Mehmetçik savaşıyormuş, ülke bütünlüğü için canını ortaya koyuyormuş, umurlarında değil. Hatta bu savaştan Türkiye’nin yenik çıkmasını istiyorlar. O zaman, onlara göre Tayyip Erdoğan yönetimine son verme fırsatı doğacak! İktidar planlarını Türk Ordusunun yenilgisi üzerine kurmuş bulunuyorlar. Bu planın içinde ABD ile birlikte PKK, FETÖ, AKP’deki Abdullah Gül-Davutoğlu ekibi ve burada anmayı yararlı görmediğim başkaları da var.
Bu koşullarda kamuoyunu aydınlatmak nasıl olur, Ordunun Komutanlık kurumuna soracaksınız. İşte Hürriyet bunu yaptı. Yanıtların fısıltı olmadığı da açıklandı. Yedi konuya Genelkurmay adına İletişim Dairesi tarafından açıklık getirildi.
SAVAŞ YASASI
Zamanlama da yerinde. Çünkü Türk Ordusu, El Bab hedefine ulaştıktan sonra çok daha
zorlu görevlerle karşı karşıya. ABD, kendi denetimindeki bölücü ve yobaz örgütlerini
herkesin gözleri önünde Türkiye’ye karşı mevzilendiriyor, silahlandırıyor ve eğitiyor.
Bugün Ordunun komuta kademesine ilişkin tavır, aslında Ordumuza tavırdır. Bütün Orduların savaş yeteneği, komutanları hedef alınarak tahrip edilir. Savaş yasasıdır bu.
DARBE SAPLANTISI
Bu olayda darbe amacı aramak gerçekten tuhaf. Daha önemlisi, birden hiddet krizine girenlerin ve savcıları göreve çağıranların da vatan savaşını kazanmak diye bir dertleri olmadığı anlaşılıyor. Onlar ABD emperyalizmine ve piyon örgütlerine karşı mevzilenmek yerine,
Türk Ordusuna karşı cephe tutuyorlar. Her fırsatta “darbeye karşı duruş” maskesi altında
Ordu düşmanlıklarını sergiliyorlar. İşi Halkın Özel Harekâtı (HÖH) gibi adlar altında
silahlı örgütlenmeler kurmaya kadar vardırdılar. Bu yaptıkları çok ciddî tehlikeleri içeriyor. Yakında özel olarak ele alacağız.
YASAK YOK ÜNİFORMA TALİMATNAMESİ VAR
Pek önemli değil ama Hürriyet’in bir ifade yanlışı var. TSK’da “Türban yasağının kaldırılması ya da türbanın serbest bırakılmasından söz ediyor.” TSK’da herhangi bir giyim yasağı yok.
Türk subayının, astsubayının ve erinin üniforması var. Bu üniforma, talimatnamelerde tanımlanıyor. Türk askerinin üniforması belli. Örneğin fötr şapka yok, sarık yok, kısa pantolon yok, mayo yok, kruvaze ceket yok, türban da yok vb. Bunlar yasak değil. Düzenlemeler, yasakları saymıyor, Türk askerinin giyimini şapkasından ayakkabısına ve çorabına kadar tanımlıyor. Şimdi birisi de çıkıp Orduda “fötr şapka yasağını kaldırın” diye ortaya çıksa,
buna özgürlük mücadelesi mi diyeceğiz?
ORDUNUN ÜNİFORMASI BOZULURSA
Orduları başıbozuk silahlı örgütlenmelerden çapulcu teşkilatlarından ayıran üniformadır. Üniforma, Türkçemizde “tek biçim”, “tek forma” anlamına geliyor. Spor takımları da öyle
değil mi? Örneğin Filenin Sultanları veya Potanın Perileri maça türbanla veya farklı formayla çıkıyorlar mı?
– Türbanla küt inemezsiniz.
– Türbanla ribaunt alamazsınız.
– Türbanla çapa yapamaz ve laboratuvarda çalışamazsınız.
– Türbanla savaşamazsınız.
– Türban kadını hayatın dışına atar.
– Tarihe bakınız türbanlı Türk kadını var mı?
Ordunun üniformasını bozarsanız, Orduyu bozarsınız.
Ordu’nun içine türbanı sormak, ikilik sokmaktır, fitne sokmaktır.
Aynı cephede savaşan asker, birbirine türbanlı mı şapkalı mı diye bakacak!
Millî Savunma Bakanlığının aldığı karar ne kadar yasal ayrı bir konu, çünkü Ordunun üniformasını belirleyen kurum, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Fakat meselemiz kim yetkili sorusunda düğümlenmiyor. Orduda ikilik yaratan girişimler nereye varacak,
önümüzdeki mesele budur.
MÜSLÜMAN İŞİ DEĞİL
Türkiye’nin tarihinde bir 31 Mart olayı var. Orduya sokulan fitne sonucu, bugünkü takvimle
14 Nisan 1909’da yaşananlar herkes için dersler içeriyor. O zaman da Ordumuz savaşların içindeydi. Düşman yalnız dış cepheden saldırmaz. İç cephede bölünmeler yaratmak,
en önemli savaş taktiğidir.
- Orduda fitne çıkartmak, Müslüman işi değildir.
- Hiçbir gerçek Müslüman Orduda fitne istemez.
- Bunun ne kadar ağır sonuçları olacağını az çok bilir.
EVETLER DAHA DA DÜŞTÜ
Bu Orduya türbanı sokma girişimini Evet oylarını artırma telaşıyla yorumlayanlar da var.
Çok yanlış! Evet oyları bu nedenle çok kaybetti. Çünkü türbana bakarak evet diyecekler varsa, onlar kararsızların çok dar bir kesimidir. Ama kararsızların çok büyük kesimi, bu fitneyi cezalandıracak bilince sahiptir.
İnişe geçen güçler, hep hata yaparlar. AKP, inişe geçmiştir ve kendisi açısından da inişini hızlandıran aymazlıkları birbiri ardı sıra gündeme getiriyor. Nafile!
======================================
Dostlar,
İki bin yılı aşan parlak bir geçmişe sahip Türk Ordusu’na içinde bulunulan çoook zor koşullarda savaşırken “Türban dayatması” yapmak siyasal etiğe sığmadığı gibi tarihsel gerçekliklere de aykırıdır. AKP fırsatçılığına, kör inadına tipik olarak denk düşmektedir.
Erdoğan’ın ağzıyla itiraf ettiği ve hedef gösterdiği üzere “.. dininizi ve kininizi eksik etmeyin..!” talimatı bizzat Erdoğan tarafında yerine getirilmektedir. Gerçekten çook ayıp olmaktadır.
Bir yandan OHAL, bir yandan halkoylamasına geri sayım, bir yandan da TSK’nın içeride ve dışarında çoook zor görevlere koşulduğu ortamda..
Üstelik emir – komuta zincirinin de 6-7 parçaya bölündüğü bir durumda.
Tabii bir de halkoylamasında “hayır” oyu kullanacak laik – demokrat – cumhuriyetçi kesimlerin tahrik edilmesi hesapları var.. Bu kesimlerin TSK ve laiklik duyarlığını zedelemek ve ardından da “din düşmanları, inanca saygısızlar,…” suçlamasını yapıştırmak..
Bir yandan da Irak Bölgesel Kürt yönetiminin bayrağını egemen – eşit bir devlet gibi göndere çekmek…
“Bir Kürt kedisini bile Türkiye’ye vermeyeceğini ilan eden Barzani” ye bu iltifat niye??
Emir çoook büyük yerden mi?? Türkçesi
- “Kürt oylarının halkoylaması pazarlığını PKK – HDP yerine Barzani ile yapmak mı?
- Halkoylaması “evet” ile geçerse yapılacakların stratejik müttefike vaadi mi??
O “müttefik” (!?) ki PKK yerine üretilen yeni bölücü örgütlere her tür desteği Türkiye’nin gözünün içine baka baka vermeyi / AKP – RTE’ye meydan okumayı (hiçe saymayı!) sürdürüyor!
Bir AKP – RTE klasiği daha.. Siyasal tarihe geçecek ve “hayır” oylarını daha da artıracak..
AKP – RTE hata yapmayı sürdürüyor.. hem de ağır ve büyük hatalar.. Ulusal çıkara ters!
Panik çook büyük, hatalar da buna orantılı ve o ölçüde de utandırıcı, tehlikeli.
Gene birileri AKP – RTE’yi kandırıyor.. Yine aldatıldık / kandırıldık.. diyecekler..
Türk ulusu engin deneyimi, sağduyusu ve bilgeliği ile olan biteni izliyor ve 16 Nisan 2017 günü
kadim tokatını aşkedecek.
Sevgi ve saygı ile. 27 Şubat 2017, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com