Etiket arşivi: ayrılık

ANADOLU’DA BİR HALK OZANI : HASAN KORKMAZ

Konuk yazar Sayın Mustafa AYDINLI’dan…

ANADOLU’DA BİR HALK OZANI :
HASAN KORKMAZ

Anadolu halk ozanları geleneğinin temsilcilerinden biri Hasan KORKMAZ, halk ozanlarında gelenekselleşen mahlas (Korkmazi) kullanıyor.  1956’da Çorum’un Karagöz köyünde doğan ozan, zor ve çetin bir öğretim sürecinin arkasından Cumhuriyetin aydınlık ışığını yakalayabilmiştir. İlkokulu köyünde okuyan ozanın, Ortaokul, Lise ve Eğitim Enstitüsü yılları Çorum’da geçmiştir.

Öğretmen olarak göreve başlayan ozan, 12 Eylül’ün hukuksuz ve adaletsiz baskıcı uygulamalarından fazlasıyla nasibini almıştır. En verimli olacağı yıllar 12 Eylül mahkeme ve  mahpushanelerinde geçmiş; kendi ülkesinde sürgün olmanın acı yazgısını paylaşmıştır.

Hasan KORKMAZ’IN (Korkmazi) şiirlerindeki duygu ve düşüncelerin mayasını ozan hiç kuşku yok ki yaşadığı acılı yılların çetin koşullarından almıştır. Tüm halk ozanları gibi O da kendisini Halkına ve yaşadığı çevreye karşı sorumlu hissetmektedir.  Şiirlerinin çoğunda toplumsal sorumluluğu etinde kemiğinde duyduğunu görüyoruz. Görevden alınma ve sürgün yıllarına karşın geleceğe umudunu yitirmemiş; birikimlerini şiirleştirerek geleceğe taşıma isteği kimi yazın çalışmalarının elinden alınması, kimilerinin de bu gelgitli yıllarda yitmesi nedeniyle elde kalan ve anımsayabildiği şiirlerini KAYIP ŞİİRLER adı altında bir kitapta toplayabilmiştir. Korkmazi, İdare Mahkemesine açtığı davayı kazanarak 3. kez öğretmenlik görevine atanmış, haklı çıkmış ancak haklılık O’na 3 kez görevden alma, bir yıl hapis ve Amasya’da altı ay sürgün yaşamaya… onca çile ve ıstıraba mal olmuştur. Ya haklı çıkmasaydı, ötesini düşünün… 12 Eylül adaletinin adilliği (!) anlaşılıyor sanırım.

Halen Çorum’da bir ilköğretim okulunda görevini sürdüren ozan Korkmazi, konularını ağırlıklı olarak ayrılık, yoksulluk, gurbet, ağıt ve çeşitli güzellemeler olarak işlemiştir. Sade bir dil, duru bir Türkçe kullanmıştır şiirlerinde. Bu niteliğiyle pek çok Köy Enstitüsü çıkışlı ozanlarımızın duygu – düşünce ve yazın tekniğini anımsatmaktadır bize. Bilineceği üzere Köy Enstitüsü çıkışlı şair ve yazarlarımız toplumsal sorumluluğu konu alan yüzlerce yapıt kazandırdılar ülkemize. Hasan Korkmaz’da da aynı ruh ve coşkunun kesintisiz sürdüğünü görüyoruz. Ozan Korkmazi salt şiir yazmaktan öte araştırmaları ile de tanınmaktadır. Yazımızın ilerleyen bölümünde yazarın Öyküleri ile Çorum Yöresi Ağıtları adlı yapıtına da yer vereceğiz.

Kitap’da (KAYIP ŞİİRLER) yine değerli halk ozanlarımızdan şair ve yazar İbrahim GÖSTERİR’in nefis özsözü ve değerlendirmesi yer alıyor.  GÖSTERİR, yazdığı  önsözde şöyle diyor haklı olarak; “Pek çok şiirinden anlıyoruz ki, çalanlarla çalışanların savaşımında emeğin, emekçilerin safını tutuyor. Yalancılara, talancılara, fırsat düşkünlerine yüz vermiyor. On dokuzuncu yüzyılın ünlü ozanı Seyrani gibi ozanların haksıza karşı haklının yanında yer alma geleneğini sürdürüyor. Dadaloğlu gibi, Köroğlu gibi kafa tutuyor korkusuzca.”  ve şu dörtlüklere yer veriyor :

Uzun çöpten hakkın ister kısası.
Bu dünyanın bize kalır tasası
Diyeceğim izin vermez yasası.
Diyenler yiyene hor oldu şimdi.

Korkmazi’yem duman oldum tüterim.
Yıllar yılı bu toprakta biterim.
Sizin gibi çok baykuşa yeterim.
Yedirmem hakkımı sormak istiyom.

Yazar serbest vezinli şiirlerinin yanında, ağırlıklı olarak halk şiiri tekniğine uygun hece vezinli şiirler de yazmakta. Seksen dört şiirin yer aldığı Kayıp Şiirler adlı yapıtı bunun güzel bir örneğidir.  Yanı sıra, Ozanı özellikle sosyal medyada paylaştığı şiirleri incelediğimizde,  genellikle toplumsal içerikli 11 ve 8 heceli halk şiiri örneklerinin en güzellerini görüyoruz. Kimi şiirlerinde Pir Sultan usulü başkaldırırken, sevgi dolu şiirlerinde ise Karacaoğlan örneği doğaya ve insana olan yüreğindeki aşk çırpınışlarını görmek olasıdır. Ozan Korkmazi, doğadaki akışı ve çaresizliği şu güzel dizelerle ne çok etkili anlatıyor :

Akıl ermez şu dünyanın işine
Kızıp kaşlarını yıkma boşuna
Geriye dönüp de geçmiş yaşına
Üzülüp dişini sıkma boşuna.

Dünya denen bir kocaman yalana
İhtiyaç kalmadı artık selama
Ömür bahçesinde olan talana
Görmesin gözlerin bakma boşuna

Toplumun bir kesimine varlıklar, olanaklar, zenginlik yetmezken, doymazken, bir kesiminin de boş sözlerle kandırılıp sürgün ve  zindanlara mahküm edilişini anlatan dizelerinde ise, ezilen ve altta kalan kesimlerin tüm olumsuzlukları birlikte yaşadığını işliyor. Bu sarmaldan çıkış için geleceğe dönük umutlar beslediğini anlatan dizeleri ise şöyle :

Her türlü zenginlik yetmedi size.
Zindanlar sürgünler ne varsa bize.
Tarih olanların tümünü yaza.
Uyutma sözlerle yaş geldi geçti.

Umutlar ekmiştik engine düze.
Sorulmaz halimiz bakılmaz yüze.
Bedeni taşıyan baş ile dize.
Çiçekler istedim taş geldi geçti.

Şairin sosyal medyada yayınlanan bir şiiri ise bize toplumsal nitelikli halk şiirinin doruklarında gezindiğini gösteriyor :

YORULDUK BİZ

Sülük gibi emdi kanı
Sonra çıktı hain yanı
Kara yere her gün canı
Koya koya yorulduk biz

İşler yürür yalan hile
Hainlikler dilden dile
Dağda kurdu kuzu ile
Yaya yaya yorulduk biz

Bell’oldu asıl niyeti
Bizler öderiz diyeti
Bu vatana ihaneti
Saya saya yorulduk biz

Kime ayaz kime dulda
Anla biraz insan ol da
Yıllar yılı çamur yolda
Kaya kaya yorulduk biz

Şeytanca bakar gözleri
Karda görünmez izleri
Kurşundan ağır sözleri
Duya duya yorulduk biz

Söyleyim hangi birini
Koktu yaranın irini
Kirli işlerin kirini
Yuya yuya yorulduk biz

Kapı açar oldu akçe
Rüşvetten kirlendi akça
Gel bölelim eşit hakça
Diye diye yorulduk biz

Korkmazî sözlerim ayan
Çığlıkları yoktur duyan
Yediğimiz kuru yavan
Doya doya yorulduk biz

Kültür ajans yayınlarından çıkan Korkmazi’nin bu şiir kitabını kitabını okurken, Pir Sultan örneği kimi kez inancı ve korkusuzluğu yüce idealler uğruna her zorluğa severek katlanabilmeyi, kimi kez de Karacaoğlan örneği doğaya ve insana aşkın, sevginin enginliklerinde dolaşacaksınız. Eline yüreğine sağlık Korkmazi! “Sol memenin altındaki cevahiri” kıpırdatmayı başarmışsın. (26 Ocak 2018, Çorlu)