Onur Öymen

 

 

Dün yapılan Alman Parlamento seçimlerini Başbakan Angela Merkel‘in lideri olduğu CDU-CSU koalisyonu oyların % 41,’inï alarak açık farkla önde bitirdi. Ana muhalefet Partisi Sosyal Demokratların oyu % 25,7’de kaldı. Merkel’in koalisyon ortağı liberal parti oyların yalnızca %4,5’unu alarak % 5’lik seçim barajının altında kaldı ve parlamentoya giremedi.Yeşiller ve Sol Parti oyların % 9’unu bile alamadı.

Bu sonuçlar Alman halkının Merkel’e güvenini tazelediğini ve Merkel’in izlediği ekonomi politikalarıyla Avrupa’nın lideri olduğunu bir kere daha gösterdi.

Üçüncü kez seçim kazanan Merkel, bu açıdan da önemli bir başarı sağladı.

Bütün bu gelişmeler Türkiye açısından ne anlam ifade ediyor?

Türkiye’de 50 yıldan beri işbaşına gelen bütün hükümetlerin ortak hedefi ülkemizi
Avrupa Birliği’ne tam üye yapmaktı. Bu sonucun alınması için Almanya’nın desteği önem taşıyordu. CDU partisinin eski lideri ve eski başbakan Helmut.Kohl zamanında Almanya Türkiye’nin üyeliğine hiçbir zaman sıcak bakmadı. Daha sonra iktidara gelen
Gerhatd Schröder liderliğindeki Sosyal Demokrat – Yeşiller koalisyonu Türkiye’nin üyeliğine destek verdi ve o dönemde üyelikle ilgili ilke kararı alınabildi.

Ancak Angela Merkel’in Başbakanlığı üstlenmesinden sonra Almanya geri adım attı ve Kohl dönemindeki politikalara döndü.

Daha ilk başbakanlığından önce Ankara’ya geldiğinde kendisiyle yaptığımız görüşmede

  • Merkel, “Benden öncekilerin yaptığını bozmam ama ben Alman halkına Türkiye’nin üyeliğini desteklediğimi söyleyemem.” demişti.

Başbakan olduğundan beri izlediği politika, Türkiye’nin tam üyeliğine hayır, imtiyazlı ortaklığa evet, politikasıydı. Son seçimler için CDU’nun hazırladığı bildirgede daha da geri adım atıldı ve imtiyazlı ortaklıktan bile söz edilmedi. Bildirgede şöyle deniliyordu:

  • Türkiye’nin tam üyeliğini reddediyoruz. Çünkü bu ülke AB üyeliği için gerekli ölçütlere sahip değildir. Türkiye büyüklüğü, ekonomisinin yapısı nedeniyle
    Avrupa Birliğine aşırı bir yük getirecektir.”

Almanya evvelce İspanya’nın tam üyeliğine de kuvvetle karşı çıkmış ancak o zamanki İspanya Başbakanı Felipe Gonzales’in ısrarlı çalışmaları sonucunda geri adım atmıştı.
Şimdi Avrupa İşleri Bakanı Egemen Bağış’ın “Türkiye belki de Avrupa Birliğine hiç üye olamayacak” sözleri Türkiye’nin İspanya’nın yaptığı gibi bir diplomatik mücadeleyi göze alamadığının itirafı gibi görünüyor.

Kuşkusuz Türkiye’nin üyeliği için bütün koşullar hazırlandıktan sonra son sözü söyleyecek olan Türk halkıdır. Ama hükümete düşen görev, Merkel başta olmak üzere Türkiye’yi Avrupa’dan dışlayarak bir Orta Doğu ülkesi haline getirmek isteyenlerin çabalarını boşa çıkartmaktır.

Merkel ve partisi Almanya’daki Türkler açısından büyük önem taşıyan çifte vatandaşlık konusuna da karşı çıkmaktadır. Birkaç ay önce bu konuda Sol partilerin verdiği bir önerge CDU milletvekilleri tarafından reddedilmiştir.

Ekonomik açıdan da iliskilerimiz bizim yönünümüzden iyi gitmiyor. Örneğin son olarak yayınlanan 2013 yılının Nisan ayına ilişkin istatistikler, Türkiye’nin Almanya’ya ihracatının %4,2 azaldığını, ithalatının ise %27,7 arttığını göstermektedir.

Türkiye’nin AKP İktidarı döneminde bütün dikkatini Orta Doğu’ya çevirmesi, demokrasi ve insan hakları alanlarında da Avrupa’nın değerler sisteminden uzaklaşması Türkiye’nin Avrupa’yla ilişkilerine büyük zarar vermiştir.

Almanya’da Angela Merkel’in Sosyal Demokratlarla büyük koalisyon yapmaya yöneleceği anlaşılıyor. Ancak daha önceki Büyük Koalisyon döneminde Sosyal Demokratlar Türkiye’yle ilgili görüşlerini Merkel’ e kabul ettirmeyi başaramamışlardı.

Türkiye’nin çağdaş dünyadan uzaklaştırılmasını önlemek başta muhalefet partileri
olmak üzere Atatürk’ün düşüncesini benimseyen herkesin ortak görevi olmalıdır.

Avrupa’da esen ters rüzgarlar bizi yolumuzdan çevirmemelidir.

Onur Öymen