Etiket arşivi: Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz

“Bu kadar hasta varken okulları açmakla iyi bir şey yapmayız”

“Bu kadar hasta varken okulları açmakla iyi bir şey yapmayız”

Okulların açılması tartışmalarını bianet’e değerlendiren Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Bu kararı tek başına Bakanlıklar ve Bilim Kurulu veremez” derken Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, okulların açılması halinde vakaların daha da artacağını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan takvime göre okulların açılmasına üç hafta kaldı. Ancak vaka sayılarında yaşanan artış nedeniyle okulların durumu tartışma konusu oldu.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, her türlü senaryoya hazırlıklıyız dese de veliler de öğretmenler de okullarından açılmasından kaygı duyuyor. Peki, hekimler okulların açılmasıyla ilgili ne düşünüyor? Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 İzleme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, okulların açılması tartışmalarını bianet’e değerlendirdiler. Hekimler okulların açılmasının vakaları daha da artıracağını söylediler:

“Bu hasta varken okullar açılmaz”

Serap Şimşek Yavuz: İstanbul ve başka yerlerde de son dönemde oldukça kalabalık görüntülere tanık olduk.  Bu nedenle önümüzdeki haftalarda herkesin enfeksiyon edinme riski daha yüksek olacaktır. Gençlerde ciddi bir rehavet var. Belli bir yaşın üstündeki insanların kurallara uymaya çalıştığını gözlemliyorum ama gençlerin hiç dikkat etmediğine tanık oluyorum, bu nedenle okulların açılmasının çok akılcı olmadığını düşünüyorum.

Eğitim çok önemli, okulların açılmasına öncelik verilmeli ama hangi koşullarda okullar açılabilir bunu çok yönlü konuşmalıyız.  Okulların açılmasını bir veli olarak da istiyorum ama bu kadar hasta varken okulları açarsak iyi bir şey yapmış olacağımızı düşünmüyorum.

“Salgın kontrol altına alındığında açılmalı”

Salgın denetim altına alındığı takdirde ilk önce okulların açılması gerekiyor. Çocukların eğitimden geri kalması en az sağlıkları kadar önemli, evde kalmaları da zarar veriyor. Çocukların eğitimden geri kalmalarının çok ciddi sonuçları olacak. Bu nedenle kararların ortak alınıp uygulanması gerekiyor. Okulların açılma kararı tek başına Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı veya Bilim Kurulu’nun alacağı bir karar değil. Çünkü eğitim tek boyutlu değil, çok fazla sonuçları olan bir alan, bu nedenle veliler, öğretmenler, sendikalar tüm paydaşların hep birlikte karar vermesi gerekiyor. Yararlar- zararlar her şey masaya konlmalı ve en doğru karar verilmeli.

“Bazı ülkelerde salgın alevlendi”

Ayrıca enfeksiyonun hızla yayıldığı illerde okulları açmak salgın kontrolüne çok zarar verebilir.  Okulların açıldığı bazı ülkelerde salgın daha alevlenmiş görünüyor, çok dikkatli olmalıyız. Vakaların çok arttığı illeri özellikle göz önünde bulundurmak gerekiyor. Herkes sorumluluk almalı, mesafe-maske kuralı gerçekten çok önemli. Gençlerde de davranış değişikliği yaratacak önlemleri uygulamaya koymamız gerekiyor.”

“Henüz 1. dalga denetim altına alınmadı”

Cavit Işık Yavuz: Türkiye henüz 1. dalgayı kontrol altına alamadı. 1 Haziran’da uygulamaya konan “açılma” da şu anki vaka sayılarında çok büyük bir etken.  Sahadan hekim arkadaşlarımızdan edindiğimiz  bilgiler de bunu gösteriyor. Yaz dönemini sakin geçiremedik. Bu nedenle okullar açıldığında vakalar daha da artacak. Okulları açan ülkelerde de bu böyle oldu.

Sağlık Bakanlığı’nın raporunda da görülüyor; özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 9 ilde büyük artış var. Buralardaki artış İstanbul’dan çok daha fazla. Bu nedenle okulların açılmasını yerel durumlara göre belirlemek gerekiyor. Bütün Türkiye’de okulları aynı anda açmak doğru olmayabilir. Bölge bölge de açılabilir.

“Hareketlik artacağı için bulaşıcılık artacak”

Sağlık Bakanlığı, veriye dayalı, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapması gerekiyor. Ciddi bir çalışma yapmak gerekiyor. Okulların açılması toplumsal hareketliği artıracağı için bulaşıcılık artacak, bu da çok büyük risk demek oluyor.

Avrupa, İnsidans ölçüsünü (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içinde belirli bir hastalık veya hastalıkların yeni olgularının sayısı) 100 bin nüfus başına, bir vaka olarak belirliyor. Sağlık Bakanlığı’nın bir haftalık verilerine baktığımızda; 100 bin nüfus başına 8 vaka düşüyor.

Ayrıca gençlerde epey vaka görüyoruz. Gençlerin risk grubu olmadığını söylemeyiz.  Sonbahar ile birlikte daha kritik bir sürece giriyoruz. Vakalar daha da artacaktır. Fakat veliler sakinliklerini yitirmemeleri gerekiyor. Çocukların kaygılarını gidermeliler.”

https://bianet.org/bianet/egitim/228693-bu-kadar-hasta-varken-okullari-acmakla-iyi-bir-sey-yapmayiz, 09.08.2020

TTB’den COVID-19 pandemisinde 3. ay değerlendirmesi : “Vakalar hafifledi” açıklamalarını hayretle izliyoruz!

TTB’den COVID-19 pandemisinde 3. ay değerlendirmesi:

“Vakalar hafifledi” açıklamalarını hayretle izliyoruz!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB COVID-19 İzleme Kurulu Yürütme Kurulu,

  • “Türkiye’de İlk Hasta Duyurusundan Bugüne… Salgında Neredeyiz?”

başlığıyla, COVID-19 pandemisinin 3 ayının değerlendirildiği bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Özlem Azap, Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz katıldılar.

Prof. Dr. Sinan Adıyaman, pandeminin 3. ayında Türkiye’de 5 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yoğun bakımda olduğunu, her gün bine yakın pozitif vaka tespit edildiğini ve 43 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini belirtti. Bu salgının etkisini hafifleten, yayılımını önleyen, sağlamları koruyan, hastaları iyileştiren her bir hekime, her bir sağlık çalışanına tek tek teşekkür eden Adıyaman, Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarının sağlık durumuna ilişkin sessizliğini koruduğuna dikkat çekerek,

  • “Salgın sırlarla yönetiliyor”

diye konuştu. Adıyaman, çalıştıkları ortam nedeniyle sağlık çalışanlarının toplumdan daha çok risk taşımalarına karşın COVID-19’un hâlâ işe bağlı hastalık olarak kabul edilmediğini, 3 aydır ertelenmiş sağlık hizmet gereksiniminin karşılanması için hâlâ planlama yapılmadığını söyledi.

Basın açıklamasını okuyan Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz da, pandeminin halen sürdüğüne ve uzun bir süre daha sürecek gibi göründüğüne dikkat çekerek, başta işçiler, çalışanlar olmak üzere salgının toplumun çeşitli kesimleri üzerindeki uzun dönemli sosyal etkilerinin de henüz başında olduğumuzu vurguladı. Bakanlığın “vakalar hafifledi” yönündeki açıklamalarını hayretle izlediklerini belirten Yavuz, buna ilişkin bir kanıt olmadığını, var olan akademik çalışmaların bunun tam tersini ortaya koyduğunu kaydetti. Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz’un Türkiye’de ilk hasta duyurusundan bugüne geçen 3 ayda pandemiye ilişkin olarak aktardığı bilgi ve değerlendirmeler şöyle:

  • 1 Haziran 2020’de Türkiye’de doğrulanmış olgu sayısı 174.023, doğrulanmış ölüm sayısı 3.763, aktif hasta sayısı 21.400.
  • Türkiye nüfusa göre dünyanın en kalabalık 17. ülkesi. Pandeminin 3. ayı bittiğinde bütün dünyada COVID-19 doğrulanmış olgu sayısında 12. sırada, COVID-19 doğrulanmış ölüm sayısında ise 17.sırada.
  • Türkiye, milyon kişi başına toplam doğrulanmış olgu sayısı bakımından komşu ülkelerle karşılaştırıldığında İran ile benzerlik gösteriyor, Bulgaristan ve Yunanistan’da ise toplam doğrulanmış olgu sayısının Türkiye’den daha az olduğu gözleniyor.
  • 4763 insanımızı kaybettik. Yüzlerce insanımız yoğun bakımda.
  • Vaka sayısında dalgalanma sürüyor. Her gün testi pozitif çıkan bine yakın hastamız oluyor. PCR testi negatif olan ancak COVID-19 tedavisi alan kaç hasta var? Bilmiyoruz, çünkü açıklanmıyor.
  • Bu süreçte 23’ü hekim 43 sağlık çalışanını kaybettik.
  • İlk dalgayı tam olarak bastırabilmiş değiliz.
  • Türkiye’de salgın süreci yönetimi, katılımcılıktan ve veri paylaşımından uzak, epidemiyoloji biliminin salgın yönetiminde gereksinim duyduğu hiçbir veriyi ve analizi paylaşmayan, ne ölçüde kanıta dayalı yürütüldüğü belli olmayan bir biçimde ilerliyor.
  • Salgını denetim altına alınabildiğine dönük bir kanıt yok. Salgın eğrisinin tepe noktasına ulaştıktan sonra çıktığı hızla iniş göstermemesi ve özellikle 11 Mayıs’taki erken açılmanın ardından doğrulanmış olgu sayılarındaki kümelenmeler ve yurt çapında çok sayıda ilan edilen karantina uygulamaları salgının denetim altında olduğunu söyleyebilmek için henüz erken olduğunu gösteriyor.
  • Adına “normalleşme” denen bu ‘yeniden açılma’ sürecinde sağlık hizmetlerinin yeniden planlanması gerekiyor.

Basın açıklamasının tam metni için tıklayınız.

Sunum için tıklayınız.