Etiket arşivi: derinleşen yoksulluk ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği

LAİK ve BİLİMSEL EĞİTİMDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ!

Engin Demirkollu

Torununun ve çocuğumun,
Aile dışından ve benim seçmeyeceğim uygun görmeyeceğim,
Manevi danışmana asla gereksinimi yoktur.

Onun öncelikli danışmanı ancak ve yalnız benim.
Gerekirse O’na kimin danışmanlık yapacağına ancak ve yalnız ben karar veririm.
Okulda atanmış manevi danışmanı reddediyorum.
Çocuğuma sözde manevi danışmanlık yapmasını asla kabul etmiyorum.

Eylül’de başlayacak yeni eğitim-öğretim yılında pilot bölge seçilen 3 il Tekirdağ, Eskişehir ve İzmir’de devlet okullarına, ilkokullar da içinde olmak üzere manevi danışman adı altında imam ve vaizler atanacak.
Belki de bir süre sonra Rehberlik ve Psikolojik Danışma ögretmenleri yerine salt bunlar atanacak.

İzmir Barosu bugün konuyla ilgili duyuru paylaştı, CHP il örgütleri de konuyla ilgili örgütleniyor ve bir protesto gösterisi planlanıyor.
Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için lütfen yayalım, ilgilenelim ve direncimizi gösterelim.

Bugün yalnızca pilot okullar ama herhangi bir direnç ya da karşı koyma olmazsa, yakında tüm Türkiye’de ve ileride özel okullarda da aynı durumla karşı karşıya kalabiliriz.
Bu nedenle, lütfen soruna duyarlılık gösterelim.
***

Milli Eğitim Bakanının, ayrımcılık yasağına, Anayasa’nın başlangıç kısmında yer alan eşitlik, din ve vicdan hürriyeti ilkelerine, Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitiminin temel kanunu olan ve Anayasa’nın 174. maddesiyle koruma altına alınmış “inkılap kanunlarından”  Tevhidi Tedrisat Kanunu‘na açık aykırılık oluşturan açıklamalarını kınıyor ve kabul etmiyoruz.

Yasalar gereği kız-erkek ayrımı yapmaksızın tüm çocukların okula gitmesini sağlamakla görevli Milli Eğitim Bakanının kız okulları açılabileceğine ilişkin demeçleri; zorunlu eğitim çağındaki kız çocuklarının okula gönderilmediğinin, bunu engellemek için gerekli önlemlerin alınmadığının yani görev ihmalinin itirafını da içermektedir.

Kız çocuklarının eğitime erişiminin engellenmesi, 4+4+4 sistemiyle başlatılmış;  gitgide derinleşen yoksulluk ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile pekiştirilmiştir.

Engellerin kaldırılması yerine karma eğitimin “suçlu” ilan edilmesi,  bilinçli olarak yapılan politik bir tercihtir.

Eğitimin amaçlarından biri, tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırarak inanç ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almak iken bu açıklamalarla “milli eğitimde” laiklikten uzaklaşarak “dinsel eğitimin” hedeflendiği ve cinsiyetçi, eril anlayışın eğitim ilkelerine egemen kılınmaya çalışıldığı açıktır.

Karma eğitimin tartışmaya açılması Cumhuriyetin demokratik, bilimsel ve laik kazanımlarının tasfiye edilerek “milli eğitim”in “din temelli” eğitime dönüştürülmesinin devlet eliyle örgütlenmeye çalışılmasıdır.

Yine aynı biçimde geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Artİstanbul Feshane’deki sergisi önünde bir araya gelen gerici grupların saldırı girişimi, Balıkesir Sivil Toplum Platformu adlı gerici oluşumların yaptıkları ortak açıklama dikkate alınarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından konserlerin iptal edilmesi, Kızılay’ın başına adı cemaatle anılan kişilerin getirilmesinin; din temelli bir devlet kurma ve laikliği yok etme çabalarının parçası olduğunu biliyoruz.

İzmir Barosu olarak demokratik, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaşma uğraşının her zaman karşısında duracağımızı tekrar eder;

  • Cumhuriyetin 100. Yılında başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet kazanımlarımızı yok etmenize izin vermeyeceğimizi hatırlatırız.

https://www.izmirbarosu.org.tr/HaberDetay/3160/cumhuriyetin-demokratik-bilimsel-laik-kazanimlarindan-asla-vazgecmeyecegiz 7