Etiket arşivi: Anayasa madde 137 Kanunsuz emir

Naci BEŞTEPE : AÇTIRMAYIN BAYRAMLIK AĞZIMI

AÇTIRMAYIN BAYRAMLIK AĞZIMI

????????????????????????????????????????????????????????????

Naci BEŞTEPE

“Açtırma bayramlık ağzımı” derlerdi eskiler, bir şeye kızınca.
Bayram üzeri şu olanlara bir bakalım da birlikte karar verelim,
bayramlık ağzımızı açıp açmamaya.

BAYRAK VE ŞEHİT SÖMÜRÜSÜ

AKP ve asli genel başkanı RTE, sözde teröre karşı miting yaptı.
Hayret, her yer Türk bayrağı dolmuş.
Türk bayrağını tahrik unsuru sayanlara seçim yaklaşınca bayrak sevgisi gelivermiş.
Sen Atatürk’ü, Türklüğü, T.C.’yi sil; milliyetçiliği ayaklar altına al,
PKK’yla gizli anlaşmalar yap sonra işler sarpa sarınca herkesten milliyetçi kesil.

“Kelle” dediğin şehidin anasını kandır, kürsüye çıkar “hakkımı helal ediyorum” dedirt.
Sonra AKP’ye oy iste. Sömürünün de bu kadarı…

GÖNÜL BAĞI

“Benim AKP ile yasal bağım yok, gönül bağım var” diyor.
Yiyen olursa.
Nerede görülmüş bir Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi parti ile miting yaptığı.
Bu nasıl bağ ki tüm hükümet işleri KaçAk Saray’da görülüyor.

YERLİ VE MİLLİ

55O yerli ve milli vekil istiyor RTE.  Meclistekiler ithal herhalde.
HDP’liler kastediliyor belli ki. Onlar PKK’lıdır ama Türkiye’de yaşarlar. Yerlilerdir.
HDP’liyi yerli saymayan, ülkenin bir bölümünü ayrı kabul ederek bölücülük yapmış olur.
Milliliğe gelince, HDP/PKK ne kadar milliyetçilikten uzak ve ırkçı ise, başta RTE,
AKP’lilerin bir bölümü din bağını ön planda tutar ve milliyetçilikten o kadar uzaktır.

TÜRKİYELİ

Kılıçdaroğlu Vatan Partisi’nin seçim ittifakı /güç birliği teklifini elinin tersiyle itti.
Belli ki; sinerji yaratmak, AKP’yi yere vurmak, iktidar olmak gibi derdi yok.
% 25’ler O’na yetiyor.
Terörün şiddeti artırınca, siyasi partilerin terörle arasına kesin sınırlar koyması gerektiğini söyledi. CHP ve kendi adına çok iyi bir çıkıştı. Kulağı mı çekildi ne döndü,
”PKK’yı da anlamak lazım” dedi..
30 yılda anlayamadığı PKK mıdır, HDP midir, ABD midir, BOP mudur?

Önce Kılıçdaroğlu’nu anlamak lazım. Bayramdaki Almanya programı Halk TV’de açıklanırken “Türkiyeli vatandaşlarla bir araya geleceği” söylendi. “Türk vatandaşlığı” ne zamandan beri “Türkiyeli vatandaş” olarak tanımlanıyor?
Hangi yasal kaynaktan alınmıştır bu tanım?
PKK‘yı anlayanlar mı kullanıyor bu tanımı?

ÇAY BARDAĞI

Rize’nin AKP’li Belediye Başkanı Kasap, yeni düzenleme bahanesiyle,
Atatürk heykeli yerine çay bardağı heykeli koymak istiyor.

Gelen ve gelecek tepkilere karşı da “referandum” fikrini ortaya atıyor.
AKP Gençlik Kolları Başkanı da kolları sıvamış “çay bardağı” için oy topluyor.
Bunlar, bayrakla milliyetçilik mitingi yapan partinin süprüntüleri.
Milli önderi çay bardağı ile kıyaslamaya kalkışan seviyesiz, densizler.

Türk halkı onlara  gererek yanıtı verecektir.

Bardak heykeli o başkanın evinin önüne yakışır.
Heykelin anlamlı olması için üstüne de başkanın oturtulması uygun olur.

 PKK DOSTLARI

“PKK’yı anlamak lazım” sözü beni İngiltere ve ABD’ye götürdü.
Adamlar, “PYD terör örgütü değildir… PKK’ya fazla yüklenmeyin…”
diyerek yönlerini, amaçlarını açıkça dünyaya ilan ediyorlar.
PYD’nin ne olduğunu açıklamak için, “PKK ve Peşmerge neden PYD’ye yardım ediyor?” sorusunu ortaya atmak yeter.
İnsanı enayi yerine koymayın.
Açtırmayın bayramlık ağzımı…

================================

Dostlar,

Sayın Naci Beştepe Paşa (E. Tümgeneral) çok sinirlenmiş peeeeek haklı olarak.
Yazdıklarını paylaşmamak olası  mı??
Bu denli çelişkili, tutarsız, dün başka bugün başka davranış sergilemek olsa olsa
“Türkiye’de siyaset” düzleminde olabilir. Başka ülkelerde herhalde siyaset kurumu
bunca yozlaşmamış ve aşağılanmamıştır.

Biz de 1 Kasım 2015 seçiminden umutluyuz
Türk halkı bu denli “salak – aptal – anlayışsız”.. olabilir mi??
Olsaydı tarihin derinliklerinden bu yana binlerce yıl nice devletler kurabilir miydi??

AKP’nin oyları sayısal olarak yerinde sayıyor.. (7 Haziran, 18.86 milyon)
Seçime katılım % 84 yerine %90’ı bulur ve aşarsa AKP’nin oyları % 35’lere doğru geriler..
2. parti durumuna bile düşebilir.. İktidarda olamayan AKP, batan gemiyi önce farelerin
hızla terk etmesi gibi terkedilir, ihbarlar başlar ve parti hızla dağılır… (ANAP örneği!)

Bir örneğini bu gün gördük.. Muhtarlarla 11. toplantıyı yapan 12. CB Bay RTE,
bazı kamu görevlilerinin AÇILIM SÜRECİNİ eksik, yanlış anlamaya dayalı uygulamalar içinde olduğunu..” söyledi.. Bu çok önemli bir kırılmadır.. Tüm sorumluluk 13 yıldır tek başına
iktidar olan AKP – RTE’de değil de emir kulu bürokratlarda mıdır??

Çaycısına dek kendilerinin atadığı bürokrasi de mi kendilerini kandırmaktadır?
Bu ne ölçüsüz kandırılma hezeyanı – masalıdır? Halk bu denli aptal yerine konabilir mi?

Eeeeey bürokratlar duydunuz mu? AKP – RTE daha şimdiden sizi satmaya başladı.
Yarın iktidardan düşer de yargı önüne çıkarılırlarsa siz seyreyleyin gümbürtüyü

Bilirsiniz ama, bir kez daha, Anayasa’nın yasa dışı buyruk maddesini anımsatalım :

*****

J Kanunsuz emir
ANAYASA madde 137 – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.
*****

Namuslu bürokratlar, yasa dışı buyruk veren siyasileri hukuksal engelleri göstererek
ikna etmelidirler.

Olmuyorsa görevden çekilmelidirler.
Ülkemizin – ulusumuzun yüksek yararları bunu gerektirmektedir.
Göz yuman, sessiz kalan suça ortak olur. Vebali çook ağırdır.
Böylesine sorumlu bir bürokrat tutumu, siyasal iktidarı da sınırlar ve sağduyuya çeker.
Bu ise hepimizin yararına olur..
Türkiye’nin bugünlerde böylesi bir eksene çook gereksinimi var..

Sevgi ve saygı ile.
29 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

 

Emin Çölaşan : Bu Gün 8 Mayıs 2013!


Emin Çölaşan

portresi_SOZCU_ile

Bugün 8 Mayıs!.. 
Çekiliyor!.. Son biletler!..

Sevgili okuyucularım, 

Türkiye’de yaşanan güldürü dünyanın en ilkel toplumlarında bile yaşanmıyor.
Ülkemizde neler olduğunu, ya da nelerin olmayacağını hiçbirimiz bilemiyoruz.
Birileri yalan söylüyor,

  • Türk Milleti’ni utanmazca kandırmaya yelteniyor.

Bugün 8 Mayıs 2013!..
PKK, teröristlerin bugün sınır dışına çekilmeye başlayacağını bildirmişti.
O gün geldi! Bakalım çekilecekler mi!..
Dağlardan mı gidecekler, kentlerden mi?
Tayyip hükümeti onları nasıl uğurlayacak?
Törenler mi yapılacak, yoksa arkadaşlar görmezden gelinip buharlaşacak mı?
Çaktırmadan gitmelerine mi göz yumulacak, yoksa devletin yolları açmasıyla mı?

Karayollarından, kendilerine tahsis edilen makam araçlarıyla mı çıkacaklar,
yoksa dağ yollarından katır sırtında mı?
Silahlarını kim, nasıl götürecek? Devlet bunları da görmezden mi gelecek?
Yurtdışına çıkış için ellerine pasaport verildi mi?
Askeri birlikler, polisler ve insansız hava araçları bu çıkışları görmezden mi gelecek?
Yasalar nasıl çiğnenecek?
Devlet ve hükümet nasıl rezil olacak?

* * *
Evet, bugün 8 Mayıs!.. Hayatta en merakla beklediğimiz günlerden biri olacak!
PKK tarafından Kuzey Irak’taki Kandil dağında yapılan açıklamada,
tarih olarak bu gün verilmişti.

Şimdi son iki gün içerisinde yaşanan güldürüye bakalım ve böylesine bir konuda bile nasıl ciddiyetsizlik, nasıl şarlatanlık sergilendiğini görelim:

Meclis Başkanı Cemil Çiçek konuştu:

“PKK çoktan çekildi. Şu anda çıkmıştır. PKK’nın açıkladığı 8 Mayıs günü,
problem çıkmaması için verilen sanal (hayali) bir tarihtir.”

Hemen ardından Kürtçü BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuştu:

“Tek bir askeri birlik bile geri çekilmekte olan gerillalara operasyon yapmaya kalkışırsa,
biz yüz binlerce kişi operasyon bölgesine yürüyeceğiz. Operasyonu biz durduracağız…”

Sonra Cemil Çiçek’e yanıt verdi:

“Sayın Meclis Başkanı PKK’lılar zaten sınır dışına çıktılar diyor.
Ama gerillanın sınır dışına çıkması iki üç ay sürer.
Böyle iki üç günde gerillanın çıkması akla mantığa uygun değil.”

Şimdi bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak kimin yalan söylediğini bilin bakalım!
Meclis Başkanı üstüne vazife olmadığı halde başka telden çalıyor, Kürtçü başka telden.
Kim doğru söylüyor, kimse bilemiyor.
Bilinen tek şey, Kürtçü ekip tam kadro devlete posta koyuyor:

“Çekilme aşamasında bir gerillanın kılına dokunursanız sizi pişman ederiz!”

Türk Devleti işte böylesine aciz ve zavallı durumlara düşürüldü.

* * *
Dün bu konuda son sözü Tayyip söyledi:

“Terör örgütünün tarih açıklaması yanlış.
Nasıl girdilerse öyle çıkarlar. Bizim için esas olan silahlarını bırakıp ülkeyi
terk etmeleriydi.”

Hepsi bu kadar! Başka bir cümlesi yok.

Sevgili okuyucularım, şimdi siz o şahsın ağzından çıkan bu cümleyi okuyunca
ne anladınız?
Hiçbir şey!
Konuşuyor, ağzında bir şeyler geveliyor ama ne dediği anlaşılmıyor.
Böylesine önemli bir konuda bile net bir şey söyleyemiyor.

Şimdi şu tabloya dikkat ediniz:
Meclis Başkanı “Çoktan gittiler” diyor.
Terörist temsilcileri “Örgütümüz burada, çekilme olmadı” diyor.

Tayyip eveleyip geveliyor.

Yani ne oldu, bugün ne olacak be kardeşim?
Bir bilen varsa Allah rızası için çıksın ortaya, bize de anlatsın.
Hepimizin bildiği bir tek şey var:
Devlet ve hükümet bir terör örgütü karşısında aciz kaldı, yenik düştü, teslim bayrağını çekti ve onların kum torbasına döndü.

Kanunsuz emir              :

Anayasamızın “Kanunsuz emir” başlıklı 137. maddesi çok açık:

  • “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse
    (asker veya sivil) üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun veya
    anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı
    o emri verene bildirir. Ancak üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz…”

Şimdi aynı maddenin çok önemli olan devamı geliyor:

  • “Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez.
    Yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”

* * *

Terörist kafileleri bugünden başlayarak veya daha sonra, ellerini kollarını sallaya sallaya sınırımızdan geçip ana üsleri olan Kuzey Irak’a yolcu edilecek.
İçlerinde kim olduğu bilinen kişiler var.
Adam öldürmüşler, köy basmışlar, mayın döşemişler, bombalar patlatmışlar,
nice insanların ölümüne neden olmuşlar.

İçlerinde Mehmetçik katilleri, polis katilleri var.
Hepsi suç işlemiş durumda.

Şimdi sen bu kişilerin sınırdan şu veya bu biçimde özgürce geçmesine
göz yumarsan…

Anayasanın “Kanunsuz emir” maddesi işte bu aşamada devreye girecek.

Sınırdaki askeri birliklere Valiler ve Genelkurmay tarafından çoktaaan
sözlü emir verildi:

“Geçişleri görmemiş olun…
Bırakınız geçsinler!.. Dokunmayın yavrucuklara!..”

* * *
Anayasanın 137. maddesi açıktır. Gerek anayasa ve gerekse yasalarımızda,
bunun aksine bir hüküm yoktur. Hiçbir asker veya sivil kamu görevlisi

“Bana verilen emri uyguladım, geçişe göz yumdum” diyemez. Böyle bir emir aldığı takdirde yapacağı şey yazılı emir istemektir.

O da, yazılı emri verecekler açısından biraz sıkar!

Dolayısıyla, bu gibi kanunsuz emirleri veren ve uygulayan her kamu görevlisi, unvanı ve rütbesi
ne olursa olsun suç işlemiş olacaktır…

Ve zamanı gelince hesap verecektir.

* * *

Sevgili okuyucularım,

Şu rezilliğe, şu kepazeliğe bakar mısınız!..

Ortalıkta bir terör örgütü var.
Üyelerinin her biri suç işlemiş, dağlardaki inlerinde gizleniyor…
Ve koskoca Türk Devleti bunlarla at pazarlığı yapıp “İsteyen gidebilir arkadaşlar” diyebiliyor.
Sayılarının iki bin kişi olduğu söyleniyor.

Demek ki koskoca bir Ordu ve öteki güvenlik güçleri iki bin silahlıyla baş edemedi,
selameti onları kazasız belasız yolcu etmekte buldu!

Terör kafilelerinin sınırdan silahlı veya silahsız olarak geçişine göz yuman,
bu kanunsuz emirleri veren ve uygulayanlar,
günü geldiğinde mutlaka hesap verecek.

Evet, bugün 8 Mayıs, kutlu bir gün!
Du bakalii neler olcek!

http://sozcu.com.tr/2013/yazarlar/emin-colasan/bugun-8-mayis-cekiliyor-son-biletler.html, 8.5.13