Yazıyı kaleme almaya hazırlanırken Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın gözaltına alındığı haberi geldi. Önce ortamı hazırladılar, sonra aldıkları kararı uygulattılar.
Yanardağ’a gözaltı, sabahtan planladığımız yazının tam ortasına oturuyordu. Bugün Saray’ın sonbahar ve devamındaki hesaplarını sütuna yatırıp, bir an önce derlenip toparlanmak gerektiğini vurgulamayı planlamıştık. Önümüzdeki dönem kullanılacak araçlardan biri hukuk olacak.
Yanardağ hakkında herhangi bir soruşturma açılsa, ifadeye çağrılsa gitmeyecek mi? Çok değil, en son 22 Mayıs’ta bir başka soruşturma nedeniyle ifadeye çağrıldı, gitti. İfadesini verdi, serbest bırakıldı.
Bu kez 28 Mayıs sonrası hukuk işliyor. Bunu pek çok alanda görüyoruz.
Saray’ın sonbahar hesaplarına gelince…
“Muhalefeti bir daha bu kadar dağınık bulamayız” diye düşünüp buna göre bir yol haritası oluşturdukları anlaşılıyor.
Masada anayasa değişikliği var. İlk ikilem şu:
Yeni bir anayasa mı yapalım, kapsamı belli bir anayasa değişikliği mi?
Hangisine karar verirlerse versinler asıl amaç anayasa değil. Anayasa tartışmaları üzerinden kendilerince muhalefeti parçalamak ve iyice etkisiz hale getirmek. Yerel seçimleri alıp “daha ileri” gitmek!
Şu anda iktidar için anayasa zaten fiilen yok. İstedikleri yerinden delip istedikleri yerini atabiliyorlar. Sonbahara doğru yeni bir anayasa taslağı ile muhalefeti sorumluluğa ortak olmaya çağıracaklar. Saadet Partisi, DEVA ve DP’nin evet diyebileceği maddeleri öne sürecekler. İYİ Parti’nin o güne dek nasıl bir noktaya evrileceği belli değil ama buraya hatlar kurup muhalefet ekseninden koparmanın yollarını arayacaklar.
Bu durum CHP’nin konumu açısından da önemli olacak. Örneğin Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü çözümünü yasaya bağlayalım” cümlesine verdikleri, “Daha sağlam olsun anayasaya bağlayalım” yanıtının devamını getirecekler. Soracaklar:
Var mısınız?
Saray’ın yol haritası önünde YRP ve HÜDA PAR pürüzleri olabilir, son tahlilde aşılır! Onlar Saray’ın yaptığını da beğenmeyip daha ileri gidilmesini isteyebilir. Ancak Erdoğan’ın izin vereceği kadar Erdoğan’a muhalefet edip sonra da belli bir noktaya gelebilirler.
Şu anda iktidarın her türlü planı gündeme getirip toplumu deneme tahtası yapma ortamı var.
Hızla bu ortamı değiştirip demokrasi mücadelesini kurumlaştırmak gerekiyor.
Bir başka açıdan bakıldığında iktidar çökmüş durumda. Ekonomi bunun başlıca göstergesi. 2019’dan beri her fırsatta yinelenen söylemlerin tam tersi bir yöntem deneniyor. Mehmet Şimşek’in, “akıl ve mantık yoluna girme” çabasının, ana kumandada Saray olduktan sonra istenen sonucu vermesi çok zor.
Seçimden önce ekonomiyi konuşturmamayı başarmışlardı. Korkarız seçimden sonra da konuşturmamayı “başaracaklar”. Böylece yaşanan hüsranın nedenleri, sonuçları örtük kalacak. Yeni bir anayasanın çapı çerçevesi konuşulacak.
Bütün bunlar için gerçekleri söyleyecek, bağımsız bir medyanın olmaması gerekiyor. Bunun yolu da bugüne kadar kanal kapatma, ilan cezası verme gibi yöntemlerdi. Yanardağ’ın gözaltına alınması burada da daha ileri gidileceğini gösteriyor.
İktidar yol haritasını belirlemiş:
-Yıkılırsam ülkenin üstüne yıkılırım!
Yine, yeniden, yeni bir toplumsal direniş, derlenip toparlanış gerekiyor.
Her sözcüğü MÜKEMMEL bir teşhis, irdeleme, yorum, teşhir ve MUHTEŞEM bir en son söz ve öneri. En uzun, en sağlıklı, en mutlu, en başarılı bir ömür boyu SAĞOL VAROL sevgili Mustafa BALBAY.