Sağlık giderleri için
Nobel ödülünü satan fizikçi öldü
96 yaşında yaşamını yitirdi. (AA, 6.10.18)
Sağlık giderlerini karşılamak için Nobel ödülünü satan ABD’li fizikçi Leon Lederman96 yaşında yaşamını yitirdi. ABD’li fizikçi Leon Lederman ‘ın 37 yıllık eşi Ellen Carr Lederman, yaptığı açıklamada, bilim adamının Idaho eyaletine bağlı Rexburg’daki bir bakımevinde iki gün önce yaşamını yitirdiğini duyurdu. Leon Lederman, 1988’de “müon nötrino” adı verilen atom altı parçacığın keşfinde oynadığı rolden dolayı Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı.Ödülünü diğer iki bilim adamıyla paylaşan Lederman, ödülden payına düşen parayla küçük bir kulübe satın aldı. Lederman, Nobel ödülünü 2015 yılında sağlık masraflarını karşılamak için açık artırmaya çıkardı. Ödül, 765 bin dolara alıcı buldu.
======================
Dostlar,
Sözün bittiği yer değil mi??
Kimilerinin yere göğe sığdıramadığı ABD’nin sağlık sistemi işte böyle..
320+ milyon nüfuslu bu dev ülkede hala 50 milyon dolayında insan sağlık güvencesinden hemen hemen yoksun. Nisan 2010’a tarihlenen “Obamacare” adlı sınırlı ve sıkıntılı reform ile, Alman gazeteci Günter Wallraff‘ın çok tutulan bir nitelemesi ile “En alttakiler”* den 30 milyon nüfus için oldukça sınırlı bir sağlık güvencesi başlatılmıştı uzuuun uğraşlardan sonra.. 10 yıl için 900 milyar $, yılda 90 milyar $ gerekli idi bu “reform” için ve finansman yükü orantılı olarak en varlıklılardan aşağıya doğru vergi dilimlerinde yüzdelik artırmalarla sağlanacaktı. Dolar milyarderleri isyan ettiler kendileri için cep harçlığı kadar vergi artışına.. ve Obama hükümetinin bütçe yasasını Kongre’de engellediler.. Kamu harcamaları yapılamaz oldu..
Yabanıl (vahşi) kapitalizmin utandıran çığlığını (mottosunu) haykırdılar koro halinde..
- Herkes hak ettiği kadar kazanır.. yoksul iseler yoksulluğu hak ettikleri için öyledir. Ölebilirler, ölmeliler!..
Trump bu reformu kaldırmak istedi, Senatoda 1-2 oyla başaramadı..
Bu ülkede kaldığımız dönemlerde, sağlık hizmetlerine erişemeyen insanların trajedilerine tanık olduk.. İngilizce kendi deyimleri ile “.. sokak köpekleri kadar çaresiz” idiler..
11 Eylül faciasına (İkiz kulelerin uçak çarparak yıkımı) müdahale eden kurtarma ekipleri, itfaiyeciler.. izleyen yıllarda ağır sağlık sorunları yaşadılar ama kendi ülkelerinde değil ancak mazlum ve yoksul Küba’da sağaltım (tedavi) alabildiler.. ABD’li yönetmen bu dramı filme aldı. Michael Moore’un SICCO (Hasta) filmi acı gerçekleri sergiledi ve izleme rekorları kırdı (2007). (İzlemek için tıklayın : https://www.youtube.com/watch?v=_XWgw3Ea4WU)
**
Türkiye ise tüm bu kepazeliğe karşın “küçük Amerika” olma sapkınlığı (dalaleti) içinde. Dayatılan politikanın adı SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM.. Yerli ve milli olduğu yutturmacasına çalışan AKP, iktidar olduğu Kasım 2002’nin hemen ardından, verdiği sözler bağlamında Haziran 2003’te bu ABD – IMF – DB- AB dayatması politikayı uygulamaya koydu.
AKP 500 milyar Doları betona gömdüğü gibi, bundan az olmayan devasa kaynakları sağlık sektöründe çarçur etti. Yandaş yerli – yabancı sermayenin kasasına aktarıldı bu muazzam rant! 2019’da kamu, 60-70 milyar TL tasarruf edecekmiş.. Bunun 10-11 milyar TL’si SGK giderlerinden olacak. Sağlık Bakanlığı hastaneleri, Üniversite hastaneleri iflas eşiğinde ve bu bilançoyu sürdüremeyeceklerini yeni Sayıştay raporundan öğreniyoruz.
Kurdaki %50′ bulan artış, sağlık sektöründe ilaç ve tıbbi malzeme girdilerine yansıyacak kaçınılmaz olarak. SGK ödeneklerinin de nominal olarak bu oranda büyümesi gerekirken, tersine kısıntı yapılacak olması, sağlık hizmetlerinin niteliğini olabildiğine düşüreceği gibi, erişilebilirliğini de son derece zorlaştıracak..
Koruyucu sağlık hizmetlerine mutlak bir önem ve öncelik vererek hem halkın sağlığını olabildiğince korumaya çabalamak hem de böylelikle, pahalı olan tedavi edici sağlık hizmeti gereksinimini azaltmaya çalışmaktan başka çıkar yol yok…
Başta AŞILAMA… 2016’da %98 olan aşılama %96’ya indi Sağlık Bakanlığı verileriyle.. Aşıyı reddeden 2 aileyi Anayasa Mahkemesi ne yazık ki hukuk ve bilime aykırı olarak haklı (!) buldu ve bu red modası – furyası hızla yayılıyor.. %2 azalma yaklaşık 150 bin çocuk demektir.
- Türkiye bir de AŞI İLE KORUNULABİLİR HASTALIK SALGINLARI ile yüz yüze!
Bir ülke bu denli kötü yönetilebilir mi?? Türkiye tarihinde böylesine acılı bir dönem yok gibi..
AKP iktidarı bırakıp gitmelidir artık..
Ülkede çok ivedi bir ULUSAL UZLAŞMA / Restorasyon HÜKÜMETİNE gerek var!
Sevgi ve saygı ile. 07 Ekim 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
* Alman gazeteci – yazar Wallraff, bu adla bir kitap yazmış (1986) ve Almanya’da çalışan Türk işçilerinin yürekler acısı durumunu – vahşi sömürülmelerini yazmıştı..