Hüsnü Mahalli:
AKP kendi gerçek kimliğine döndü

PKK ile AKP arasında yaşanan çatışmaları değerlendiren gazetemiz (AS: YURT) yazarı Hüsnü Mahalli,

– “Bizim düşmanımız önce IŞİD idi. Önce 32 insanımızı öldürdü, diğer yandan da
2 polis öldü. Sonra tırmandı. Burada AKP kendi gerçek kimliğine döndü.” diyor.

05 Ağustos 2015
Hükümetin, PKK’ya yönelik çatışma ve operasyonlarının yeniden başlamasıyla, 2013’te ilan edilen ateşkes sona erdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile AKP Sözcüsü Beşir Atalay, devam edeceğini ve muhatabın değişebileceğini söyleseler de, “çözüm süreci” nin bittiği yolunda değerlendirmeler yapılıyor. Türkiye’nin birçok noktasından hemen hemen
her saat operasyon, çatışma, baskın ve patlama haberleri geliyor. Savaş uçakları da
zaman zaman başta Kandil Dağı olmak üzere PKK hedeflerine hava saldırıları düzenliyor.

Barzani‘ye yakın Rûdaw, “Neden savaş?” ve “neden şimdi?” sorusuna yanıt aradı.

HÜSNÜ MAHALLİ: AKP GERÇEK KİMLİĞİNE DÖNDÜ

“Şimdi var olan durumun tipik bir AKP politikası olduğunu söylemek durumundayız.

– İçeride ‘demokratikleşme’ dedi, yapmadı. AKP gittikçe diktatörleşti.
– HDP/PKK ya da Kürt sorunu bağlamında AKP gerçek kimliğine kavuştu.
Demek ki AKP son beş yılda barış süreci derken samimi değildi.
PKK’yı bir muhatap olarak değil, bir düşman olarak algıladığını bir kez daha gösterdi. HDP süreci baltalayacak, gerginlik çıkaracak bir tavır sergilemedi. İki polisin öldürülmesi eğer PKK’ya saldırı ve operasyon yaptırıyorsa, o zaman devlet devlet değildir.
IŞİD, 32 insanı Suruç’ta öldürdü onlara neden yapmadı?
– Demek ki AKP’nin Çözüm süreci ve Kürtleri filan düşündüğü yok.
Büyük olasılıkla sayın Cumhurbaşkanı Kürtler’den intikam almak istiyor.
‘Siz gittiniz HDP’ye oy verdiniz, bana oy vermediniz. Siz artık benim düşmanımsınız’ dedi. Dolayısıyla, şimdiki durumu yaşıyoruz.

Ne oldu ki başka?
Bizim düşmanımız önce IŞİD idi. Önce 32 insanımızı öldürdü, öbür yandan da 2 polis öldü. Sonra tırmandı. Burada AKP kendi gerçek kimliğine döndü.

PROF.DR. DOĞU ERGİL: “PKK DEVLETİN YEMİNİ YUTTU”

AK Parti’nin şimdiye dek tek başına iktidar olmasını sağlayan, HDP’ye oy vermeyen ve PKK’yı desteklemeyen Kürtler idi. Bu durum son seçimde değişince HDP’yi gözden düşürmek, PKK’nın da önüne yem atmak suretiyle saldırıp, kışkırtarak yanıt vermesini sağlamak söz konusu oldu. Maalesef PKK da bunu yuttu. Böylelikle iki yıl aradan sonra eskisi gibi tekrar cenazeler gelmeye başladı. Son karakolda bir Kürt asker vuruldu. Ağıtlar Kürtçe yakılıyor. Bunların HDP’ye oy vermesi mümkün değil. Hesap şu anda işliyor. Şimdi Devlet biliyor ki Kandil’i bombalamak bir sonuç getirmiyor.
Bundan önce çok denendi. Ama bunun psikolojik etkisi var, bu toplumu rahatlatıyor.
PKK da karşılık veriyor ve sonuç olarak da ölümler meydana geliyor. En kısa zamanda
bu operasyonların ve çatışmaların çözüm sürecinin yeniden başlamasıyla son bulacağını umuyorum. Tarafların eskisi gibi biraraya gelmesi gerek.

PROF. DR. ABBAS VALİ: KORKU POLİTİKASI

“Sayın Erdoğan Kürt meselesi üzerinden kendine siyasi bir fayda sağlamaya çalıştı. Şimdiye dek kendisine ve partisine destek veren Kürtler’in oylarıyla büyüyordu ama
7 Haziran seçiminde HDP ile karşı karşıya kaldı. HDP Kürt sorunundan çok ilk kez ‘Türkiyelileşme’ iddiasıyla AK Parti’nin karşısına çıktı. Kürt siyasetinin merkezinden çok, Türk siyasetinin merkezi üzerinde siyaset geliştirdi ve herkesten oy istedi.
HDP bu siyasetiyle 7 Haziran (2015) seçiminde başarılı oldu. Daha önce AK Parti’ye
oy verenlerin oylarını alarak %13 barajını aştı. 7 Haziran seçimiyle birlikte Erdoğan’ın ABD tarzı başkanlık sistemi engellendi ve HDP’ye ve özellikle Demirtaş’a savaş açtı. Bunun sonucunda Barış sürecinden savaş sürecine geçildi. Operasyonlar, bütün Kürtler’i hedef alan bir savaş konpseptine dönüşmeye başladı. AK Parti, HDP’ye kaptırdığı oyları geri almaya çalışken, bir yandan da milliyetçi oyların peşinde. Bu savaşın özellikle
PKK’ye karşı mı, yoksa Türkiye’deki iç siyaset ve seçime yönelik mi olduğunu
erken seçiminden sonra göreceğiz.”

=================================

Dostlar,

Önemli yorumlar…
Katılıp katılmamak ayrı bir boyut kuşkusuz.
Ancak Sayın Prof. Dr. Abbas Vali kaynaklı son tümce çok vurgu yüklü :

– Bu savaşın özellikle PKK’ye karşı mı, yoksa Türkiye’deki iç siyaset ve seçime yönelik mi olduğunu erken seçiminden sonra göreceğiz.”

Bize göre daha imdiden sorunun yanıtı ortada..
Bay RTE ve AKP’nin düşük – emanetçi – uzatmalı – fiili ve yersiz işgalci (fuzuli şagil!)
ve hatta gaspçı iktidarı; Türkiye’yi ateşe atmakta gözlerini kırpmadılar.
Kendilerince denetimli karmaşa (kontrollü kaos) kurgulayarak, koalisyon kurdurmayarak ve iktidarı da bırakmadan, “erken” daha doğrusu “yineleyen” seçime hükümet mutlaka ellerinde iken gitmek ve “marjinal” düzeyde bile olsa birkaç puan daha oylarını artırma peşindeler. Kilitlendikleri hedef HDP ve MHP’ye özellikle vurarak kendilerinde “kayan oylarını”(?) geri toplamak..

Acaba bu oylar geri dönecek mi, yoksa;
– Halk gerçekleri gördüğü için “dönmeyecek”
– Belki de tepkisellikle AKP’yi iyice cezalandıracak ve sandığa gömecek?

Hangisi, işte “yinelenecek” seçimde bunu göreceğiz.
Dileğimiz ve ketirimimiz kuşkusuz 2. olasılıktan yanadır; bu halkı yabana atmamak gerek.

Şu gerçek gündemden düşürülmeden halka anlatılmalı, yinelenmeli :

– AKP – RTE’nin bu savaşı özellikle PKK’ye karşı değil iç siyaset ve seçime yönelik!

Sevgi ve saygı ile.
5 Ağustos 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Yurt Gazetesi, 05.08.2015
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/husnu-mahalli-akp-kendi-gercek-kimligine-dondu-h93715.html