Cumhuriyet’te köşe yazımız: 31 Mart 1909-31 Mart 2024; 115 Yıl Sonra Gene İstibdat mı?!

Dostlar,

Dün, 28 Mart 2024 Perşembe günü, Cumhuriyet gazetemizin 8. sayfasında 14. köşe yazımız yayınlandı. 2 haftada bir yazmaktayız. Köşe yazarlığı kıdemimiz de böylece 9.aya girdi!

Bu yazımızı paylaşmak istiyoruz.
https://t.co/D5QV3rumDJ
https://x.com/profsaltik/status/1773701899964801380?s=20

***
31 Mart 1909 – 31 Mart 2024 :
115 Yıl Sonra Gene İstibdat mı?!


Belleklerdedir: 31 Mart Kalkışması (isyanı), Meşrutiyet’in 2. kez ilanından sonra (ilki 1876) İstanbul’da başlatılan büyük bir ayaklanma ve darbe girişimidir. İttihat-Terakki’nin desteklediği Hüseyin Hilmi Paşa Sadrazam idi. Önceki sadrazam-başbakan Mecliste güvensizlik oyu ile düşürülmüştü! Hareket Ordusu tarafından isyan bastırıldı. 2. Abülhamit’in 1878’de ilk meşrutiyeti daha 2. yılında kaldırarak başlattığı “istibdat” (koyu baskı-mutlak sultanlık) rejimi sürsün istiyordu gerici-yobazlar. Oysa şimdiki yurdun iki katı alan yitirilmişti bu karanlık dönemde. Vatan toprağı Kıbrıs sözde “kiralanmıştı” İngiltere’ye!

Ancak “Hürriyet ilan edilmişti” bir kez, geri dönüş yoktu. Avrupa’nın çok gerisinden de olsa “ilerliyorduk”. Tarihin tekerleği ileriye dön(dürül)üyordu, 23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM, “Egemenlik bağsız koşulsuz milletindir” ilkesini benimseyerek, gerçekte eylemli olarak (fiilen) saltanatı tanımadığını duyurmuştu. “Tebaa” sözcüğü yerine özen ve bilinçle “millet” sözcüğü konmuştu, Cumhuriyet’e giden yolun taşları döşeniyordu. Bağımsızlık savaşının görkemli askeri utkusunun (30 Ağustos 1922) hemen ardından, 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış ve son Padişah Vahdettin İngilizlere sığınarak kaçmıştı.
***
   115 yıl sonra neredeyiz ?

  Hükümet yok!

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi uydurma-zorlama-göstermelik bir sekreterler kurulu.
   Meclis yok!
Cumhur İttifakı TBMM’yi noter gibi kullanıyor. Tüm yasa önerileri kaçak Saraydan geliyor.
Yargı yok gibi!
HSK eliyle mutlak egemenlikle atamalar-yükseltmeler-yer değiştirmeler yapılıyor. Bu Kurul da TEK ADAM’ın güdümünde; 6 üye doğrudan RTE atamasıyla, 7 üye Yürütme’nin TBMM’yi yönlendirmesi ile. Tepedeki AYM’nin 12/15 üyesini tek adam RTE atıyor! Son dönemlerde
bu yüksek Mahkeme “lüks” görülmeye başlandı, kararları utanmazca uygulanmıyor,
Anayasa değişimi dayatılıyor!
Demokrasilerin sacayağı, YASAMA – YÜRÜTME – YARGI erklerinin birbirinden bağımsız denge-denet sistemine dayanır. Ulus, egemenliğini bu Anayasal “Güçler” eliyle kullanır.
Güçler ayrılığı” yüzlerce yıldır emekle örülmüş bir siyasal kazanımdır ancak ülkemizde
3 Kasım 2002 AKP iktidarı ile birlikte 21+ yıldır adım adım çökertilmiş ve 21. yy’da dünyada
hiçbir ülkede benzeri olmayan bir post-modern (!) dinci-gerici despotik rejim koskoca ülkeye dayatılmıştır. Ucubenin adı: Cumhurbaşkanlığı hükümetidir! Atlantik kurgusu-dayatması olarak kökü dışarıda, asla yerli-milli olmayan bir kuşatmadır Türkiye’ye.
21+ yılda ülke hemen her bakımdan gerile(til)miş, çok borçlu = çok bağımlı duruma sürüklenmiştir.
TEK ADAM rejiminde Ulusa hesap verme yükümü çöpe atılmıştır.

  • Oysa 1908’de güvenoylaması ile Sadrazam düşürülmüştür!

Günümüzde hükümet de yoktur, güven oylaması da!

TEK ADAM RTE’ye, yardımcısına, bakanlarına, milletvekillerine Yüce Divan’da (Anayasa Mahkemesi) hesap sorabilmek için 400/600 oy gereklidir TBMM’de. Üstelik bu “tuhaf” kural (Anayasa m.105/3), ölene dek geçerlidir.

Ucube TEK ADAM REJİMİ, İslami faşizm zeminini de pekiştirerek bir patrimonial sultanlık kurmuştur. Siyaset bilimi terimi ile bu bir “anomali”dir. Bu rejimler olağan yollarla yıkıl(a)mamaktadır. O halde, anti-emperyalist bağımsızlık savaşını kazanan Devrimci Ulusumuz, bu acı kuşatmayı nasıl yaracaktır?
İlk olarak, Türk Devrimi’nin tüm mazlum uluslara örnek “6 Ok”unu anımsamak gerekir.
O bütüncül devrimci ideolojinin 6 bileşeninden (Ok’undan) biri ve en uzun olanı “DEVRİMCİLİK” tir, unutulmasın! Tarih, 115 yıl sonra 31 Mart 2024’te, Türk ulusunun önüne, adeta altın tepside bir fırsat sunmaktadır. O tarihsel fırsatın adı, kağıt üstünde “Yerel seçimler” ancak çok aşkın bir anlam ve önem kazandı.

  • Görülmemiş bir yoksullaşTIRma halka dayatıldı, ülke talan edildi!

Alın teri – göz nurumuz, İslamcı-dinci sermayeye ve dış ortaklara aktarıldı. Öyle ki; başsorumlu AKP=RTE, milyonlarca emekliyi 10 bin TL/ay mutlak yoksulluğa ısrarla mahkum eti.

  • Hemen hemen tüm demokratik hesap sorma yolları tıkandı!

Eğer bu lanetli (maledictus) gidiş durdurul(a)mazsa, fatura daha da ağırlaşacak; “çıkış” (exodus) belki de onlarca yıla uzayabilecektir! Okuyucu hoş görür ise; bu “can sıkan” öngörülerimiz salt
Tıp değil, Mülkiye ve Hukuk eğitimimize de, –mutlak bir bilimsel terbiye ile– dayalı, yalın karamsarlık asla değil.

Ne yapmalı                                                             ??

  • Ana ve şaşmaz hedef AKP=RTE faşist-gerici-uydu rejimini olabildiğince zayıflatmak.

  • Bunu hakkımız olan “oy” larımızla demokratik-barışçıl ve meşru yolla yapmak.

  • Bugün yapıl(a)mazsa gelecekte bu yollar da kullanılamayabilir.

  • Öyle ise; her seçim bölgesinde, kazanabilecek en güçlü adayı destekleyerek Cumhur İttifakı adaylarını sandıkta yenmek.

  • Ulusal güçleri birleştirin” buyruğu ATA’nın!

==========================================================
Köşe yazımızın Cumhuriyet‘teki pdf biçimi aşağıdadır.

Cumhuriyet gazetesi köşe yazımız;.. 115 Yıl Sonra Gene İstibdat mı

Okunması, paylaşılması ve gereklerinin yerine getirilmesi dileğimizdir.

Sevgi ve saygı ile. 29 Mart 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik

https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Cumhuriyet’te köşe yazımız: 31 Mart 1909-31 Mart 2024; 115 Yıl Sonra Gene İstibdat mı?!” hakkında 3 yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    Sözün tam ve tüm anlamıyla DAHİYANE bir yazı. Çok değerli ve sevgili hocamız Prof.SALTIK’ın DAHİ kalbine, DAHİ eline, DAHİ kalemine sağlık ve konuya ve soruna ilişkin özel bir adak :

    TÜRKİYE, ANKARA, İSTANBUL İTTİFAKI KURUP ELELE VERELİM

    Bütün üretim ve değişim,
    Tüm bölüşüm ve dağıtım,
    Tüketim, birikim, yatırım
    İş, emek, girişim ve bilim,
    Beka, barış, bağımsızlık,özgürlük ve Cumhuriyet,
    Hak,hukuk,adalet,sanat,edebiyat,ahlak ve fazilet
    Sistemini ve öznelerini
    Ögelerini ve süreçlerini

    Korkunç bir felce,hastalığa,sakatlığa ve kötürüme
    Hatta kaçınılması çok zor ve olanaksız bir ölüme
    Sürüklemiş olan eski ve yeni mandacıları,
    Ve yerel, bölgesel ve küresel mafyacıları,
    En dinsiz dinci şeriyatcıları ve cihadcıları,
    Ayakkabı kutularına kara para yığanları,
    Haram karcıları,haksız rantcıları,tefeci faizcileri,
    Bunların uzak ve yakın emperyal destekcilerini,
    Hizmetcilerini ve yer altı ve üstü köstebeklerini
    Ve de ‘sağdaki’ ve ‘soldaki’ koltuk deyneklerini

    Teşhis ve tesbit, teşhir, tel’in ve mahküm etmek için
    Türkiye,Ankara, İstanbul İttifakı kurup elele verelim
    Ve dahi başkanlar İmamoğlu’nu ve Mansur Yavaş’ı
    Ve onlar gibi vatansever ve demokrat tüm adayları
    Bütün il,ilçe ve belde belediyelerine başkan seçelim.
    Yani tüm BOP’cuları ve kanalcıları kapıdışarı edelim.

    Gönül Pınar Atacı, 30.3.2024

    Cevapla
    1. Ahmet SALTIK

      Gönül hanım sağolun…

      Bu yazdıklarınızı web sitemize paylaşyıoruz..

      Sosyal medya hesaplarımızda da.

      Teşekkür ederiz.

      Saygı ile.

      Dr. Ahmet SALTIK

      Cevapla
  2. Ekrem Sisalan

    MAALESEF İKTİDAR HER TÜRLÜ MEL’ANETİĞİ KULLANIYOR, YETKİYİ, İKTİDARI VERMEYE HİÇ NİYETİ YOK. ADAMLAR ÜLKEYİ DAHA DA KÖTÜ BİR BATAĞA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞACAKLAR MAALESEF.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir