Dostlar,
Türkiye bir hengamede paldır küldür çok tehlikeli biçimde sürüklenirken,
90 yıl önce bugünlerde Batı Anadolu’da bir ölüm kalım savaşı verilmekte idi.
(26 Ağustos – 9 Eylül 1922)
93 yılönce Sivas’ta ise, 4-11 Eylül 1919 günlerinde Ulusal Kurtuluşun planları
Anadolu Kongrelerinde birbiri ardına halkla birlikte yapılıyordu.
1. ve 2. İnönü Zaferleri, Sakaryalar, 30 Ağustoslar, 9 Eylüller.. hepsi hepsi
olağanüstü güç koşullarda, ölüm tehditleri altında, boynunda idam fermanıyla..
Mustafa Kemal Paşa tarafından toplanan Sivas Kongresinde (4-11 Eylük 1919) somutlaşan
ulusal istencin, ulusun azim ve kararın semeresidir.
Bir de 2012’de ülkemizin şu pespaye görünümüne bakar mısınız?
Bu hazin tablo, Atatürk devrimlerini kavrayamayan karşıdevrimcilerin ürünüdür.
Demek oluyor ki, devrimci hatlara yeni ve daha çok yığınak yapmak gerekecektir.
Bu yapılacaktır.
Sayın Prof. Özer Ozankaya, her zamanki ulusal coşkusu ve derin tarih bilinci,
Atatürk sevdası ile kardığı ama bilim adamı kimliği ile kaleme aldığı aşağıdaki yazısı ile SİVAS KONGRESİ ve kararlarının gerçekte nasıl salt ulusal değil,
uluslararası ölçekte okunması gerektiğine hepimizin dikkatini bir kez daha çekiyor.
Bakar mısınız Yüce Atatürk’ün şu değerlendirmesine :
“Anadolu, bu savunmasıyla yalnız kendi yaşamına ilişkin görevini yerine getirmiyor;
belki Doğu’ya yöneltilmiş saldırılara bir engel çekiyor. Yeryüzünden ezen ve ezilen sözcükleri kalkıp, insanlık kendine yaraşan bir toplumsal duruma eriştiğinde;
Türk ulusu, bu amaç yolundaki öncülüğü ile gerçekten övünebilecektir.”
4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresi katılanları (04.09.05, Cumhuriyet)
Gerçekten, Anadolu İhtilali, dünya bağımsızlık savaşlarının öncüsü ve örneğidir.
Bizler Anadolu’da bu şanlı kalkışmanın özneleri olarak, ne yazık ki, bu görkemli
insanlık savaşımı ve destanını uluslararası düzlemde tüm insanlığa maledecek çabalar yerine, boğup tarihin derinliklerine tıkmakla meşgulüz.
Ne acı verici, utandırıcı, hazin bir tutum değil mi?
Bu türden edimler içinde olanların çok ama çok utanması ve kendilerine gelmesi gerek.
Aksi durumda onları Ulusumuz, tarih ve hatta kendi çocukları bile bağışlamayacak.
Seçkin Toplumbilimci (Sosyolog), ADD önceki Genel Başkanlarından Sn. Prof. Dr.
Özer Ozankaya hocamıza bu görkemli yazısı için ne denli teşekkür etsek azdır.
Sevgi ve saygı ile.
Datça, 8.9.12
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==================================================================
PROF. DR. ÖZER OZANKAYA, TOPLUMBİLİMCİ
BOP’u da Yenecek Olan Sivas Kongresi 93 Yaşında!
4 Eylül 2012, ulus olarak tam bağımsızlık, ulus ve yurt bütünlüğü ve kalkınma kararlılığımızın ve bunların ancak ulusal egemenlik ilkesine dayalı Cumhuriyet düzeninde sağlanabileceğinin yurt ve dünyaya ilan edildiği Sivas Kongresi’nin 93. yıldönümüdür.
Tüm ulusumuza kutlu olsun.
4 Eylül 1919’da Sivas’ta
• “Yabancıların, ne türden olursa olsun, içişlerimize karışmasına karşı çıkılacaktır.
• “Hiçbir gruba siyasal egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar
tanınmayacaktır.” denilerek sömürgeci devletlerin ve işbirlikçilerinin saldırılarına
meydan okunmuştur.
• Özgür ve bağımsız yaşamak isteyen bir ulusun bunu ancak gerçek demokrasi düzeniyle
sağlayabileceğini ilan eden,
• Yabancı sömürgeci devletlerle işbirliği içindeki Osmanlı Saltanat hükümetine
Ulusal Başkaldırının meşruluğunu kabul ettiren,
• Yabancıların güdümüne sığınma gibi onursuz ve yenilmeci tutumu bir daha dile gelmeyecek
biçimde reddeden
Sivas Kongresi; bütün ulusça bu nitelikleriyle (boş kahramanlık söylevleriyle değil!), başta Sivas olmak üzere tüm yurtta en görkemli bir biçimde kutlamamız gereken
bir ulusal gündür.
• Bunun da ötesinde;
a) Uluslararası ilişkilerde güçlünün haklı sayıldığı, açgözlü bir sömürü, çekememezlik
ve kin ortamının süregittiği,
b) Milyarı aşkın müslüman kitlelerin, Atatürk’ün belirttiği gibi, “şunun ya da bunun
tutsaklık ve aşağılayıcılık zincirleri altında tutulduğu dünyamızda, gerçek barışın
ulusların karşılıklı haklarına saygı ile sağlanabileceğini ilan etmesi yönüyle
Sivas Kongresi, uluslararası çapta törenlerle ve bilimsel, eğitsel, sanatsal,
şölenlerle, ekonomi ve teknoloji fuarları, spor karşılaşmalarıyla …
kutlanması gereken bir gündür.
Büyük Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bu evrensel değerine dikkatleri çekmek üzere;
“Anadolu, bu savunmasıyla yalnız kendi yaşamına ilişkin görevini yerine getirmiyor,
belki Doğu’ya yöneltilmiş saldırılara bir engel çekiyor. Yeryüzünden ezen ve ezilen sözcükleri kalkıp insanlık kendisine yaraşan bir toplumsal duruma eriştiğinde,
Türk ulusu bu amaç yolundaki önceliği ile gerçekten övünebilecektir.” diyordu.
Nitekim Sevr’in baş mimarı, Anadolu ve Trakya’yı Türk yurdu olmaktan çıkarma kastının uygulayıcısı İngiltere’nin Kıralı VIII. Edward, yine bir 4 Eylül’de, 1936 yılı
4 Eylül’ünde, İstanbul’da Atatürk’ü ziyarete geldi!
Atatürk’ün Türkiyesi, bu yıl dönümlerini böyle değerlendiriyordu!!!
(19 Mayısları, 30 Ağustosları, 23 Nisan ve 29 Ekimleri unutturmaya çalışıp;
İngiltere kraliçesi’ni İngiliz harp gemisinde, ortaçağcıl Arap kırallarını otellerinde ziyarete giden devlet adamları, Atatürk’ten hiç ders almamayı nasıl başarabildiler?!?)
Yeryüzündeki milyarı aşkın müslüman kitlelerinin, bugün de eşbaşkanlığını Atatürk karşıtlarının yaptığı BOP gibi projelerle, Fas’tan İndonezya’ya değin, Atatürk’ün belirttiği gibi “ulusal nitelikte bir çağdaş eğitimden yoksun bırakılarak şunun ya da bunun tutsaklık ve aşağılayıcılık zincirleri altında, bu zincirleri kıracak insanlık niteliğinden yoksun” kalıp ezildiği, kendi içlerinde birbirleriyle boğuşturulduğu
şu ortamda, Sivas Kongresi’nin uygar insanlık için taşıdığı bu ulu anlamına uygun biçimde kutlanması gereği, apaçık ortaya çıkmaktadır.
Bu konuda, kuruluşu Sivas Kongresi’ne dayanan Cumhuriyet Halk Partisi’ne
birinci sırada ödev düşmektedir.
Sivas Kongresi’nin Kuvva-yı Milliye ruhuyla karar altına aldığı ve Ulusal And’da simgelenen, Atatürk devrimleriyle de uygulamaya konulan aşağıdaki ulusal hedeflere sonsuza değin bağlı kalmak ve bu uğurda tüm gücümüzle çalışmak, ulusal onur gereğidir:
a) Ulusal sınırlar içindeki bütün yurt parçaları bir bütündür, birbirinden ayrılamaz.
b) Yabancıların, ne türden olursa olsun, içişlerimize karışmasına karşı çıkılacaktır.
c) Hiçbir gruba siyasal egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar
tanınmayacaktır.
d) Her devlet gibi bizim de gelişme olanakları bulmamızda tam bağımsızlığa ve
tam özgürlüğe sahip olmamız, yaşamımızın ve varlığımızı sürdürebilmemizin temelidir.
e) Bunları sağlayabilmek için ulusal güçler etken ve ulusal istenç egemen kılınacaktır.
Sivas Kongre’sinin 93. Yıldönümünde, insanlık tarihinin en yüce 3-5 kişiliğinden birisi olan büyük önder Atatürk’ü ve kendisiyle el- gönül- ve ülkü birliği içinde ulus ve yurdumuzun kurtuluşu için çalışan tüm yol arkadaşlarını en derin saygılarla,
bağlılık duygularıyla anıyoruz.
PROF. DR. ÖZER OZANKAYA, TOPLUMBİLİMCİ